"Çok fazla uğraşma;
En iyi şeyler ummadığın zamanlarda olur."-Marquez------------------------------
~~ 4 gün sonra~~
Kübra hanım( Deniz'in doktoru);"Günaydın Denizcim"
"Sanada" yatağında oturur pozisyonda idi. Ilayda'nin hazirladığı kahvaltıyı yemiş ve ayak ucuna koymuştu. İlayda yediği tepsiyi alıp içeri götürmüştü.
O sıra Deniz bana doğru dönerek;
"Siz beni tanıyor musunuz?" demişti o mavi tonlu gözleri ile.
"Hayır. Yani şöyle seni buraya getirdiklerinde ilk defa karşılaştık."
Kaşlarıni çatmıştı.
"Beni buraya kim getirdi?"
"Ablan Zerrin hanım. Onu hatırlıyor musun?"
Düşünmüştü.
"H-hayır. Neden buradayım ne oldu bana?"
"Saldırıya uğramışsın" demiştim.
"O günu hatırlıyor musun?" Diye sorduğumda onüne dönüp gözlerini kapatmıştı.
Bi süre öyle durunca sorumu tekrarlamıştım.
Gözlerini acarak bana bakmıştı.
"Hayır. Hayır hatırlamıyorum. "
Yanına geçerek oturmuştum.
"Peki neden hâla buradayım?"
"İyilesme sürecindesin de ondan. Bak zamanla bir şeyler hatırlama ihtimalin yüksek. O yüzden kendini şimdilik bir şeyleri hatırlamak için yorma"
Önüne doğru dönmüştü. Gerçekten çok güzel bir kadındı. Yüz hatları,mimikleri,ve konuşma tonu. Insanı dinlendiriyordu resmen.
"Adım Deniz ve bir saldırıya uğramışım" diye bildiklerini söylemişti kendi kendine.Odam da otururken İlayda yanıma gelmişti.
"Hocam?"
"Gel canım" dememle yanıma gelip oturmuştu.
"İyi misiniz?" Endişeli sorusuna tebessüm etmiştim.
"İyiyim. Sadece ona yardım edememek üzüyor beni."
"Deniz'e mi? Ona çok fazla değer veriyorsunuz. Hatta ablasından fazla. Ama bundan sonrası ona ve ablasına kalmış. Yapabileceğimiz bir şey kalmadı gibi"
Kafamı olumlu anlamda sallamıştım.
"Bir insan neden kardeşi uyanınca onu görmek istemez ki üstelik 2 yılın ardından. Ve emin olmak isrercesine hafıza kaybı ile ilgili sorular soruyor. Ben özel birkac soru sorunca kaçamak cevaplar veriyor." İlayda'ya doğru dönmüştüm.
"Şüphelenmeye başlıyorum. Hâl ve hareketleri çok farklı. Bi ablanın yapacağı hareketler değil bunlar.."
Biz o sıra da konuşurken odaya Deniz gelmişti.
Yarım yamalak seke seke yürüyordu. Hemen ayağa kalkarak koluna girmiştim.
"Şş yavaş yavaş" diyerek koltuğa doğru yüruyorduk.
"Noldu?" Demiştim
"Yatmak istemiyorum artık" demişti.
Koltuğa oturmasına yardımcı olmuştum.
"Ne yapmak istiyorsun,istediğin bir şey var mı?"
"Var. Her şeyi hatırlamak istiyorum. Bunu yapabilir misiniz?" Demişti.
Gözlerimi kaçırmıştım.
"Ne zaman çıkarım buradan?"
"Bazı tetkikler yapılması lazım. Onlar biter bitmez gidebilirsin. Zerrin hanım yani ablan seninle ilgilenecektir" kaşlarını çatmıştı yine..
"Sahi ya o nerede,haberi yok mu?"
İlayda'ya kaçamak bakış attıktan sonra Deniz'e dönmüştüm.
"Ee şey. Ablan pilot hapishane müdürü olduğundan sürekli gelemiyor. Ama haberi var uyandığından" tebessüm etmişti söylediklerime.~~ 2 gün sonra~~
"İstediğiniz tetkikleri yapıp geri geleceğiz Kübra hanım"
"Bende gelmek istiyorum Necdet bey"
"Zerrin hanımın kesin isteği bu. Sadece Deniz gelecek"
Karşımda ki adam Zerrin yolladığı birisiydi. Onu hastaneye gotürmek için geldiğini söylüyordu..
"Ona bir zarar vermeyeceksiniz değil mi?"
"Siz bizi ne sanıyorsunuz? Öyle bir şey olmayacak"
"O zaman beni de götürün"
"Kübra hanım işimi zorlaştırıyorsunuz. Burada kalmanız gerekiyor"
O sırada içeriye İlayda ve Deniz girmişti.
Üzerine benim verdiğim kıyafetleri geçirmiş ve çok güzel olmuştu.
"Ben hazırım gidebiliriz" diyordu bize bakarak..
Necdet"Hadi gidelim o zaman" diyerek Deniz'in koluna girip kapıya doğru yürümeye başlamışlardı.
"Deniz" diye seslenerek onları durdurmuştum.
4 adım sonrasında yanına gidip kolunu nazikce tutarak gözlerinin içine bakıyordum.
"Merak etme. Ben irtibat halinde olacağım Necdet bey ile" demiştim.------------------------
Denizden;Uzun bir arabaydı. Arka tarafa oturmuştum. Yol boyu ağaçlar ve deniz vardı sadece. Hafif ağrılarımdan dolayı çok fazla yaslanamıyordum oturduğum koltuğa.
"Gemi ile gideceksin Deniz. Tedavine Rusya'da devam edeceksin" demişti Necdet bey dikiz aynasından bana bakarken.
"Kübra hanım hiç bahsetmemişti bana bundan"
Dikiz aynasından bi bana bi yola bakarak konuşuyordu."Bize dün gece tavsiye ettiler bu hastaneyi. Onun da şimdi haberi oldu. Söylemeye vakti olmamıştır" garip garip sırıtıyordu.
"Ama benim yanımda hiç eşyam yok" demiştim.
Gülmüştü.
"Hepsini hallederiz Deniz"Liman gibi bir yere gelmiştik. Arabayı durdurup arkasına dönmüş ve bana,
"Sen burada bekle. Küçuk bir işim var hemen halledip geleceğim" demişti.
Yan koltuğundan bi çanta alarak arabadan inmişti. Gözlerimle onu takip ediyordum.
Bir tekne tarzı yere gitmiş ve balikçı bir adamla konuşuyordu.
İçim husursuztu. Ablam olduğunu bildiğim Zerrin bunca gündür neden kendi gelmedi ve bir adamıni yollamıştı ki?
Biz evden ayrılırken neden Kübra hanım tedirgindi. Yanlış mı hissetmiştim acaba?-------------------------
Necdetten;"Bu da kimliği. Ve bu da paran" diyerek elimdeki çantayı balıkçıya uzatmıştım.
Gülümseyerek elimdekileri almış ve teknesinde bir masanın üzerine koymuştu.
"Pekala Deniz hanım nerede?" diye sormuştu.
"Arabada. Gel götür de artık yavas yavaş yol alırsınız" diyerek teknesinden çıkmış arabaya doğru yüruyorduk.
Kafami kaldırmamla aracın arka kapısının açık olduğunu görmüştüm. Hemen hızlıca koşarak aracın yanına gitmiştim
"Deniz?" diye arka tarafa bakınmıştım. Yoktu.
"Allah kahretsin" bacağıma vurmuştum.
Balıkçı"Ne oldu?"
"Deniz yok"
Balıkçı"Nasıl yok?"
Etrafa bakıyordum olduğum yerde
"Nereye gitmiş olabilir?" diyerek balıkçı ile birlikte bakınırken telefonum çalmıştı.
Arayan Zerrin'di.
"Allah kahretsin" diye söylenip telefonu açmıştım.
"Ne oldu Necdet. Hareket ettiniz mi?"
"H-hayır. "
"Neden, Ne oldu?"
Ellerimle saçlarımı çekiştirmiştim.
Derin nefes alarak son söylediğim cümle ile yüzüme telefonu kapatmıştı.
"Deniz'i kaybettim"------------------------
Zerrinden;
İnsaat halinde olan bir binanın içerisindeydik.
"Necdet.. kaç yıldır benimlesin,bana yardım ediyorsun?"
Gözlerini kaçırıyordu.
"9"
"O kadar oldu değil mi?"
"Evet"
"Bu kadar zaman içerisinde beni bi kere bile hayal kırıklığına uğratmamıştın ta ki bugüne kadar. Sen benim en güvenilir yakınımdın. Çok büyük sırlarımi paylaştım seninle öyle değil mi Necdet?"
"Evet" arkami dönüp 2 adım atmıştım.
"Deniz'i de sana emanet etmiştim..." Ona dogru dönerek sesimi yükseltmiştim devamında,
"...Hemde sonsuz bi güvenlee"
Başıni eğmiş gözlerini kaçırıyordu. Ona dogru yaklaşmıştım.
"Ama sen bir anlık dalgınlığın yüzünden onu elinden kaçırdın. "
"İnan gözüm üzerindeydi Zerrin. Nasıl oldu anlamadım. Birkac dakikalığına yanından ayrılmıştım sadece. Nasıl kaçtı anlamadım"
Dalga geçer gibi "Aaa öyle mi? Kaçtı yani?" Demiştim.
Sesimi yükseltmiştim artık.
"NASIL GİDEBİLİR,NEREYE GİDEBİLİR. BİR ANDA HAFIZASI YERİNE GELMEDİ YA!!!KAÇTIĞINA NASIL EMİNSIN? BELKİ DE KAÇIRILDI"
Giydiği cekete işaret parmağımi tehdit eder gibi koymuştum.
"En ufak ihtimali bile değerlendireceksin. kaybedecek vaktimiz yok. Elini çabuk tut." Diyerek yanından ayrılmıştım.Arabaya binmiştim. Telefonumu elime alarak Kübra'yı arıyordum. İkinci çalmasında açmıştı.
"Bir sorunumuz var. Deniz kayıp"
"N-nasıl yani,kayıp derken?..."
"Ortadan kayboldu bir anda. Tuhaf değil mi?"
"Evet ama nasıl olur bu?"
Derin nefes almıştım
"Siz onu en son ne zaman gördünüz?"
"Necdet bey onu götürürken"
"Bende.. Deniz'i kaybettik. Garip olacak biliyorum ama sormak zorundayım. Deniz sizinle hic iletişime geçti mi?"
"H-hayır. Zaten geçmiş olsa size haber verirdim Zerrin hanım"
"Biliyorum. Yine de sormam lazımdı."
"Şimdi ne olacak?"
"Onu nulacağız. Her yeri aratmaya başladım. Şimdilik kapatmam lazım. Bir şey olurs-"
"Ben sizi ararım. Merak etmeyin"