Burada ne arıyordu? Onu en son gördüğüm zaman bir daha asla karşı karşıya gelmeyeceğimizi biliyordum ama şimdi nedenini bilmediğim bir şekilde evimdeydi. Taşkın yanımda oldukça gergin bir şekilde duruyordu ve bu konuda ne yapabileceğimi bilmiyordum. Belki de Can evden çıkıp gidene kadar buradan gitmeliydik. Bu işin sonunu hiç iyi görmüyordum.
Sadece bir günü sorunsuz bir şekilde atlatamaz mıydım?
Taşkın öfkeyle soludu ve bana döndü. Gözümü Can'ın parlak ve cilalı arabasından ayıramıyordum. "Onun buraya geleceğini biliyor muydun?" diye sordu sıktığı dişlerinin arasından.
Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. "Hayır tabi ki de.." Onunla hala görüştüğümü düşünüyor olamazdı.
"Öyleyse neden burada olduğunu öğrenmemiz gerekecek." dedi ve arabadan inmek için hamle yaptı.
Olamaz.
Ellerimi onu yerinde tutabilmek için uzattım ama ne yazık ki başarısız bir hamleydi. Arabadan indiğinde hemen arkasından indim ve önüne geçip ellerimi onu sakinleştirmek amacıyla kollarına yerleştirdim. Gür kaşlarını çatmıştı ve direk eve doğru bakıyordu. Çenesindeki bir kas öfkeyle seğirince onu buradan götürebilmek için yeterince ikna edici olabilmeyi diledim.
"Taşkın, eve giremezsin." dedim aceleyle. Korkuyla soluk alıp devam ettim. "Yani giremeyiz. Lütfen gidelim. Can gidince eve dönebilirim." diye yalvardım çaresizce. Elimin altındaki kol kasları gerilmişti ve kendini durduğu yerde zor tutuyor gibiydi. Bakışları hala evin giriş kapısındaydı.
"O orospu çocuğunu bu evin yakınlarında görmeyeceğimi söylemiştim." Yüzünde öyle bir ifade vardı ki aynı anda hem korkunç hem de çok sakin görünüyordu."Sanırım yeterince açıklayıcı olamadım." Elleri iki yanında yumruk oldu ve endişeyle yutkundum.
Bir an önce buradan gitmeliydik.
Can'ın derdi her neyse ömrümün sonuna kadar bekleyebilirdi. Açıkçası onu görmeyi gerçekten istemiyordum. Beni gerçekten hayal kırıklığına uğratmıştı.Bana söylediği o çirkin sözler aklıma geldiğinde irkildim.Benden daha dürüst olan iç sesim yine olmaması gereken bir zamanda ortaya çıktı.
Onunla birlikteyken yaptıklarını unutma.
Şu an da bunu düşünmek istemiyordum.
"Feza!"
Annemin sesiyle midemin korkuyla kasıldığını hissettim ve kendimde arkamı dönebilecek cesareti bulamadım. Neden hiç bir şey yolunda gitmiyordu? Ellerim hala Taşkın'ın kollarındaydı ve onları yavaşça çektim. Endişe ile soluk alıp verirken Taşkın'ın gözlerine baktım. Dile getirmese de ne söylemeye çalıştığını biliyordum.
Arkanı dön ve yüzleş.
Öyle yaptım. Tedirgin gözlerle anneme bakarken o gayet rahat görünüyordu. "Feza, neden içeri gelmiyorsun?" Gözleri bir anlığına arkamda duran Taşkın'a kaydı ve sonra tekrar bana döndü. "Bir misafirimiz var." dedi.
Biliyordum. İstenmeyen bir misafir. En azından benim açımdan.
Eğer tamda şu anda arkamı dönüp hızlı adımlarla buradan uzaklaşsam annemin ne tepki vereceğini düşündüm. Çünkü planladığım şey tam olarak buydu.
Taşkın sinirle bir nefes verdi ve arkamdan "Git." diye mırıldandı. Şaşırdım. Ne yani? Burada beklemeye mi karar vermişti?
"Ben..Geliyorum anne." dedim çatlayan sesimle.Gerçekten Can'ın bizim eve gelmesinin ne gibi bir sebebi olabilirdi ki? O geceki kavgadan sonra bir daha benim yüzüme bakmak isteyeceğini sanmıyordum. Tıpkı benim onu görmek istememem gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022
Novela JuvenilAşk, imkansız olan birçok şeyi mümkün kılar. Feza'nın tüm hayatı değişti. Evi,arkadaşları,planları... Hepsi babasının beklenmedik ölümünün bir sonucuydu. Şimdi tek yapması gereken yeni başladığı okuluna odaklanmak, daha sadık arkadaşlar edinmek ve...