Aşk; kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse, özneyle yüklem değil, iki yürek gerekir. Can Yücel
------------------- Denizden;
"A-A-Azra?" "B-boncuk?" İkimizde çok yakın mesafede gözlerimiz kapalı az önce yaşanan olayın etkisindeydik. Sevdiğim kadının da hisleri benimle aynı olmasına mı sevinsem yoksa kıskandığından dolayı hayallerini kurduğum o ilk öpucüğü şu anda bu şekilde vermesine mi sevinsem bilemedim.
"Az önce şey mi oldu?" derken gözlerimi yarım açmış,kısık ses tonu ile söylemiştim. "Evet,o gördüğüm rüyalarımı gercekleştirdim boncuk" Bir anda kolumdan tutup yatağa oturtmuştu beni. Elimden tutarak gözlerimin içine bakıyordu.
"Artık benim sana karşı hissettiğim duyguları anlamışsındır boncuk. Senin için olan bu sevgim her gün büyüyor. Sana tamamen bağımlıyım, ve şimdi bana işleyebilen tek ilaç sensin. Gözlerine baktığımda, gerçek benle ve bir amaç için yaşayan bir kişiyi görüyorum. Her gün yalvarırcasına bir şekilde dua ediyorum, bir gün arkadaşlıktan daha fazlasını diliyorum. Şimdi ise bu sözleri sana karşı duyduğum sevgiyi söylüyorum şimdi seni burada beklediğimi söylemek için öptüm seni.." Bir eli ile elimi tutarken diğer elini yanağıma koydu ve devam etti, " Tanıştığımız günü hatırlıyorum. Kalbimi tek bir bakışınla çaldın. O zamandan beri hayatımın en önemli noktasın da yer edindin. Uyuduğum zaman bile seni hayal ediyorum. Kalbin atınca, benimki de seninle atıyor. Bir günüm seni düşünmeden geçmiyor. Ve seni düşündüğüm zaman, en büyük gülümseme yüzümün karşısına çıkıyor. Bunu benden,bizden esirgeme boncuk"
Ben acaba şu an bir rüyadamıydım? Sevdiğim kadından dökulen bu sözcükler gerçekten gerçekmiydi?
Şu an elini yanağımda hissederken verdiği huzur,söylediği sevgi dolu sözcüklerle kalbimde esen aşk rüzgarı,o bir çif gözün bana en derin içime bakarken hissettiğim heyecan...
Yanağımdaki eline,kendi elimi onunkinin ustüne götürerek avuç içinden öpmüştüm ve konuşma sırası bendeydi.
" Benim için gerçek olamayacağını düşündüğüm bir rüya gibiydin. Sesini duyduğumda, sevinçle gülümsemeye başladım. Sen çok özeldin ve ben sonunda birbirimizle olmamız için her gün dua ediyordum. Daha önce senin gibi biriyle konuşmamıştım bile. Öyle bir kalbin var ki,öyle naif bir kız çocuğu gibi bakiyorsun ki hayata.. seni kırdıklari her günün cezalarını ödemelerini istiyorum. Zamanın sonuna kadar beni seveceğini biliyorum. Çünkü o gozlerin öyle bir bakıyor ki bana Azra.. Sadece sevilmek ve her zaman istediğim şekilde birisinin beni sevmesini istiyorum. En iyi arkadaşım, ruh eşim, sevgilim ol,yanımda ol istiyorum." Dediğimde sarılmıştı bana. Saçlarımı kokluyordu bende tabii aynı şeyi yapıyordum. O kadar güzel kokuyor ki,hayatim boyunca oksijen yerine onu koklamak isterdim. Geri çekildiğinde gözlerinin dolduğunu fark ettim.
