Taşkın, açık bıraktığım kapının aralığından bana bakıyordu. Kendimi bir suç işlerken yakalanmış gibi hissettim ve elimdekileri hızlıca bırakıp ayağa kalktım. Taşkın içeri girdi ve bakışları önümde duran koliye kaydı. Yüz ifadesi anında değişip daha sert bir tavra büründü.
Eğilip yerde duran koliyi masanın altına ittiğinde "Eşyalarımı mı kurcalıyorsun?" diye söylendi. Gözleri kolinin içindeki kutuya kaydığında çenesi seyirdi ve eline aldığı bir dergi yığınını kolinin üstüne fırlattı.
"Hayır." dedim hızlıca. "Sadece topluyordum." Neden bu kadar tepki veriyordu?
"Kendi eşyalarımı kendim toplayabilirim Feza." dedi sert bir ses tonuyla.
"Özür dilerim." diye mırıldandım. Bakışları gerçekten kendimi suçlu gibi hissetmeme neden oluyordu.
Özrümle beraber yüzü birazda olsa yumuşadı. "Eşyalarımın yerlerinin değiştirilmesinden hoşlanmam." Nedense bu bana bir bahane gibi gelmişti. Arkasına saklamak istediği bir şeyler vardı. Yine.
"Tabi." dedim anlayışla. Üstüne gitmeye niyetim yoktu.
Bana doğru gelip sarıldığında konunun kapandığını düşünüyordu. Bu kadar çok paniklemesinin nedeni kesinlikle o fotoğraflardaki kadındı. Onları görmemiş gibi yapmam, üstlerini örtmem için yeterli değildi. Çünkü Taşkın benden her hangi bir şey sakladığında kendimi diken üstünde hissediyordum. Mutlaka bunu ona sormalıydım.
Pizzalarımız geldiğinde Taşkın bir aksiyon filmi açıp mutlaka onu izlemem gerektiğini söylemişti. Hızlı arabalardan ve egzoz sesinden pek hoşlanmadığımı söylesem de bunun izlediğim en iyi film olacağına dair bana söz vermişti. Böyle ısrarcı olduğu zamanlar ona hayır demek neredeyse imkansızdı.
Kutudan yeni bir dilim alırken "Anneme sicilinin temiz olduğunu söyledin." dedim birden. Bu konu aklıma günler önce takılmıştı ama konuşacak zamanı bulamamıştım.
Taşkın uzun bacaklarını uzatmış bir şekilde yerde oturuyordu. Dikkatini tamamen filme vermişti ama ben konuştuğumda yerinden hafifçe doğruldu. Yüzünde her hangi bir duygu değişimi olmadan "Evet." dedi.
"Gerçek miydi?" diye sordum yavaşça.
"Annene neden yalan söyleyim?" O kadar kendinden emin konuşuyordu ki söyleyeceklerimi toparlayamıyordum.
Aldığım pizza dilimini tekrar yerine koydum ve boğazımı temizledim. "Şey.. Önceden yaptığın işler.."
"Sana bunu anlatmıştım Feza." Yerden kalkıp yanıma oturduğunda hala sakindi.
"Evet ama sen yasa dışı işlerden bahsettin." diye hatırlattım.
Gergince bir nefes aldı. "Nedim, beni fazla ortaya çıkarmazdı." Bir saniye kadar duraksayıp devam etti.Aklına gelmiş olabilecek anılardan korktum. "Hatta hiç ortaya çıkarmazdı. Merkezde ben yoktum Feza. Hep arka plandaydım. O yüzden polislerden uzakta ve alakasızdım." Bunları anlatırken gözlerime bakıyordu ve ne düşündüğünü asla belli etmiyordu.
"Bu iyi bir şey." dedim. "Yani sicilinin temiz olması değil mi? İstediğin yerde çalışabilirsin ve istersen okula başlayabilirsin." Tamamen saçmaladığımın farkındaydım.
Dudağının bir kenarı yukarı kıvrıldı ve başını salladı. "Sanırım o zamandan elimde kalan tek iyi şey bu." Gülümsüyordu ama bu acılı bir gülümsemeydi.
Kalbimin sızladığını hissettim ve bu konuyu açtığım için pişman oldum. Taşkın tüm bunları arkada bırakmak isterken ben sürekli tüm kartları önüne açan kişi olmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022
Novela JuvenilAşk, imkansız olan birçok şeyi mümkün kılar. Feza'nın tüm hayatı değişti. Evi,arkadaşları,planları... Hepsi babasının beklenmedik ölümünün bir sonucuydu. Şimdi tek yapması gereken yeni başladığı okuluna odaklanmak, daha sadık arkadaşlar edinmek ve...