"Kabil'in Habil'i öldürdüğü günden beri hiç dinmedi acılar."-Anonim
-----------------------------
Denizden;Gözümü açtığımda daha önce görmediğim,bulunmadığım bir odadaydım.
Felaket bir baş ağrısı çekerken en son olanları hatırlamıştım.
Azra...
Acaba onlar mi getirmişti buraya beni?
Gözlerimi oda da gezdiriyordum. Sadece gerekli eşyaların bulunduğu sade bir odaydı. Ardından yanımda duran bir kitap gözüme ilişmişti. Bir resim konmuştu arasına. Resmi elime alıp baktığımda fotoğrafta sadece iki kişi vardı;
Ben ve Azra..
Gülüyorduk. Mutlu görünüyorduk.
Yüzümde istemsizce bi gülümseme belirmişti.
Anlamadığım huzur tüm hücrelerimde dolaşıyordu.
"Öykü çocuum duur"
Dışardan gelen ses ile fotoğrafi hızlıca kitabın arasına geri koymuştum.
Odaya bir anda küçük,sarı saçlı,tatlı bir kız girmişti. Elinde oyuncak bebeği vardı.
Peşinden de bir kadın gelmişti.
"Deniiiizz" adımı seslendikten sonra gülerek bana doğru koşmuştu küçük kız.
"Öyküü.." ardından gelen kadında onun adıni seslenerek bana doğru yürümüştü.
"Denizz seni çok özlediim" diyerek bana sarılmıştı minik şey. Sarılmasına tebessüm ederek karşılık verirken arkasındaki kadına bakmıştım.
Gözleri dolu dolu bakarken bana, tebessümümü onunla da paylaşmıştım.
"Duduu bak Deniz yaşıyorr" demişti Öykü.
Geri çekilip Isminin Dudu olduğunu oğrendiğim kadınin yanına gidip, gülerek bana bakıyordu tatlı şey..
"Gördüm çocuum gördümm.. Ah Allahım sana şukürlee olsun. Deniz'i bize bağışladın."
Yanıma gelip elimin üzerine elini koyarak yatağın ucuna oturmuştu Dudu..
"Eyi misin Deniz?"
"İyiyim" diyebilmiştim. Hicbir şey hatırlamıyordum. Bunlar kimdi,hayatımda nasıl yerleri vardı bilmiyordum.
"Daha da eyi olceksin Allah'ın izniyle. Bir şeye ihtiyacın olursa seslen bize emi. Hemen geliyoru ben,heehh" konuşma ve ses tonu çok sevimliydi.
"Teşekkür ederim." Demiştim tebessüm ederek.
Odadan tam çıkacaklarken seslenmiştim.
"Dudu idi değil mi?"
Bana doğru dönmüştu kapının oradayken,
"Hehh,Dudu"
"Dudu.. ben şey sorcaktım. Ecem?"
Öykü atlamıştı lafaa
"Ecem abla aşağıda Azra ile dövüşüyordu.." diyerek gülmüştü.
Kaşlarımi çatmıştım.
"Dövüşüyorlar mı?"------------------------------
Azradan;Hasret"Ya kanka yuh ya,kaç yaşında kız seni yere yapıştırdı. Böyle bir şey yok yemin ederim ya" diyerek gulüyordu.
Heves"Ulan tüm karizman yerle bir şu an gudubeeet Azra" diyerek o da Hasret'e katılarak gülüyor ve benimle dalga geçiyorlardı.
Acıyan omzumu ovalayarak ayağa kalkmıstım.
Ecem karşımda zafer kazanmış edâ ile bakarken sinirlenmiştim.
"Bunları nerden öğrendin sen?" Demiştim
Ecem"Eee yıllardır sokakta yaşamanın getirdiği tecrübeler"
Karşımızda bence bizi kandıran birisi vardı. Bu kız asla ama asla 14 yaşında olamazdı. Hayir yani boyu boyuma da yakındı. Yeni nesil mi hormonlu yoksa ben mi çok kısaydım anlamadım..
Geçip tekli koltuğa oturmuştum.
Ecem"Devam etmiyor muyuz?"
"Yok" demiştim
Heves"Ooo Azra.. Korkacaksan oynamayalım yani"
Hasret"Aynen kanka..Pes ediyorsun bak" deyip gulüşuyorlardi kendi aralarında..göz devirmiştim onlara.
Hasret&Heves"Ooooo yaşasın
Derya"Evet kızlar alın bakalım hepinize teker teker şifalı,bol vitaminli içecek hazırladım"
Heves"Sen bizim hakkımizı da Azra'ya ver Derya.. Malum çok ihtiyacı var"
Hasret"Evet kanka. Etten kemikten yararlansın az." gülmelerine Ecem'de eşlik ediyordu.
