/y i r m i d o k u z/

6K 258 79
                                    

Bol bol yorum yapmayı unutmayın ❤

Bölüm şarkıları;
Kaan Boşnak- Barbar

Zakkum- Gökyüzünde

Sagopa Kajmer- Galiba

"Ben tüm yaşam fonksiyonlarını yitirmiş bir hastayım kadın, sen benim inatla hayatta kalmama sebep olan makinasın.
Ölme, ölürsen ölürüm..."

Güzel günlere değilde güzel bakan gözlerine inanıyorum, mutlu olacağız ya ayrı, ya da birlikte...

FEYYAZ.

Bana güzel bir şey söyle! Öyle güzel olsun ki hayata tutunayım, gülümseyip tüm acılara göğüs gereyim.
Çünkü yitiriyorum, mutlu yarınlara olan inancımı, en çokta senli kısımlara olan inancımı kadın!

Güçlükle yutkundum, paketin içinden bir dal sigara çıkarıp dudaklarımın arasına yerleştirdim, çakmak yardımıyla yakıp sert bir duman çektim içime. Sanki tüm acılarım dudaklarımın arasından süzülüp yok olan dumanla yitip gidecekti.

Sevdiğim kadın hastane de can çekişiyordu ve ben bir metre yakınında bile duramıyordum. Saatler geçmiyordu, günler yıl gibi geliyor boğazıma düğümleniyordu.
Ulus'u kimse tanımıyordu, bu yüzden ondan sevdiğim kadının yanında olmasını istedim, kırmadı.

Bir hafta geçti, sessiz ve acı içinde. Uyuyamıyordum, bir kaç saatlik uyku dışında, rüyalarıma giriyordu.
Yanında olmak, elini tutmak istiyordum ama yapamıyordum.
Her tarafta aranan bir zanlıydım, eskiden böyle olmazdı.
Asrın bir görev verirdi, çatıya sinmiş kuş kanatlarını çırpmaya başlamadan izim silinirdi.

Parmaklarımın arasında duran izmariti yere atıp oturduğum yerden kalktım, bir elim bel kenarımda dururken diğer elimle yüzümü sıvazladım.
Cebimde titreyen telefonla kalbimin ritmi hızlandı, korkuyu iliklerime kadar hissettim o an.
Arayan Ulus'tu, telefonu açıp titrek bir nefes saldım.

"Nedir durum?"

"İyi, normal odaya alındı, gözlerini açmadan burada olursan daha iyi olur."

"Çok şükür! Çok şükür Ulus! Geleceğim."

"Dikkatli ol, yaklaşınca ara."

Telefonu kapatıp cebime koyduğumda başımı çevirip arkaya baktım.
Merdivenlere oturmuş perişan bir halde bana bakan adamlarım gözlerimdeki ışıltıyı görmüş olmalılar ki oturdukları yerden gülümseyerek kalkıp bana doğru gelmeye başladılar.

"Yengemiz iyi mi?"

Başımı olumlu yönde salladığımda "Helal be!"diyerek tek tek sarıldılar.
Hepimizin içine su serpildi adeta.

"Tamam yeter ağlayacağım yoksa!"

Benden uzaklaştıkları an bahçeden giriş tarafına ilerleyip arabama bindim.
Derin bir nefes alıp verdim, arabayı çalıştırıp yola düştüm.
Sevdiğim kadın hayata tutunmayı başarmıştı, onun nefesini kesmeye çalışanın nefes borusunu elimle sökmeye gidiyordum.

Yaklaşık yarım saat sonra Asrın'ın evinin önüne sert bir giriş yaptım.
Korumalar alışmıştı bu gelişe, aldırış etmediler haliyle.
Asrın'ın evine girip sert adımlarımla zemini inleterek salona ulaştım.
Şömine başında kadehini yudumlayan Asrın benim geldiğimi biliyordu ama dönüp yüzüme bakma zahmetinde bulunmuyordu.

"Seni öldürmemek için hiç bir sebebim yok Asrın!"

"Öyle mi? Neden öldürmüyorsun o halde!"

Dudağında Ölüm VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin