Bir savaş, savaş sırasında değil savaştan önce yapılan hamlelerle kazanılır. Helmuth von Moltke
-----------------
Azradan;Lara"Arkadaşlar hadi siz kalkın,kimseye gözükmeden blok'larınıza geri dönün" az önce dövdüğümüz 3 kadına söylemişti bunları.
Üçü birden yerden kalkıp,üzerlerini düzelttikten sonra 'siz bittiniz' der gibi hareketler yaparak çıkmışlardı yemekhanden. Bu tiplerine tebessüm etmiştik bizde.
Lara bana doğru yaklaşıp 1 adımlık mesafede durmuştu. Yanındaki diğer kadınlara göre gözleri ifadesizdi. Üzerine giydiği siyah tişört ile de fazla güzel duruyordu. Boynunda ki kolye dikkatimi çekmişti.Lara"Şaşırmadınız mı beni gördüğünüze?"
Heves"Şimdi hakkını yemeyelim,şaşırdık şaşırmasına da ne bu ayaklar?"
Lara"Ne gibi duruyor oradan?"
Hasret"Buradan bakınca,senin için sonu mezarda biter gibi duruyor valla"
Haso'nun sözleri üzerine gülmüştü.Gözleri benimle buluştuğunda yüzü ciddileşmişti,
"Bu kızları çok konuşturuyorsun Azra Kaya"
"Ee napalım,bazı insanlar laf anlatınca değil sokunca anlıyor Lara Parlak"
Sinirlendiği belliydi,
"Sivri bir kadınsın bücür"
"Evet,sivri bir kadınım ben. Nerenle algılarsan orana batar cümlelerim. Yapacak bir şey yok."
Heves arkamda 'ooo'larken Lara yanında ki iki kadına işaret yapmıştı.Bu hareketiyle kızlarla birbirimize yaklaşırken o iki kadın arkadaki mutfak bölmüne doğru gidiyordu.
Hasret"Hop hoop nereye gidiyorsunuz jantiler" derken kadınların önünü kesmişti.
Heves de hemen Hasret'in yanına geçmişti. Arka tarafa geçmelerine engel oluyorlardı.
Lara"Arkadaşlarını kenara çek Azra,yoksa sonu kötü olur"
Bu lafına gülmüştüm,
"Imm. Öyle mi? Bi denesinler bakalım nasıl bir son oluyormuş hep birlikte görelim"
derin bir nefes alıp vermişti. Daha doğrusu öfkesini burnundan solumuştu. O sırada yandakçıları da bir işaret bekliyorlardı ağalarından.
Lara"Kötü olacak diyorum" kulağıma yaklaşıp fısıldayarak söylemişti. Nefesini o kadar yakınımda hissetmek vücudumu germişti. Ne oluyor bana?Kendimi geri çekip,elimdeki emaneti havaya kaldırarak konuşmaya başladım,
"Bana bakın hanımlar,belli ki siz boş değilsiniz. O yüzden size bir haberim var;bizde boş değiliz. Burada birazdan çıkan kargaşada,biz 5 yersekte 3 vururuz,onda sıkıntı yok. Ama o darbelerden biri size gelirse,bok yoluna gitmiş olursunuz. Bu ağanızın umrunda bile değilsiniz belli ki. "
kimseden bir çıt çıkmamıştı.
Lara yanında getirdiği kadınların hareketlerini çaktırmadan süzmüştü. Belli ki güvenmiyordu da onlara. Fark ettiğimi anlamaması için,ona doğru bir adım atarak aramızda ki mesafeyi kapatmıştım. Gözlerini gözlerime sabitlemişti. Boy farkımız vardı az da olsa.. Uzun zamandır düşündüğüm soruları sormak için bir fırsat vardı şu an,yaptıkları aklıma gelince istemsizce bir elimi yumruk yapıp sıkıyordum."Niye yaptın?"
Kaşlarını çatmıştı.
