/o t u z d o k u z/

2.8K 142 30
                                    

Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfenimsi ❤

Bölüm şarkıları;

Pinhani- İyi Degilim Ben

Köfn- Bi Tek Ben Anlarım

Buray- Kış Bahçeleri

Suzan Hacigarip- Değmez

"Bana güvenme adam, artık her şeyi yapabilirim. Her an gidebilirim.
Sana gelebilirim.
Seni affedebilirim...
"

Nefesimi keserken, nefes al diyordu adam, hayatımda bunun kadar acı çok az şey gördüm!

YAZGI.

Bazen hikayen biter, acı içinde ruhun ölürken sessizce yeniden dirilmeyi beklersin.

Her bitiş bir başlangıçtır aslında, hayat o kapıyı kapattım gel birde bu kapıdan bak orda da ağzına edeyim, diğer kapıyı anca öyle açarım der acımasızca .
Hayaller kurarsın ve o hayallerinin bir bir yıkılışını izlersin, söylendiği kadar basit değil bazı acılar, ne tuhaf.
Yaşarken içinin çürüdüğünü hissediyorsun ama o yok olmuş en güzel yanlarınla yeni güne uyanabiliyorsun.

Elbet bir gün, şu üç kelimenin umuduna sığınıyor insan. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı biliyordum.
Ben eskisi kadar saf değildim. Tutunacak bir dal aramıyordum artık, bütün kemiklerim kırılmış da ben kalbimin sancısıyla yok olmuştum sanki.

Feyyaz olmadan ürkek bir keklik gibi hissediyordum kendimi, avlanmaya müsait. Ne için gitti, neden bana bunu yaptı bilmiyorum. Bilmek istiyor muyum? Sanmıyorum.
Tek istediğim yeni bir hayata başlayabilmek artık. Nefes almak istiyordum, nefes almak huzurla. Yarını düşünmeden, kimsenin gideceğini beklemeden.
İnsanlara sığınamayacağımı biliyordum, herkes bir gün gidiyordu.

Hayatımı değiştiren beni aşkla tanıştıran adam, bana hayatımın en büyük dersini de vermişti.
Diğer kadınlardan farkım yoktu aslında, çok da güzel değildim ama o bana farklı olduğumu hissettirmişti.
Sevildiğimi sanmıştım.
Hayatımda ilk kez özel olduğumu hissetmiştim, bu acı bile özeldi. İlk kez birini bana ait, kendimi böylesine bir yere ait hissetmiştim. Dudaklarımda kalan acı tat, kirpiklerimi ıslatan ızdırap benim tek gerçeğimdi.
Şimdi, ona çayını başka bir kadın demleyecek, başkalarını izlerken çayını içecekti, bu düşünce hıçkırarak ağlattı beni. Kalbimin asla bir daha böyle delicesine çarpmayacağına emindim.
Ve bir daha kimsenin bu denli beni paramparça edemeyeceğine de...

  Başkasını sevebilme ihtimalini geçtim, yalvarırım adam, kokunu sakla bana. Kimsenin içine çekmesine izin verme...

Ağzından çıkanları unutmak istiyordum, söylemediğini düşünmek istiyordum ama yapamıyordum .
Alışmak kötü, kokusuna alıştığın bir adamın yokluğuna alışmak genzini yakıp ciğerlerini çürüten bir histi, alışacak mıydım? Bilmiyorum.

Elinde kahve bardağıyla yanıma gelen Ulus ile kendime gelerek yanaklarımı sildim. Yarım yamalak bir gülümsemeyle uzattığı kahve bardağını alıp yine pencereye çevirdim başımı.

"Gelmeyecek biliyorsun, gelirse ikimizi öldürmeye gelir ancak."

Titredi tüm bedenim.
Hıçkırarak ağlamamak için direniyordum, isteksiz bir gülüş sergileyip "İnsanı öldüren umut, aynı zamanda yaşatıyormuş da Ulus."dedim.
Sesim titremişti.
Gelmeyeceğini söylemesine gerek yoktu, biliyordum.
Feyyaz, asla geri gelmeyecekti.

"Malesef."
Sesindeki tükenmişlik hissi içime yerleşti.

"Sigaran var mı?"

"Kullanıyor musun?"

Dudağında Ölüm VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin