Eve vardığımızda saat hala geç sayılmazdı. Taşkın mutfağa girerken ben kendimi yatak odasına attım. Bir an önce üzerimdeki bu elbiseden kurtulmak istiyordum. Bütün gece fark ettirmesemde bana dar gelmişti ve sırt kısmı feci halde kaşındırıyordu. Yandaki fermuarına uzandım ve bir hışımla aşağı çektim. Kollarımı elbiseden kurtardığım sırada Taşkın içeri girdi.
Arkamı döndüm ve onu bana ardına kadar açılmış gözlerle izlediğini gördüm. Daha sonra dudaklarını ıslattı ve kapıyı kapatıp bana doğru gelmeye başladı. Sesli bir şekilde nefesini bırakıp gözlerini kapattı.
"Taşkın?"
Tam önümde durduğunda bir adım geri gitti. Hala üzerimden düşmemesi için elbisemi sıkı sıkı tutuyordum. "Ne oldu?" diye fısıldadım.
Gözlerini açıp bana baktığında yeşillerin ardındaki şeyi gördüm. Arzu. İstek. Ateş. Bir an da gördüğüm tüm bu şeyler odanın içinde patlamaya başladı. Onu istiyordum. Hemen. Şimdi. Burada.
"Şu an aklımdan geçenleri bilsen bu odadan çıkıp gidersin." dedi.
Düşünmeden cevap verdim. "Hiç bir şey beni buradan gönderemez Taşkın."
Yüzünü eğip gözlerini kıstı. "Beni delirtiyorsun."
Sözlerinin üstüne kendimi sarhoş olmuş gibi hissettim. Başım dönüyordu. Taşkın tam karşımda gözlerindeki derin ifadeyle bana bakarken doğru düzgün düşünemiyordum bile.
"Öp beni." diye yalvardım.
Sessizce inledi ve beni kendisine çekti. Elleri yanağımda dolanırken saçlarımı yüzümden geriye doğru attı.O an da elbisemi tutmaktan vazgeçtim. Ayaklarımın dibine düştüğünde içinden çıkıp kendimi ona bastırdım. Dudakları sert bir şekilde dudaklarımı esir almıştı. Ellerimi omzunda dolaştırıp kollarımı boynuna doladım. Nefes nefese bir şekilde geri çekildiğinde onu bırakmak istemeyerek kollarına tutundum.
"Feza.. Ben.." dediğinde onu susturdum.
"Ben hazırım." dedim.
Elini yavaşça yanağımda gezdirdi. "Ama..Feza...Aslında konuşmamız.."
Kafamı iki yana salladım. "Benim için endişelenme. İstiyorum Taşkın."
Gözlerinde bir çelişki ile yüzüme bakarken yenilgi ile iç çekti ve dudaklarıma uzandı. Belimden kavradı ve hızlı bir hareketle beni yatağa yatırdı. Üzerime uzandığında gözleri zevkle vücudumda gezindi. Üzerimde sadece iç çamaşırlarım ile ellerimi ona doğru uzattım ve kendime çektim. Dudakları boynumda gezinmeye başladığında başımı arkaya attım ve inledim.
Ellerim saçlarında dolanıyor ve onu sıkıca tutuyordu. Bir an için kendini geri çekti ve tişörtünü başından çekip çıkardı. Tenlerimiz birbirine değdiğinde kendimden geçtiğimi hissettim. Parmakları ustalıkla tenimde dolaşıyordu. Sutyenimin kopçasına uzandığında gözleri ile hala benden izin istediğini fark ettim.
"Seni seviyorum." dedim parmaklarım dudaklarında dolaşırken.
"Seni seviyorum Feza."
Dokunuşları her zamankinden farklıydı. Farklı hissettiriyordu. Seksi ve sert.
Kemerini açtığını fark ettiğimde sessizce yutkundum. En sonunda çıplak bacakları benimkilere dolandığında ellerim istekle sırtında geziniyordu. Ağzı arzuyla göğüslerimin üstünde dolaştığında dişlerimi dudaklarımı geçirdim. Onun dişleri tenime değiyordu ve bu beni çıldırtıyordu.
Başını kaldırıp bana bakarken gözleri alev alevdi. "Bunu yapmamalıyız." dedi göğsü alçalıp yükselirken.
"Bunu bir daha söylersen seni yastıkla boğabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022
Teen FictionAşk, imkansız olan birçok şeyi mümkün kılar. Feza'nın tüm hayatı değişti. Evi,arkadaşları,planları... Hepsi babasının beklenmedik ölümünün bir sonucuydu. Şimdi tek yapması gereken yeni başladığı okuluna odaklanmak, daha sadık arkadaşlar edinmek ve...