Bu bölüme 250 yorum gelmedikçe yeni bölüm gelmeyecektir.
Yorumların paragrafa yapılması şartıyla saçmalamak serbest :)Multi;
Taladro- Olsun
Kesin Dinleyin, nakaratı Yazgı'yı anlatıyor :)"Uzaklarda bir yerlerde aynı gökyüzünün altında çay içiyor olacağız kadın..."
Feyyaz.
Ben yabancısı olduğum her şeyden korkarım, baştan ayağa yabancısın kadın.
Etraf karanlıktı ne olduğunu dahi anlayamamıştım, en son bariyerlere çarpıp araziye dalmıştım.
Başımda şiddetli bir ağrı vardı, genzim ağır benzin kokusundan tıkanmıştı.
Başımı direksiyondan hızla kaldırıp geriye doğru attım. Avuç içlerimi şakaklarıma dayayıp ovuşturuyor, bir yandan da zar zor açabildiğim tek gözümle etrafi süzüyordum ki hemen yan tarafımda başını cama çarpmış ve baygın bir halde öylece duran Yazgı'yı gördüm."Ananı sikiyim!"
İki gözüm birden açılmış, sıkıştığım yerden çıkmak için harekete geçmiştim.
Arabanın kapısını zoraki bir şekilde ittirerek açabilmiş, sıkışan ayağımın ne kadar acıyacağını umursamadan çekip kendimi dışarıya atabilmiştim.
Arabanın ön kısmından çıkan duman elimi çabuk tutmam gerektiğinin habercisiydi!
Ağaca çarpmışız ve şuan sağ olmamız mucize!Ayağımdaki ağrı yüzünden aksayarak arabanın arkasından dolaşıp Yazgı'nın olduğu tarafa geçtim, kapısını açtığım an bedeni dışarıya düştü.
Bir yere çarpmasın diye kafasını tutup parmaklarımı boynuna dayadım.
Nabzı atıyordu, rahat bir nefes alıp verdim.Kucağıma alıp arabanın içinden çıkardım, bir kaç metre uzaklaşıp yere yatırdım. Hızla arabaya geri dönüp kişisel eşyalarımı aradım, sonunda bulduğumda sigaramı, cüzdanımı ve telefonlarımızı aldım.
Yazgı'nın yanına geri dönüp oturdum.
Ezilmiş paketimden bir dal sigara çıkarıp dudaklarımın arasına kıstırdım.
Yakıp ciğerlerimi hasret kaldığı dumanla buluşturdum.Başımı çevirip hareketsizce yatan Yazgı'ya baktım.
Parmaklarımın arasındaki sigarayı yere atıp ayağa kalktım. Arabadan biraz daha uzaklaşmalıydık, kucağıma alıp yürümeye başladığımda cıvık bir toprağa bastım. Fakat geri dönüşü olmayan bir adımdı bu, ayağımı kaldırdığım gibi sırt üstü yere çakıldım.
Yazgı'da kucağımda, biraz eğimli bir yer olduğu için yuvarlanmaya başladık.
Etrafta kar olsaydı muhtemelen durduğumuzda kar topu olmuş olurduk, şimdi ise çamurdan adama dönüşüyorduk.Bu kız gerçekten belaydı, ondan önce bu kadar berbat bir durumla karşılaşmamış, böyle boktan olaylar yaşamamıştım! Resmen belayı üstüne çekiyordu, lanetlimidir nedir amına koyim?
Düzlüğe gelince durduk, küfür savurarak geceye dizlerimin üstünde doğruldum. Bu kadar olaya rağmen hala gözlerini açmamıştı.
Vücudum endişe duygusuyla kıvılcımlanırken uyanması için dürtmeye başladım.Hangi akla hizmet ederek arabayı bariyerlerden aşağıya sürdüm hala anlamıyorum. Bilincimi kaybetmeden önce arabanın takla attığına yemin edebilirim! Yazgı'ya 'Uçacağız' derken yer çekimini heseba katmamışım .
Çığlıkları hala kulağımda yankılanıyor."Yazgı uyan! "
"Uyan lan! "
"Hadi lan dirinle uğraşamıyorum ölünle hiç baş edemem! Ruhun rahat bırakmaz !"
Hiç bir söylediğime tepki gelmeyince yanağına tokat attım.
Bir kaç kez daha tokat attıktan sonra kalp masajı yapmaya başladım.
Sitresten alnımda boncuk boncuk terler oluşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dudağında Ölüm Var
Teen FictionBir Mafya Hikayesidir. +18, küfür, şiddet fazlasıyla vardır. ~•Yetişkin içerik•~ Genç, yetenekli, gözü kara bir mafya varisi olan R. Feyyaz Karaca sıradan bir çatışmanın içinde kapana kısıldığı sırada yolunu kaybetmiş Yazgı Yılmazer yürek yemişcesin...