/k ı r k a l t ı/

2.4K 117 14
                                    

Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfenimsi❤

Bölüm şarkıları;

Mavi Gri- Altüst Olmuşum

Nazan Öncel- Beni Hatırla

Tarkan- Gitti Gideli

Sinan Akçıl- Vazgeçilmezim

Nazan Öncel- Gidelim Buralardan

"Mutluluğa hakkım yoktu benim ama kadınımın verdiği mutsuzluğa bile razıydım."

FEYYAZ.

İnsanın kalbinin kıyameti keskin oluyor, açılan yaraları saramıyorsun. Dağılıyorsun un ufak olana dek, toparlanamıyorsun bir daha. Saç diplerinde, parmak uçlarında hissediyorsun her an. Kalbin o kıyamette can veriyor, sen ruhunu avucunun arasında yaşatmaya çalışıyorsun.

Mümkün olsaydı eğer geçmişe dönerdim, daha iyi bir adam olmayı seçerdim. Daha düzgün biri, onu incitmeyecek, kırmayacak biri olmak isterdim. Yapamadım, Dostoyevski diyor ki; “Aslında insanın canını en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.” Geç kalmadan, henüz vakit varken ve yaşanması mümkünken yaşanmalı her şey. Yarın geç olması ile meşhurdur.
Geç kalmanın pişmanlığı ile yanıyordu her zerrem.

Doktorun tavsiyesi üzerine gelen Gazel hanım topuklarını götüne vurarak kaçtığında sevdiğim kadının iyileşmesine dair olan umudum yerle bir olmuştu.
Elbette pes etmeyecek, daha iyi bir doktor bulacaktım. Gerekirse dünya üzerindeki tüm doktorları onun için bir araya getirecektim ve iyi edecektim kadınımı.
Ama omuzlarımın çökmesine engel olamamıştım işte. Hastalığı fiziken olsaydı bu denli yıkılmazdım ama ruhen devrilmişti kadınım.
Ona çektirdiğim acıların bedelini beni unutarak ödetiyordu bana.

Bugün taburcu olacaktı, yattığı odanın kapısını açtım. Naz'ın getirdiği kıyafetleri giyiyordu.
İçeriye girip kapıyı kapattım, ellerim titriyordu, ruhum titriyordu.

"Çıkar mısın dışarıya! Hemen!"

"Görmediğim bir şeyin yok."

Aniden durarak bana doğru döndü.
"Sapık var diye bağırmamı istemiyorsan hemen çık, aksi taktirde parçalarım seni!"

"Güzelim..."

"Sus, bana güzelim deme! Tahammül edemiyorum sana anlamıyor musun?"

"...anlamıyorum."

"Seninle gelmeyeceğim!"

"Geleceksin, çıkış işlerimlerini halledip geliyorum!"

Odadan çıktığımda kapıyı sertçe çekip kapattım, sırtımı yaslayıp başımı bir kaç kez vurarak derin bir nefes alıp verdim.
Hep böyle mi sürecek, hep düşman gibi mi bakacaktı gözlerime?

Ilgaz yanıma geldiğinde "Çıkış işlemlerini hallet."diyerek lavaboya doğru yöneldim.

"Abi, Gazel'in ilgilenmediği iyi oldu. O kadın deli gerçekten."

"Tamam Ilgaz! Tamam!"
Elimi kaldırarak susmasını istedim, hiç bir şey duyacak gücüm ve tahammülüm yoktu.
Lavaboya girip aynanın karşısına geçtim, içimde fırtınalar kopuyordu, kimsenin sikinde değildi.
Suyu açıp avucuma doldurup yüzüme tokat gibi savurdum.
Kendime gelmek, güçlü durmak zorundaydım.

Dudağında Ölüm VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin