"Bir kelime kararını, bir duygu hayatını, bir insan seni değiştirebilir." -Konfüçyus
-------------------------
Denizden;Ecem"Yapma böyle Deniz. Sadece kötülüğe bakarsan,ileride göreceğin tek şey o olur."
"O Zerrin denen kadından hesap sormak içerideki insanların değil,benim hakkım Ecem. Ve bunun ne zaman olacağına da ben karar veririm."
Hafif sendeleyerek camın kenarına geçip sırtımi pencereye yaslamıştım. Burkulan bileğime çok ağırlık vermeden hareketlerime dikkat ediyordum.
Ecem"Saçmalamaya başladın artık farkında mısın? Yaşanılanları hatırlamıyor olabilirsin ama sen hatırlamıyorsun diye geçmişteki anlar yaşanmadıgı anlamına gelmiyor Deniz. O insanların da senin gibi hesap sormaya hakları var."
"Ecem lütfen saygını bozmadan konuş benimle"
Sinirli şekilde gülümsemişti.
Ecem"Ne dedim ki ben Deniz? Doğruları söylüyorum. Sana doğru olanlari göstermeye çalışıyorum. Kübra doktor yarın buraya gelecekmiş,lütfen rica ediyorum ona olan minnet borcunu unutmadiğın gibi bu evdekilere olan minmet borcunu da unutma"
Dedikten sonra çıkmıştı odadan.
"OFF..!!" Diyerek yanımda duran sandalyeye vurarak devrilmesine sebep olmuştum.Aşağı inmiştim sendeleyerek,kimseye gorünmedem bahçeye cıkıp hava almak istemiştim.
Ileride çimlerde oturan birisi vardı. Biraz ona doğru yaklaştığımda bu kişinin Azra olduğunu anlamıştım.
Beni fark ettiğinde,oturduğu yerden hemen kalkarak yanıma gelmişti.
"Boncuk.. neden bizden birine seslenmeden buralara kadar geldin? Ayağın yeni yeni iyileşiyordu" sitem edercesine söylediği sözlere göz devirmiştim.
Bana elini uzatacakken geri çekilmiştim. Boşta kalan eline baktıktan sonra bakışlarıni bana çevirmişti. Bir şey dememi bekliyordu. Olan öfkemi kusmaya hazırdım aslında.
"Azra. Konuşabilir miyiz?"
"T-Tabi.."
Derin nefes alıp vermiştim. Ve birlikte biraz yurüyerek evin yanında ki yeşil kulubenin yanına gelmiştik.
"Ecem bana Zerrin'den intikam almayı düşündüğünüzü anlattı ve bunun için içeriden hem memur hem mahkum birinden yardım alacağınızı söyledi. Doğru mu?"
Kaşlarıni çatmıştı.
"Evet doğru da neden sordun bunu şimdi boncuk?"
"Peki bunun asıl sebebi ben miyim?"
"Yani evet" demişti.
"İstemiyorum"
Anlamayan gözlerle bana bakıyordu.
"Derken?"
"İntikam almanızı istemiyorum Azra."
Duyduğu cümle ile gözlerimin içine içine bakmaya devam ederken hissettiğim duygu patlamalarını artık sorgulamıyordum.
"Anlamadım Deniz? İstemiyorum ne demek? Bunca yılın hesabı elbet sor-"
"Sorulmayacak."
Sinirlenmeye basladığını sıktıgı yumruktan anlamıştım. Bense dik durup ona bakarken, gözlerini kapatıp nefes alıp vermişti.
"Deniz."..
Sakin kalmaya çalışıyor gibiydi.
"Bak bi planın varsa söyle. Ama planın yoksa karşıma geçipte hesap soramazsanız deme. Saçmalama"
"Sen kim oluyorsun da bu şekilde konuşuyorsun benimle,saçmalama filan"
Dişlerini sıkmıştı.
"Bak ruh hâlini saygıyla karşılıyorum. Hatırlamıyorsun,anlayışla karşılıyorum. Canımsın,canımızsın sen bizim. Ama bu konuda lütfen karşımda olma Deniz. Çünku eski Deniz olsaydı,onca acılardan dolayı, neden geç kaldınız diye hesap bile sorardı."
Tebessüm etmiştim son cümlesine.
"Farkında olmadığın bir seyi söyliyeyim Azra;ben Eski Deniz değilim. Ben kimim? Onu da bilmiyorum. "
"Kusura bakma Deniz ama bu dediğini ben dâhil içeride bulunan kimse kabul etmez. O içeri de küçük tatlı kız Öykü varya.. o bile kabul etmez bunu. Lütfen böyle bir şeyi ne sen söylemiş ol ne de ben duymuş olayım."
Tam gidecekken kolumdan tutmuştu.
"Azra.. " demiştim.
Tuttuğum kolunu hizlıca çekmişti kendine.
"Sakın Deniz. Sakın bu konuda karşımda olma."
Beni orada bırakıp gitmesini izlerken ben arkasından bakmıştım sadece.