75.Bölüm-Arayacağız

604 47 0
                                    

"Kalbimde ruhunu duymak istiyorum"-Şarkı sözü
-------------------------------
Kübra Doktordan;

Bitmek bilmeyen zil sesine içimden saydırarak bakmıştım. Sinirli ve burnundan soluyan kizıl saçlı bir kadın vardı karşımda..
"Kübra doktor sen misin?" diye bi hışımda sormuştu.
"E-evet" demiştim. Tedirgin hissediyordum kendimi.
"Siz de kimsiniz?" diye sormamla cevap vermeden,omzuma çarparak içeriye dalmiştı.
"Hey.. hey hanımefendi... hey.." kapıyı kapatıp arkasından gitmiştim.
"Bakın burası benim evim ve böyle izinsiz içeriye giremezsiniz. Lütfen derhal evimden çıkın" sinirlenmiştim.
Etrafı süzüyordu..
"Size diyorum. Çıkar mısınız? Bakın polis çağırmak zorunda kalacağım"
Deli miydi neydi bu kadın?
bir anda dalıvermişti evime.
Gözleri benimle buluştuğu zaman ofkesini hissedebiliyordum. Bu yüzden irkilmiştim.
"Çağır"
Anlamayan gözlerle ona bakıyordum. Bakışlarımdan anlamıştı bunu ki hemen konuşmasına devam etmişti.
"Çağır diyorum. Polisleri çağır. Çağır da Deniz'i bunca zaman neden kuytu köşelerde sakladığıni anlatıver heee" öfkesine hakim olmaya çalışıyordu. Bense söylediklerini idrak etmiş,gözlerimi kocaman açmiştım.
Kimdi bu kadın?  Ve bunları nereden biliyordu?
İtiraz etmek için,yalan söylemek için ağzımi açacağım sırada masada duran süs kaseyi ayağiyla vurup yere atmıştı. Kasenin kirılmasıyle çıkan sese hafif bi çığlık atmıştım.
"SAKIN..Sakın bana yalan söylemeye kalkma. Sakın ben Deniz'i tanımıyorum deme. Artık sabredecek gücüm kalmadı. "
Korkmaya başlamıştım.
"T-tamam. Tamam.. Sen.. Sen kimsin?"
"Azra ben. Azra Kaya. 2 yılı aşkın süredir öldü diye bildiğim Deniz Demir'in sevgilisiyim"

-----------------------------
Denizden;

Gözümü açtığım da her tarafımın tutulduğunu anlamıştım. Hafif inleyerek doğrulmuş,tutulan yerlerimi ovalıyordum. Bir yandan da bugün ne yapacağımı düşünuyordum. Sürekli böyle devam edemezdim. Kübra Doktorun yanına da gidemezdim. Onların hayatını kendi bilinmezliğimden ötürü riske atmaya hakkım yoktu.
Ayağa kalkıp üzerimi silkeledikten sonra yürümeye başlamıştım.
İleride ıssız bi sokağın kenarında küçük bir kız çocuğunun çömelip kendini ısıtmaya calıştığını görmüştüm.
Yanıma gidip gitmemek konusunda kararsiz kalmıştım. Belki de birini bekliyordu.
'Ya kaybolmuşsa?' diye söylenmişti iç sesim.
'Ya senin gibi aile özlemi çekiyorsa?'...
Karar vermiş,onun yanına doğru ilerlemiştim.
Yanına geldiğimde bana bakmıyordu. Fark etmemişti beni.
Hafif oksürerek kafasıni kaldırmasını beklemiştim ama o da olmamıştı. Şaşırmıştım.
Aramizda 1 adım mesafe olacak kadar yanına geçmiş ve ayni onun gibi yere çömelmiştim.
Bu hareketimle de bana doğru bakmamıstı küçük kız.
Hafif bi şarkı mırıldanmaya başlamıştım.
Ona aldırış etmeden şarkımı söylemeye devam etmiştim ancak bana bakmasını sağlamayınca sesimi kesmiştim.
"Niye sustun? Devam etsene" kaşlarımi çatmış,ona dogru kafami çevirmiştim.
"Şükur seni konuşturana küçük kız." Bana hâlen bakmıyordu ancak bu lafımın üzerine gülümsediğini anlamıştım.
"Şarkıya devam eder misin? Annemin en sevdiği şarkıydı bu" demişti.
"Peki küçük kız" diyerek
'Şafak Türküsü' parçasına tekrar giriş yapmıştım. Arada o da bana eşlik ediyordu.
Şarkının bitiminde iç çekmişti.
"İyi misin?" Diye sormuştum ona.
"Bu dünya da kötü olursan daha da kotü hale düşüyorsun. O yüzden iyi olmayı seçiyorum,olamasam da"
Kuçuk bir kızdan çıkan bu sözlere şaşırmıştım. Maalesef hayat onu erkenden buyütmuştü anladığım kadarıyla.
"Eee adın ne bakalım küçük kız? Senin gibi tatli birisiyle tanişabilir miyim?"
Sessiz kalmıştı. Bende elimi uzatarak;
" Benim adım Deniz"  demiştim.
Onu gördüğümdem beri kafasinı hep yere eğmiş ve bana bakmamıştı. Hem giydiği bereden ve uzun saçlarından dolayı da yuzünü görememiştim.
Uzattığım eli sıkarak gözlerini benimle buluşturduğunda ağzım açık kalmıştı. Gözünün kenarında derin bi kesik izi vardı. Kendimi toparlayıp gülümsüyordum ona.
"Benim adım da Ecem"
"Memnun oldum Ecem."
"Gözlerinin rengi çok güzelmiş Deniz"
Derin bi nefes alıp vermişti.
"Bu arada sana abla demediğim için beni kaba bi cocuk olarak görme. Ben kimseye abi,abla demem"
"Sorun yok canım. İstediğini söyleyebilirsin bana" tebessüm etmiştik aynı anda.
İkimizde elimizi birbirimizden çekerek sırtımizı duvara yaslamıştık.
"Kaç yaşındasın sen Ecem?" diye sormuştum.
"14 yaşındayım" demişti.
"Peki burada napıyorsun tek basına. Sorabilir miyim?"
"Zaten sorunu sordun bir de izin mi istiyorsun?" Diyerek gülmüştü. Sonra kendini bir anda toparlayıp ciddi bir hâle bürünmüştü.
"Hımm.. çok fazla hayat hikayemi anlatmak istemem.. Ama şunu biebilirsin. Evsiz bir çocuğum ben. Ve de tek başına güclu bir çocuk. "
Gülümsemiştim bu söylediklerine.
"Sen ne yapıyorsum burada Deniz? Evine gitsene" yüzüm düşmüştü.
"Benim bi evim yok Ecem" hafif tebessüm etmeye çalışsamda başaramıyordum.
"Hımm. Anladım. Sende evsiz bir kadının hikayesisin."
"E yani öyle de denebilir tabi.."
"O zaman seni daha çok sevdim ben"
"Anlamadım?"
"Diyorum ki sen de evsizsin,bende.. o yüzden seni sevdim. Çünkü ne demişler? Aynı dili değil ayni duyguları paylaşanlar anlaşabilirlermiş Denizcim"
İkimizde gülmuştük.
"Sen baya büyümüşte küçülmüş gibisin bakıyorumda. Kim inanır senin 14 yaşında olduğuna" kenarda duran bi yaprak parçasıni eline alıp oynamaya başladı.
"Hayat beni erkenden evrimleştirdi Deniz. Hep mantıkcı olmaya çalıştım;üzülmemek icin. Bu yüzden de arkadaşım olmadı"
"Nasıl yani?"
"Yani kimseye güvenmedim. Cem Karaca der ki; Hayat boyu kimseye güvenmezseniz,evet belki kazık yemekten kurtulursunuz ama hic dostunuzda olmaz. Yani ince bi çizgi var bunda ve ben bunu hiçbir zaman uygulayamadım"
Ayağa kalkmıştım. Kafasıni kaldırmış bana bakıyordu.
Bu hareketimle yuzu düşmüştu sanki. Onu orada bırakıp gideceğimi sanmıştı belki de.
Elimi ona doğru uzatmıştım.
"O zaman bana eşlik eder misiniz çok bilmiş Ecem hanım?"
Kaşlarıni catmış,bi elime bi bana bakıyordu.
"Benim de ne ailem ne de  arkadaşlarım var Ecem. Bu dünyada yapayalnızım. Gel benimle. Yalnız iki dost olarak devam edelim,edebildiğimiz yere kadar..Ne dersin?"
Şaşırmıştı.
"A-ama ..Ama daha beni tanımiyorsun bile Deniz"
"Adın Ecem .. 14 yaşındasın ve bi evsiz çocuğun hikayesisin. Bak!! Seninle dost olmak için yeterince bilgiye sahibim" tek kaşımı kaldırmış ona bakarken cevabını bekliyordum.
Cok geçmeden elimi tutarak ayağa kalkmıştı.
"Bir şeylere bi yerlerden başlamam gerekiyor dimi?" diye sormuştu.
"Evet" demiştim elini sımsıkı tutarken.

------------------------------
Azradan;

"Nasıl yaparsınız bunu ya? Niye gitmedin polise?"
"Polise gitsem ne değişecek ki Azra? Ben onu Zerrin'den kurtardım. O kadın-"
Bağırmaya başlamıştım.
"Kafayı yiyecem. Deniz ortalıklarda yok. Hafızası yerinde değil. Bir avuç parası ile günlerdir sokakta. Aç mıdır açıkta mıdır bilmiyoruz. Ve sen kalkmış buna 'kurtarma' diyorsun. Gerçekten onu kurtardığını mı zannediyorsun?"
İki elimle saçlarımi geriye atmiş,derin nefes alıp veriyordum.
"Haklısın Azra. Deniz o notu bırakıp gittiğinden beri her yeri aradım. Ama yok. Bulamadım"
"Neden Derin Su'ya inanmadın? Kız sana taa en başında Zerrin'in ne halt olduğunu anlatmış. Neden bir şeyler yapmadın. Neden?"
"B-ben bilmiyorum. Yani,Hic düşnmedim böyle birisi olacağını. Çok sevecen birisine benziyordu her gün kardeşini görmeye geli-"
"Onun kardeşliğine sokayım. " diye sakin bir tonda söylemiş ve yere çömelmiştim. Gözlerimden yaş damlamasına hakim olamamıştım.
"Azra? Ağlıyor musun sen?"
Kübra'nın sorduğu soruyla dayanamamış ciddi şekilde ağlamaya ve içimi boşaltmaya başlamıştım.
"Azra? İyi misin?"
"DEĞILİM" bağırmıştım.
"İyi filan değilim. Her defasında bir adım daha yaklaştı-ğımi düşünüp elimde koca bir hiç olması... Nasıl i-iyi olayım Kübra?" Agladığımdan dolayi kesik kesik konuşuyordum.
"B-ben çok yoruldum. Bir parça-nın senden kopup gitmesi ve.. " derin bi iç çekmiştim.
"En acısı da ne biliyor musun? Birini ne kadar çok sevdiğini,onu kayb-ettikten sonra anlamak." Bi elimle göz yaşlarımi silmiştim.
"Değiştirebilir misin? Geçmişimi?"
Ağladığımdan dolayı yüzüm alev gibiydi. Başım ağırmaya başlamıştı.
"Onu bulacağız Azra"
Kafami olumsuz anlamda sallamıştım.
"Anlamıyorsun Kübra. Anlamıyorsun"
Gözlerinin içine bakmıstım Kübra'nın.
"Sen hiç ailenden birini kaybettin mi? Bi kere de değil haaa.. Defalarca.?"
"H-hayır"
Bunun üzerine bir damla gozyaşım daha akmış ve hemen silmiştim.
"O zaman hiç anlamazsın beni. Sen durduğun yerde sadece umut ile onu bulmaktan bahsedersin. Ama ben.. yanımda olsalar bile onları kaybetmekten deli gibi korkuyorum."

Derya"Azra bunu bize nasıl söylemezsin?"
Dudu"Tek başına üslenip durun her şeyi."
Heves" Deniz senin sevgilin ise bizim de arkadaşımız. Canımız,ciğerimiz. Bir şeyler öğreniyorsun ve bahsetmiyorsun bile. Biz birlikte kaçtık Azra,birlikte.."
Yonca" Birlikte bi aile olmak için yaptık bunu ama sen baştan beri bizi yine aile yerine koymamışsın Azra.."
"Yine derken Yonca?"
Susmuştu. Oturduğum yerden kalkıp karşılarıma geçmiştim.
"Bakın.. Ne derseniz haklısınız. Ama başlarda söylememi istemedi Derin Su. Simdi ise kimliğini açıkladı ve bende gelip size söyledim hemen. Bu durum benim hoşuma mi gitti san-"
Heves" Bence hoşuna gitti Azra."
"Heves!!" diyerek uyarmıştım onu.
"Pişman olacağın laflar söyleme. Haklisıniz dedim. Özür diledim. Beni de anlayın. Her şeyi tek başıma halletmek istedim mi sanıyorsunuz?  Kolay mi oldu sanıyorsunuz? Tükendim ulan tükendim"
Hasret"Tamam sakin olun. Ortami germeye gerek yok."
"Sakinim zaten" demistim.
Hasret" Ses tonun öyle demiyor ama."
Fark etmemiştim az önceki ses tonuma. Derin nefes alıp vermiştim.
Derya"Şu anda ne yapabileceğiz?"
"Deniz'i bulmak için sokak sokak gezeceğiz" demiştim.

Dönence:Azden (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin