İnkar etmektense itiraf etmek daha faydalıdır. İtiraf gücün göstergesidir.- Samuel Laydor
-----------------
Azradan;Radyodan duyduğum sesle olduğum yerden hemen ayağa kalkmıştım. Bu Deniz'in sesiydi ama nasıl olur? Nasıl gitmeyi başarmıştı oraya.? Bugün benim günümdü.
"Biliyorum şu an içinizden birisi burada olmama şaşırıyordur ama o kişi bilsin ki buraya onun için çıktım."
Bahsettiği kişi ben miydim?
"Bu radyonun huzurunda sizlere ve ona söylemek istediğim birkaç bir şey var.
Birinci olarak;
Güvendiğin insanlardan darbe yediğinde ve güvenin boşa çıktığında,saygının sevgiden daha değerli olduğunu anlıyorsun. Bunu yaşayarak öğrenen birisi olarak kimsenin yaşamasını istemem. "Odamdam dışarı çıkmıştım. Radyo alanına doğru gidiyordum. Benim günümde bana sormadan nasıl çıkmıştı ?
"İkinci olarak;
Kimin hangi fırtına da yıkılmayıp da ,bir kaşık suda boğulduğunu bilemezsiniz.
Kimin neler sakladığını ,hangi duyguları bastırmaya çalıştığını bilemezsiniz."Hızımı arttırmıştım.
"Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince imkansızdı diğer yanım ise mucizelerin ve hayallerin halen gerçek olabileceğine inanıyordu. Bu iki yan arasında ben,eziliyorum."
Deniz'in sesi incelmişti. Sanırım ağlamamak için zor tutuyordu kendisini.
"Beklentim yokmuş gibi davranıp içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum."
Bir iki kere burnunu çekmişti.
"Üçüncü olarak,
B-ben sana ihanet etmedim Azra" adımı duymamla olduğum yerde durdum, beklemiyordum. Ağlıyordu."O gün odamda senin için endişelenirken sesli sesli söyleniyordum. Sonra Rüzgar duydu ve yanıma geldi. O da endişelenmeye başlamıştı.."
Rüzgar'ın adını duymamla durduğum yerde çömelip gözlerimi kapatmıştım. Sanırım herkes radyoyu dinlediği için olayların üstünden geçerek anlatıyordu
"Çok direndim söylememek için inan bana ama o da senin için korkuyordu.
Engel olabilmek için idareye söylememi istedi benden. Dediğini yaptım.
Eğer olanlarda payım varsa ki sen öyle olduğunu düşünüyorsun,ben bedelini ödemeye hazırım.
Ama öncesinde şunu sormak istiyorum sana,
Ben bir acıyı bölüşmeye razıyken
sen yeni bir pişmanlık yaşamaya razı mısın Azra?"Gözlerim dolmuştu. Aslında anlatmaya çalıştığı her şey doğru muydu?
Kızlar dinlememişti onu. Ben öfkeli bakışlarımla onu kendimden uzak tutuyordum,bana anlatmaya kalkışamamıştı bile..
Ya Öykü'nun söyledikleri?
Her gece benimle birlikte o da ağlamıştı odasında..Değilim Deniz,yeni bir pişmanlığa razı değilim.
"Bazen diyorum ki Boşver,oldu bitti. Her şey geride kaldı. Sonra bir bakıyorum olmuş ama bitmemiş. Geride değil gırtlağımda kalmış her şey."
Derince nefes alıp vermişti bense hâlen duyduklarımın etkisindeydim.
"Sevgili dinleyiciler,dilerim sizinle ilgili her mevzuya heyecanlanan,sizi sizden önce düşünüp,yolunuzdaki engelleri kaldıran,hatanızı sonradan kullanmak için koz olarak görmeyen kimselerle bahtınız kesişir.
Gerisi bir şekilde hallolur,rahat olun. Sevgiyle kalın. "Program bitmişti. Yerle bir etmek istiyordum her şeyi.
Belki de gerçekten bir suçu yoktu.
Belki de tek suçlu Kudret pisliğiydi.
Ah Deniz. Içimdeki fırtinayi bir bilsen şu an.
Kalbim neden böyle olmuştu..Tüm o anlattıkları neydi peki? Ne anlamam gerekiyordu bunlardan.?
Bahsettiği hayaller neydi ,hangi umutları içine atmaktan bıkmıştı?Beni onlarca soru ile orada olduğum yerde bırakmıştı.