Bölüm 17

787 73 0
                                    

Elinde telefonu vardı ve başı eğik bir şekilde öylece oturuyordu. Bizi görmediği belliydi. Zaten arabayı görse bile beni göremezdi çünkü camlar filmliydi. Onu öyle üzgün bir halde otururken görmek içimi sızlatmıştı. Aramızda ne olursa olsun bana hep iyi bir arkadaş olmuştu.

"Taşkın onunla konuşmalıyım." dedim ciddi bir ses tonuyla.

"Elbette..Hadi inelim." dedi ve elini kapıya uzattı.

"Hayır." aceleyle konuşuyordum. "Onunla tek konuşup açıklamalıyım. Lütfen Taşkın..Bunu ona borçluyum."

Yüzüme bakarken ifadesi ciddiydi ama aklından geçenleri anlamak zordu. Beni zorlamamasını istiyordum çünkü Can'ı daha fazla üzmek istemiyordum.

"O gidene kadar buradayım." dedi ve hemen rahat bir nefes alarak başımla onayladım.

"Arabada kal." diye uyardım ve kapıyı açıp hızlıca dışarı çıktım.

Can'a doğru ilerlerken gerçekten gergindim. Bu saatte o kadar yolu benimle konuşmak için gelmişti ama telefonda söylediklerimden başka ona söyleyecek bir şeyim yoktu. Bu berbat hissettiriyordu.

"Can?" diye seslendim ve kafasını hızla kaldırıp bana baktı. Beni evin dışında gördüğüne gerçekten şaşırmış gibiydi.

"Feza? Senin..." diye başladı ama cümlesini tamamlamadan gözleri arkamdaki bi şeye odaklandı.

Kafamı çevirip baktığımda Taşkın bir eli cebinde rahat bir tavırla bize doğru geliyordu. Sıkıntıyla iç çektim ve gözlerimi kapadım. Gerçekten beni dinleyeceğini düşünmüştüm değil mi? Tekrar Can'a döndüm ve yüzünde anlaşılmaz bir ifadeyle bana bakıyordu. Gerçekten Taşkın bu durumu bundan daha fazla zorlaştıramazdı.

Taşkın arkamda durdu ve yüzümü ona dönmedim. Kulağıma eğildi ve Can'ın da duyabileceği bir şekilde "İyi geceler demeyi unuttum hanımefendi." dedi.

Can'ın gözleri nefretle kısılmış bir şekilde Taşkın'a bakarken ikisinin arasında duruyordum.

"Taşkın lütfen arabaya dön."diye yalvardım ama beni umursamadı bile.

"Ben sana ulaşmaya çalışırken sen bununla mıydın Feza?" Can ayağa kalkmıştı ve gözlerindeki acıyı karanlıkta bile görebiliyordum. Taşkın'ı tanıyordu ve onu bu şekilde yıktığım için hissettiğim suçluluk üzerime geliyordu.

"Can..Özür dilerim..Ben.." Boşuna çabalıyordum ama artık bu durumu kurtaramazdım.

Can uzanıp bileklerimden yakalamaya çalıştı ama Taşkın sert bir tavırla onu tek eliyle geriye itti.

"Uzak dur." dedi tehdit eden bir sesle.

Bunu gerçekten yaşıyor muydum? Onları birbirlerinden uzak tutmak için aralarına girmekten başka bir şey yapamıyordum. Bu şekilde olmamalıydı. Can tabiki kendini savunabilirdi ama Taşkın'ın karşısında ne yapabileceğini bilmiyordum.

"Sen kimsin piç kurusu!" dedi öfkeyle ve Taşkın'ı benden uzaklaştırmaya çalıştı.

Taşkın gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir sinirle Can'a doğru bir hamle yaptığında onu kolundan tutarak geriye çekmeye çalıştım.

"Lütfen..Sokağın ortasındayız.." resmen durmaları için yalvarıyordum.

Can'ın bakışları Taşkın'la aramda gidip gelirken yüzünü tiksintiyle buruşturdu.

"Senin..böyle bir.. orospu olabileceğin kimin aklına gelirdi değil mi Feza?" dedi dişlerinin arasından tıslayarak. Söylediği şey karşısında dondum ve Taşkın'ın kolunu daha çok sıktım. Bu Can mıydı?

Nasıl oldu bilmiyorum ama birden geriye itildim ve Taşkın yumruğunu hızla Can'ın yüzüne geçirdi. Can acıyla inleyip elini yüzüne götürdü ve Taşkın o sırada onun boğazına asıldı. Tek eliyle boğazını sıkarken diğer eli havada yumruk atmak için hazır bekliyordu.

Her şey gözlerimin önünde olup biterken ben bir tepki bile veremiyordum. Sanki olduğum yere çivilenmiştim.

"Seni öldürürüm puşt! Beni duyuyor musun?" dedi Taşkın sinirle sıkılmış dişleri arasından. "Seni döve döve öldürürüm orospu çocuğu!" sesinden gerçekten bunu yapabileceği anlaşılıyordu. Can Taşkın'ın ellerinden kurtulmak için çabalasa bile nafileydi.

"Bırak." duygusuz çıkan sesimle Taşkın bana döndü ve yüzümde her ne gördüyse başka bir şey söylememe gerek kalmadan elini biraz gevşetti.

Can neredeyse mosmor olmuştu ve durdurmazsam Taşkın'ın yapabileceklerini düşünemiyordum bile.

Taşkın tekrar Can'a döndü ve "Siktir git buradan! Seni bu evin yakınlarında görmeyeceğim." sesi daha sakindi ama nedense daha korkunç geliyordu kulağa.

Ellerini Can'da çekti ve Can öksürerek kendine gelmeye çalıştı. Kafasını kaldırıp bana baktığında öksürüklerinin arasından konuşmaya çalıştı.

"Umarım buna değer." dedi fısıltıyla ve arkasını dönüp sendeleyerek yürümeye başladı.

Taşkın yanıma gelip omuzlarımdan tuttuğunda ağladığımı yeni fark etmiştim.

"O orospu çocuğunu daha çok benzetmeliydim." diye fısıldadı ama daha çok kendine söylüyor gibiydi.

İki eliyle yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözlerine bakmamı sağladı.

"Ağlama Feza." Parmakları nazikçe gözyaşlarımı silerken beni sakinleştirmeye çalıştığını biliyordum. Can'ın söyledikleri bende bir tokat etkisi yaratmıştı. Bunu ondan hiç beklemediğim için mi yoksa derinlerde bir yerde gerçekten bunu hak etmiş olabilme ihtimalim olduğu için mi böyle berbat hissediyordum bilmiyordum.

Bu şekilde olmayabilirdi. Böyle kötü bir sonla ayrılmayabilirdik.

"Şimdi arabadan inip yanına geldiğim için daha çok memnunum." dedi Taşkın ve sinirle ellerini ittim.

"Gerçekten mi Taşkın?" Gözyaşlarımın arasında onu neredeyse bulanık görüyordum.Öfke beni ele geçirirken ellerim iki yanımda yumruk oldu."Buna memnun mu oldun?" Eğer o lanet arabada kalsaydı Can ile normal bir şekilde konuşup sakince onu buradan gönderebilirdim ve tüm bu saçmalıklara gerek kalmazdı.

"Ciddi misin sen Feza?" Onunda sinirlenmeye başladığını görebiliyordum.

"O arabada kalmalıydın!" diye bağırıp parmağımla siyah jipi gösterdim.

"Ne bekliyorsun bir özür mü?" dedi yarı sinirli yarı alayla.

Tabi ki ondan bir özür beklemiyordum ama kafasına göre hareket edip hayatıma müdahale etmeye hiç hakkı yoktu.

"Git Taşkın." dedim ve gözlerimi yere indirdim. Bu kadar sinirlenmeyi bende beklemiyordum ama artık gitmesi gerekiyordu. Gözyaşlarımı bastırmak için dudaklarımı ısırıyordum.

Sinirle bir iç çekti ve bir şey söyleyecek gibi oldu. Ama sonra arkasını dönüp arabaya doğru ilerledi. Arabanın sertçe kapanan kapısını duydum ve yinede kafamı o tarafa çevirmedim. Tiz bir lastik sesiyle buradan uzaklaştığında evimin önünde yalnız kalmıştım. 

Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin