Hayatınızı yaşamanın sadece iki yolu var. Biri sanki hiçbir şey bir mucize değilmiş gibi diğeri sanki her şey bir mucizeymiş gibi.-Albert Einstein
-------------------
Denizden;Azra,son söylediğinin ardından kafasını boynuma sokmuştu. Bir ayağını ve bir kolunu bana doğru atmıştı.
Resmen üzerimde yatıyordu.
Nefes alış verişinden sızdığını anladım.
Zamanlama harikaydı. Gerçekten ayılsa ve yanında olduğumu görseydi nasıl tepki verirdi acaba diye düşünüyordum. Herhalde kovmaktan beter ederdi.Onu uyandırmadan kalkmayı başarmıştım. Hızlıca üzerini örtüp odasından çıkıp kendi odama gitmiştim. Kapıyı kapattığım gibi yaslanarak gözlerimi kapattım.
Bir elim istemsizce yanağımda ki yarama doğru giderken diğeri kalbime doğru gitti.
Noluyordu bana?----------------------
Azradan;Biri beni sarsıyordu. Gözlerimi zar zor açabiliyordum.
"Azo,kanka hadisene ya..Yemekler bitecek şimdi. Hadi kalk" derken bana doğru yaklaşıp iki kere kokladı."Azo iğrenç bir koku var üstünde,içtin mi sen?"
"Ya Hasret sal beni.
Gidin siz yiyin hadi, rahat bırakın beni"
Odaya Heves ve Derya da girmişti.Heves"Azra bu koku ne böyle ya. Aman neyse hadi kalk gidelim"derken bacağımdan tutup çekiştirmeye başlamıştı.
"Ya kızım rahat bıraksanıza beni,kafam kazan gibi zaten"
Heves"Ay aman iyilikte yaramıyor,al bacağınıda" derken itmişti bacağımı.
Derya"Hasret hadi,biz gidelim Azra sonra gelir."
Ah canım Derya. Ağzını öperim senin. Sonunda anlayışlı birisi vardı burada."Hehh aynen aynen, hadi gidin" deyip yorganı kafama doğru çekip tekrar uyudum.
Gözlerimi açtığımda koğuşta sessizlik hakimdi. Herkes yemeğe gitmişti sanırım sonra da bahçeye çıkarlardı büyük ihtimalle. Üzerimi kokladığımda içki kokuyordum. Ama yastığımın sol kenarında papatya duş jeli kokuyordu. Bu nasıl olabilir diye düşünürken
yataktan kalkıp üzerimi değiştirmek için dolabımı açmıştım. Hemen uzerime bir şeyler geçirip odamdam dışarıya çıktım. Başım çatlıyordu.
Kendime bir kahve yapip masanın oraya oturmuştum.
Dün gece gördüğüm rüyanın etkisindeydim.
Deniz gerçek gibiydi;sesi,gözleri,yanağı ve kokusu..
Bir dakika!!
Kokusu? Yastığımda ki o koku? Ayni yerdeydi rüyamdaki ile. Yok yok gercek olamaz Azra. Her zaman ki gibi rüya gördün işte.En son masaların orada rahat uyumak için küçük bir şişe de içki içmiştim. Sonrası hayal meyaldi. O anlarda kesik kesik Deniz'i görmüştüm ama rüya olmalıydı hepsi.
Eğer öyleyse içki şişesi nerde o zaman?
Ve ben odama nasıl gitmiştim? Beynimi zorluyordum. Hatırla Azra. Hatırla..O an da bir kapı sesi duymamla oraya bakmam bir oldu.
Deniz?----------------------
Denizden;Masanın oradan bana doğru bakıyordu. Aklıma dün gece gelmişti. Utanarak,başımı eğdim ve koğuştan çıktım.
Bahçeye gitmiştim hava almak için. Kızlar bankların orada oturuyordu. Oraya gidemiyordum.Köşe de duvara dayanmış ve bir ayağımı duvara yaslamıştım,
Tabi bu halimi gören Kudret sessiz kalmadı."Oov kuzuu,noldu bakıyorum da yalnız kalmışsın..
Eee bak sana bir anne nasihati vereyim eheheh Burada her şey olabilirsin. Hırsız ol,katil ol istersen satıcı ol yine bir sevenin olur. Ama yalaka,ispikçi ve muhbir olma. Yanında kimse kalmaz kuzu" derken yanındakilerle gülüyordu.Sinirlenmiştim. Muhbir değildim,ispikçi değildim. Olduğum yerden doğruldum ve ona dönüp,
"Sen,senin sevenin olduğunu mu düşünüyorsun Kudret?"
Sorduğum soruyla yüzü asılmıştı,fark ettirmemeye çalışıyordu.
"Tabi ki seviyorlar kuzuu,öyle değil mi kızlar?" Diyerek bastonunu havaya kaldırıp gülerek onlara dönmüştü.
Hepsi hep bir ağızdan konuşuyordu.
"E-evet A-Anne"
Kahkaha atmıştım. Korkudan kekeliyorlardı. Kudret bana dönüp,
"Noldu kuzu,söyle de bizde gülelim""Yanındakiler korktuklarından seninle beraberler. Ve bir şey söyleyeyim mi?
Korkudan doğan ilgi sevgi değildir.
Bunu görmeyecek kadar saf olduğunu düşünmüyorum. Buda benden sana kuzu nasihatı"
Sinirlendiğini sıktığı yumruğu ile anlamıştım.
Bu sozlerim üzerine Heves'ten bi oooo sesi gelmişti.Bizim kızlara da bir bakış attıktan sonra içeriye girmek için bahçeden ayrılmıştım.
Koğuşa gidemezdim,Azra oradaydı.
Yemekhaneye gidemezdim daha saat gelmemişti.Nereye gitsem diye düşünürken aklıma 'Umut Radyo' geldi.
Evet ya.. Kendimi anlatabileceğim en iyi yer orasıydı. Neden aklıma gelmemişti daha önce? Ah Deniz.
Hem dinlemek istemeyenler de mecbur dinleyeceklerdi beni yani kızlar ve Azra..Hemen Melis müdürün odasına gidip izin almam gerekirdi.Kapıyı iki kere tıklattım.
Gir demesiyle içeriye girmiştim"Hoşgeldin Deniz,geç otur." gösterdiği yere oturmuştum.
"Seni dinliyorum Deniz"
"Ben şey,Umut Radyo için ismimi yazdıracaktım."
Bunu duyduğuna sevinmişti."Ah ne güzel bir haber. O zaman ismini yazıyorum, çarsamba günü çıkarsın olur mu?"
3 gün sonra çıkamazdım. Bugün çıkmalıydım o radyoya..
"Şey bugün çıkamaz mıyım?"
Elindeki listeye baktı.
"Bugün Azra'nın günü o yüzden çıkamazsın"Hay şansıma tüküreyim. Ama vazgeçmeyecektim.
"Azra bana çıkamayacağını söyledi ve yerine benim çıkmamı istedi. Bende o yüzden geldim"
"Ha öyle mi peki tamam. Melteem bi bakar mısın?"
Meltem içeriye girmişti içimden 'yes be' diye haykırırken.
"Meltem Deniz'i Umut Radyo'ya kadar götürür müsün? Sonra da blok'una bırakırsın."Iceriye girdim ve koltuğa oturdum.
Derince bir nefes aldım. Unutma Deniz,belki de ilk ve son şansın kendini anlatmak için.
Iyi seç cümlelerini..Mikrofona iki kere vurdum. Cızırtı sesi geliyordu. Mikrofonun açık olduğunu anlayınca derince tekrar nefes alıp verdim. Ve başladım,
"Merhaba Umut Radyo dinleyicileri. Ben Deniz Demir...."