"Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur." -Necip Fazıl Kısakürek
--------------------
Laradan;Sandalyemde otuturken,yatağımda uzanıp iki kolunuda başının altına almış tavana bakan Azra'ya bakıyordum. Gece olmuş,herkes uyumuştu. Ortamı aydınlatması için gece lambasının düğmesine basmıştım. Azra'ya baktığımda ne düşunüyor diye merak ediyordum.
"Niye ben?" demişti sessizce.
"Anlamadım?"
"Niye ben Lara? Niye beni seviyorsun. Neden?"
"Çünku kafasında kendini dış dünyaya saklamış bir kadın görüyorum sende"
"Ya kalbim de sakladıklarım? Onları da görebiliyor musun?"
"Hayır. Hiç kimse,bir diğerinin kalbini göremez bücür. "
Gülmüştü bu söylediğime.
"Gitmek istiyorum ben"
Kaşlarımi çatmıştım.
"Nereye?"
"Deniz'in mezarına. Kalbimi görebilen tek insanın yanına"
Bu söylediği canımi yakmıştı biraz. Yıllar geçmesine rağmen hâla Deniz'e sadık kalabiliyordu. Çok şanslıydı Deniz.
Azra beni bu zor dönemlerinde iyi dost olarak gördü sadece. Ben de kendimi öyle görmek icin zorlasamda yapamadım hiç bir zaman..
O hâla Deniz'i seviyordu. Ve,onu öldüren kişlerden birisi hariç hepsinden hesabını sormuştu.
"Hapishane de olduğunun farkında mısın? Nasıl yapacaksın bunu bücür?"
"Senin yardımın ile . Hem sonrasında tekrar teslim olacağım" Bir anda yatakta oturur pozisyona gelerek ellerimden tutmuştu. Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum.
"Bana yardım eder misin Lara?"
"B-ben şe-y" ne diyeceğimi düşünürken gelen anons sesi ile ayağa kalkmıştik ikimizde..
"BÜTÜN MAHKUMLAR DIŞARIYA. ARAMA YAPILACAK. BÜTÜN MAHKUMLAR DIŞARIYA.." Meltem'in sesi ile gözlerini devirmişti Azra..
"Bu saatte ne araması ya."
Azra ile birlikte kapıya doğru adım atarken ben bi anda donakalmıştım.
"Allah kahretsin!!" Azra bir anda arkasına dönmuştü.
"Noldu?"
"Bıçak. Bıçağı saklamadım ki ben bücür. "
Hemen yanıma gelip kolumdan tutmuştu sıkıca.
"Böyle bir hatayı nasıl yapabilirsin Lara,Nasıl unutursun?"
Sinirle elimi saçlarıma götürmuştüm. O an Meltem'in sesini tekrar duymuştuk.
"E nerede bıçak,söylesene Lara?"
Masanın üzerinde kitapların altına koyduğum bıçağı çıkardım. Elimden hızlica çekip aldı.
"Napıyorsun Azra?" Bıcağı giydiği kotun kemer kısmına sokmuştu.
"Yakalayacaklarsa beni yakalasınlar"
"Olmaz öyle şey. Zaten bir açığını bekliyor Zerrin" bıçağı almak için hareket yapsam da başaramamıştım.
"Çıkıyoruz haydi."
Dışarıya çıktığımiz da herkes sıra olmuş,ellerini başının arkasına bağlar vaziyette bekliyorlardı.---------------------------
Azradan;Neredeyse tüm memurlar arama yapıyorlardı.
Zerrin bir şeyin çıkmasıni bekler gibi hiç istifini bozmadan öylece duruyordu. Yan yan kizlara baktığımda Yonca'yi görmemle ona attığım tokat gelmişti aklıma..Bir anda arama yapmalarının sebebi cesedi bulmuş olmaları olabilirdi. Her hücrem gerim gerim gerilirken Hasret fark etmiş olacak ki kulağıma fısıldamıştı.
"Bi sorun mu var Azo?"
"Sorun filan yok"
Öbur yanımdan da Lara kulağıma fısıldıyordu.
"Bücür ver şu bıcağı bana,bak yakalanacaksın şimdi"
"Bıcak sende olunca ve sen yakalanırsan nolacak Lara?"
"Bir şey olmaz bana" fısıldaşmalarımızı Zerrin farl etmiş olacak ki "Noluyor orda?" Diye bağırmıştı.
Hemen ardından bize doğru geliyordu..
Hadi bakalım Azra Kaya. Neler olacak şimdi?
