"Meşhur köprü burası mı?" Gözlerimle etrafı inceliyordum.
"Nehir yıllar önce kuruyunca burası bu hale geldi." Ben hala etkilenmiş gözlerle etrafa bakarken o beni inceliyordu.
"Çok güzel bir yer." diye mırıldandım ve ona döndüm. Ay ışığı yüzüne vuruyordu ve yeşil gözleri parlıyordu.
"Gel." diyerek elimi tuttu ve birlikte çiçeklerin arasından geçtik. Eski köprüye yaklaştığımızda biraz duraksadım.
"Merak etme. Eski ama sağlamdır." diyerek güvence verdi ve gülümsedi. Elini sıkıp ona uydum.
Köprüye çıkıp ortasında durduk. Birkaç kenar tahtası kırılmış bir yere Taşkın oturdu ve ayaklarını aşağı sarkıttı.Fazla yüksek değildi ama en azından üç metre yukarıdaydı.Elini yan tarafındaki boşluğa vurdu ve gelmem için gözlerime baktı.
"Düşersen seni yakalarım." diyerek sırıttı ama emin olamadım.
"Hadi Feza." Ellerini bana doğru uzatmıştı bu kez ve çok fazla düşünmeme izin vermeden dikkatlice yanına oturdum.Elini sımsıkı tutuyordum.
Doğruca altımızda uzanan bahçeye bakıyorduk ve korkumun yavaş yavaş geçtiğini hissettim.
"Sevdin mi?" diye sorduğunda başımı kaldırıp ona baktım.Bu şekilde bana baktığında mantıklı düşünmem olanaksızdı.
"Sevdim." sesim bir fısıltı gibi çıkmıştı.
Bir elini kaldırıp yanağıma koydu ve " Sessiz ol." diye fısıldadı.
Ne olduğunu anlamamıştım ama sesimi çıkaramıyordum. Gözlerinin içine bakarken donup kalmıştım. Oda aynı şekilde bana bakıyordu ve aldığımız nefeslerin sesini duyabiliyordum.
"Aşağı bak." fısıltısını duymak için ona daha fazla eğilmem gerekmişti.
Bakışlarımı aşağı indirdiğimde gözlerim şaşkınlıkla iri iri açılmıştı.Çiçekler sanki minik lambalarla aydınlatılmış gibi parlıyorlardı. O kadar güzel bir görüntüydü ki gerçek olduğuna inanmakta zorluk çekiyordum. Sihir gibi diye geçirdim içimden.
Taşkın'a baktığımda o beni izliyordu.
"Bu nasıl..?" diye sormaya çalıştım.
"Ateş böcekleri." dedi ve tekrar aşağı baktığımda onları göremedim.
"Yoklar." dedim üzgün bir sesle.
"Sonsuza kadar orada kalmalarını beklemiyordun değil mi?" yüzünde küçük bir gülümseme vardı.
"Sessizlik kaybolunca gittiler." diye mırıldandım kendi kendime.
Tekrar yanağımı okşayınca bu sefer avucuna yüzümü yasladım ve gözlerimi kapattım. Bu şekilde kalabilmek istiyordum. Sabah olunca bir şeylerin değişmesinden korkuyordum.
Xby Counterflix
"Bu ışıklar aslında erkek ateş böceklerinin dişilerini kendilerine çekmek için kullandıkları bir şeydir. Yanıp sönerek dişileri ile haberleşmeyi sağlarlar." sakin bir şekilde anlatmaya başladığında onu dinlemeye devam ettim.
"Ateş böcekleri yaklaşan bir canlıyı fark ettiklerinde ışıklarını söndürürler. Ama avcılarına o ışıkla kötü bir tat bırakarak onlarda kusma isteği uyandırırlar. Ve sonra o avcı bir daha asla ateş böceği yemek istemez." sesi sanki başka bir şey düşünüyor gibiydi.
Dalgın gözlerine bakarken kendime nefes almam gerektiğini hatırlattım.Yüzü yüzüme çok yakındı ve aklım başımdan yavaş yavaş gidiyordu. Gözlerinin dudaklarımda olduğunu fark edince kalbim deli gibi çarpmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022
Novela JuvenilAşk, imkansız olan birçok şeyi mümkün kılar. Feza'nın tüm hayatı değişti. Evi,arkadaşları,planları... Hepsi babasının beklenmedik ölümünün bir sonucuydu. Şimdi tek yapması gereken yeni başladığı okuluna odaklanmak, daha sadık arkadaşlar edinmek ve...