Hasret gulüşünü bir anda söndürüp
"Ama sen yine de benim hakkımi bana ver" demişti ciddi ciddi.
Bu söylediğine, bende gülmuştüm hepsi ile.Dudu"Azra?"
Adımın seslenilmesi ile elimdeki limonatayı masaya bırakmıştım. Üst kattan aşağı inen Dudu'ya doğru dönüp 'ne oldu' dercesine kafamı oynatmıştım.
Dudu"Deniz kendine geldi. Ecem'i soruyoru"
Duyduğu cümle ile oturduğu yerden hemen heyecanlanarak ayağa kalkan Ecem'e bakmıştım.
Göz göze gelince,sanki izin bekliyormuş gibiydi benden.
"gidebilirsin" demiştim tebessümle. Hızlıca yanımizdan geçerek yukarıya, Deniz'in yanına çıkmıştı.
Dudu,Öykü'yü mutfağa yollayıp yanımıza gelip oturmuştu.
Dudu"Hatirlamiyoru hic birimizi" yüzünu asmıştı.
Yonca"Ne kadar daha böyle gidecek?"
Derya"Bence hemen hatırlamasın her şeyi"
Dudu"Duh.. o niyeymiş o?"
Öylece kızları dinliyordum.
Heves"Cidden Derya, o ne demek?"
Derya"Ecem'i duydunuz kızlar. Daha yeni yeni bir şeyler hatırlamaya başlıyor. Çok yeni. Ve bu onun bünyesini fazlası ile yoruyor,baksanıza ne hâlde"
Düşününce haklıydı Derya. Ama o kadar uzun süre beklemiştik ki hepimiz,her şeyin eskisi gibi olmasını;bekleyecek bir dakikamız yoktu.
"Zaman tanıyacağız ona. Bu süreçte yanında olacağız." Demiştim kızların yanından ayrılmadan önce.Deniz'i merak etmiştim.
Odaya doğru gidiyorken Ecem ile birlikte konuşmalarıni duymuştum. Olduğum yerde durup,normalde asla yapmayacağım şeyi yapıyordum;Kulak misafirliği..Deniz"Nasıl yaparsın bunu Ecem?"
Ecem"Biraz sakin olur musun?"
Deniz"Olamıyorum. Olamıyorum Ecem. Burada ne işimiz var bizim? Tanımadığımiz insanların evinde ne yapıyoruz biz? Sen.. Tanımadığın bir insanla dövüsmek nedir Ecem?"
Ecem"Onlar seni tanıyorlar De-"
Deniz"Ama ben tanımıyorum o insanları Ecem!!" diyerek susturmuştu kızı.
Deniz sinirlendiğinden dolayı sesinin yüksek tonda çıkmamasi için özel çaba sarf ediyor gibiydi. Bu kadar sinirlenecek ne vardı ki?
Ecem"Bak Deniz. Doğa için günes ne ise,İnsan için dostluk odur..Buradaki insanlar senin için endişelendiler. Senin aksine ben saatlerce onlarla konuşuyorum,onlarla yan yanayım. Her ikinizin de hikayesi biribiri ile örtuşüyor. Ortada yalan yok. Kötü birilerine de benzemiyorlar. Ayrıca bizi öylece tehlikeye atmayacak kadar büyüduğümü duşünüyorum" bu sözlerden sonra sessizlik olmuştu bir anda.
Çok geçmeden hıçkırık sesi duymuştum.
Ecem"Deniz?" Demişti kısık ses ile.
Ağlıyor muydu?
"Deniz bana bakar mısın?.."
"Lütfen yapma böyle"
"Bak. Aşağıda ki insanlar için de zor bu durum. Senin için de öyle. Hatta en zor anlar,en zor zamanlar sana ait. Ama birlikte olursak hepsini atlatırız,inan bana"
Ust uste Ecem'in söylediği sözlere karşılık bir şey dememişti Deniz.
Benim de gözümden yaş süzülmüştü.O an cebimde duran telefonum titriyordu.
Odamda Deniz bulunduğundan Heves ve Derya'nın odasına geçip kapıyı kapatmiştım. Telefonu elime aldım,
Kayıtsız bi numaraydı.
Telefonu açıp,
"Alo?" Demiştim.
Ses yoktu.
"Alo? Kimsin?"
Hâla ses yoktu.
"Ulan arıyorsun,ses versene" demiştim.
Sinirlenmeye başlıyordum.
Telefonu kulağımdan uzaklaştırip kapatmadan önce,işlerin daha da fazla değişeceğine kanaat getirdiğim o ses belirmişti karşı taraftan;"ALO.. ALOO. BÜCÜR BENİM. SESİM GELİYOR MU? ALOO?"