"Ah boncuk.. bana birilerine güvenmeyi ögreten sensin,yeniden sevgiyi oğreten sensin. Ben kimseyi sevemem sanmıştım,yanılmışım. Baştan beri sana karşı hissettiğim duyguların ne olduğunu anlamaya calışıyordum. Biz,birbirimize çok geç bile kaldık. Çevremdekiler seni gördüğüm zaman içimdeki hissi bilemiyorlar. Adını duyduğumda, sesini duyduğum zaman kalbimdeki ritmi kimse hissedemez. Her zaman seni düşünüyorum. Gece yatarken, uyurken, çalıştığım zaman, yolda yürürken aklına ne gelebilirse. Bazen boş kaldığım zamanlarda yüksek sesle seni seviyorum diye haykırmak istiyorum. Sen benim bu hayatta en iyi yoldaşım olabilecek kişisin ve sensiz bir dünya düşünemiyorum artık. Hislerimizin karşılıklı olması kadar beni mutlu eden bir olay olmadı hayatımda.. Benim ol ve hayatın farklılığını gör boncuğum."
"Seninim Azra." Dedikten sonra bu sefer ben sarılmıştım ona. Bırakmak istemiyorum onu kollarımın arasından. Rüya olmasından,aramızın bozulmasından çok korkuyorum.. Yarım kaldığım bu hayatta ,ilk kez onunlayken tam hissediyordum. O benimdi,o benim eşimdi,o benim tam yarımdı.
Biz sarılmış vaziyette dururken yemek anonsu yapılmıştı.. "Ah.. anın bozulmasını hiç istemiyorum" "Bende boncuk bende.. ama geç gitmeye kalkarsak Hasret bizi topa düzebilir." "Ee şey, kızlara ne diyeceğiz peki?" "Neyle ilgili?" Derken yan yan gülüyordu bana. "Şeyle işte Azra" İlla utandıracaktı beni.
"Bununla ilgili mi?" Derken dudağıma ufak bir buse kondurmuştu. Istemsiz gözlerim kapanmıştı anında. Dudakları bana dokunduğu zaman kendimden geçiyordum resmen..
"Hı hı" diyebilmiştim. Bu halime kahkaha atmıştı.
"Söylemek istersen,benim için fark etmez boncuk. Sonuçta bu bizim hayatımız" " Ben şey. Azra. " "Ney boncuk" "Söylemeyelim. Yani şimdilik soylemeyelim" "Hıım. Peki. Bizde sen ne dersen o olur, Bu tavrım da sana özel ha. Hadi kalkalim yoksa Has- "
"Ya Azoo,Deniz apla hadisenize ya, yemeğe geç kaldık" Hasret'in sesiyle ikimizde kahkaha atmıştık. Oda dan çıktığımızda herkese aramızın iyi olduğunu söyleyip ,kol kola yemekhaneye gitmiştik. Karşımda oturan Azra ile kaçamak kaçamak bakışlar atarken yemek yiyordum. Heves arada bakışlarımızı yakaladığı zaman 'Ooo'layıp duruyordu. Bu kızdan asla bir şey kaçmazdı,asla.
Yemekhaneden sonra bahçeye çıktığımızda spor aletlerin orada Azra ile konuşuyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birkac defa Lara'yı bize öfkeli bakarken yakalıyordum. Neden öyle bakıyordu acaba? Azra'ya söylemedim çünku olay çikmasıni istemiyordum.
"Lara'ya verecek bir dersin yok değil mi Azra?" "Yok boncuk,o konuda haklıydın. Tabi uslu durup ve blok'un bana ait olduğunu unutmadan yaşayıp gittiği müddetçe,verecek bir ders yok.." "Onu bahceye çıkarttığım zaman Liderlik ile işinin olmadığını söylemişti yani için rahat olabilir Azra" derken göz devirmiştim. Hâla blok'ta ki yerini düşünüyordu.
"Ha sanada bulaşamaz boncuk,benim olan hiçbir şeye bulaşamaz"derken beni öpmek için eğildiğinde kafamı çevirmiştim. "A-Azra napıyorsun? Herkes burada!" "Ya Deniz söyleyelim de rahat rahat hareket edelim. Neyi saklıyoruz anlamıyorum ki" "Şimdi değil,sırası değil " "Peki öyle olsun BONCUK" derken hemen yanağıma öpücuk kondurup koşarak Hasret'in yanına gitti. Bu haline gülmeden edemedim. Ne yapacağım bu yaramaz ile?