Tam karşımda durmuş gözlerini kısarak bana bakıyordu.
"Ne konuşuyordunuz?"
"Sizi ilgilendirmez" sinirlenmişti.
Bir-iki adım gerileyerek memurlara beni kolumdan tutmalarıni emretmişti.
"Azra Kaya'nın üstünu başını arayın "
Duyduğum laf ile Lara'ya bakmam arasında saniye bile sürmemişti.
Lara,bana 'ne yaptın?' dercesine acınaklı bakıyordu. Ben olduğum yerde bırakmalari için tepinirken Zerrin gelip bir bakışıyla memurlari uzaklaştırıp kendisi kolumu tutmuştu." Ben izin vermeden benim bedenime dokunamazsın. " diye bağırmıştım suratına.
"Sakladığın bir şeyler mi var yoksa Azra?" Soğuk ses tonu iyice gerilmeme neden oluyordu. Eğer beni o bıcakla yakalayacak olursa bir daha hücreden çıkartmazdı. Bu da Boncuk'un mezarına hiçbir zaman gidememek demekti.
Kollarımı ondan kurtarmiş,ne yapacağım diye düşünürken o onda Lara'nın sesini duymuştum..
"Ne bakıyorsun lan yan yan?" Söylediği cümleye şaşırmıştım. Baktığı yöne doğru bakmamla koğuştan herhangi bir kiza laf atmıştı. Ne yapmaya çalıştığını anlamamla gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Ortalığı karıştırıp beni unutturmaya çalişiyordu . Kızın cevap vermesini beklemeden ona doğru atılmasıyla tüm memurlar Lara'yı tutmak için hareketlenmişti. Sanırım daha gercekçi olması için bir tane yumruk atmıştı kizın suratına..
"Ah Lara.. Gerek var mıydı buna" diye kendimce sayıklanırken Zerrin sinirlenmiş çok gecmeden memurlara Lara'yı "Hücreye atın" diye emir vermişti.
"Ah çok güzel oldu" deyip gözlerimi devirmiştim bende..
5 Dakika içinde aramayı sonlandırıp gitmişlerdi bloktan. Zerrin bu saçma oyunu nasıl yedi diye düşünmeden alamıyordum kendimi..
Herkes odasına yönelirken Heves ve Hasret yanıma gelmişlerdi.
"Az önce ki olay neydi Azra?"
"Bilmem,bir anda saldırdı. Biliyorsunuz,Lara bu konularda biraz değişik birisi" deyip geçiştirdim..
Daha fazla soruya maruz kalmamak için onları arkamda bırakarak odama geçtim.Bıçaktan kurtulmam gerektiği için yatağımın başlık kısmında ki topu söküp içine atmıştım. Aklımda bir soru vardı. Arama yaparken neden bir ceset bulduklarını söylememişlerdi ki? Yoksa bulmadılar mı? Şimdiye kadar çoktan duyulması gerekiyordu. Zerrin,2 yıl önce çikardığımız isyanla itibarı zelendiği için bana ve kızlara baya sorun çıkartıyordu. Tüm mâl sokabileceğimiz alanların yetkisini diğer blokta ki koğuş ağaların arasında paylaşmıştı. Neyse ki bir tanesine sözümüz geçebiliyordu. Gerçi o da Lara'nın sayesindeydi. Lara'nın hapishane de nam-ı büyüktü. Onu büyük kadın olarak göruyorlardı. O ise sadece beni görüyordu. Acımasız sandıklari kadın benim yanımda yavru kedi gibiydi âdeta.. Şimdi de ben yakalanmayayım diye hücredeydi.
Yatağıma uzanmış tavana bakıyordum Buradan çıkmak için bir plan yapmam gerekiyordu. Her detayı ince ince düşünülmuş bir plan. Lara'ya tekrar teslim olacağımi söylesem de öyle bir şey asla yapmayacaktım. Buradan cıktıktan sonra bir daha bu cehenneme dönmek aptallık olurdu. Hem Boncuk dışardayken ben burada nefes bile alamazdım ki. Yastığımın altında ki fotoğrafımızı çıkartıp tekrar tekrar hayallere dalıyordum. Onsuzluk,tahmin ettiğimden de zordu.
Ne de güzel gülüyorduk,ne de güzeldik biz.."Bekle beni,boncuk. Bekle beni,kalbimi gören kadın. Geleceğim yanına"
Fotoğrafa opücük kondurup kalbimin üzerine koyduktan sonra zorda olsa uykuya bırakmıştım kendimi...