"Bilmiyormuş gibi yapma Lara,önce bizim içimize girip sonra neden ihanet ettin? Neden yalan söyledin? Benim burada ki ağalıkla işim yok niye dedin? Kudret'i de sen öldürdün değil mi? Yonca'yı da sen bıçakladın?"
Kaşlarını rahat bırarak,boş boş bakıyordu suratıma.
"KONUŞSANA" bağırmıştım.
Lara beni, iki eliyle omzundan hafifce itmişti. Öfkemi dindirmeye çalışıyordum.
"En büyük bilgelik neyi bilmediğini bilmektir. O yüzden,her şeyi bilmene gerek yok, haddini bil yeter bücür"Ah!!! Yemişim dindirmeye çalıştığım öfkeyi,
İki kolumla da yakasına yapışmıştım. Bu hareketimle arkada ki adamları bize doğru hareket edince,eliyle dur işareti yapıp durdurmuştu onları.
" Ne demiş Goethe biliyor musun?
'Bilmek yetmez; uygulamalıyız. İstemek yetmez, yapmalıyız.' " derken kafa atmıştım.Hasret 'Helal olsun kanka be' diye bağırırken Lara geriye doğru sendelemişti.
Yandakçılarının bana doğru hamle yapmalarına, tekrar dur işareti yaparak engel olmuştu.
Elini burnuna göturmuştü,kanıyordu. Bir çırpıda burnunu kolu ile silip bana bakarak tebessüm etmişti.
"Seni bu kadar içerlendirdiğimi bilmiyordum bücür"
"Senin için yapmak istediklerimi bir bilsen daha fazla şaşırırsın" demiştim.
Bir anda ıslık çalarak Heves ve Hasret'in iceriye gitmesine engel oldugu kadınları yanına cağırmiştı.
Hepsini arkasına almış,az once ki olaydan dolayi açılan mesafemizi kapatarak konuşmaya başlamıstı,"Olayların arkasında benim olmamı anlamanız çok bile sürdü. Şunu iyi anlayın ama;ben Kudret'e asla benzemem. Sabrım yoktur,şeytanında ta kendisiyimdir" derken gözlerini kısmıştı.
"Bir insan saf kötü olamaz Lara"
"Ne saçmalıyorsun yine?"
"Diyorum ki sen saf kötü değilsin,olamazsın da. Örneğin baban için ağlıyordun,aldığın haberle üzülmustün onun için. Yani önemsediğin birileri var,onlara karşı asla kötü olamayacağın birileri var hayatta. "
"EEEE?" Bağırmıştı. Sanırım yarasına dokunmuştum.Hasret"Babanın masraflarını kim ödedi biliyor musun şizoo?"
Arkamı dönerek Hasret'e karşı ağzımı oynatıp 'yapma' demiştim.
Bilmediğim cevapları ögrenmeden,onunla bu konuda yüzleşmeyecektim.
Heves"Ya kızım ne istiyorsun,ne diye geldin anlamiyorum ki"
Lara"Sana bir tavsiye anlamayan arkadaşım,ben bir şey yapıyorsam asla niye diye sorgulama. Bazı şeylerin sebebi yok çünkü"
Heves elini 'he he' der gibi sallamıştı."Azra"
adımı duymamla tekrar ona doğru döndüm ve gözlerinin içine bakıyordum.
"Sana ve size burayı cehenneme çevirmek için elimden geleni yapacağım."
Tam arkasını dönecekken durdu ve,
"Gerçi yapmaya başladım.
bi depoya uğrayın giderken,Deniz zavallım yalnız başına korkmuştur,simdi klostrofobisi mi ne var. Mazallah kafayı sıyırır kapalı alan korkusundan.
Bir de eski buzlukların konulduğu odaya gidin Dudu içeri de donmaktan ölebilir haberiniz olsun. Sonra helva yemekle uğraşmayalım" kahkaha atarak çıkmışlardı yemekhaneden. Ben kalakalmıştım.
Hasret ve Heves yanıma gelerek kolumdan tutuyorlardı.
Hasret"kanka iyi misin?""K-Koşun kızlar koşun"
![](https://img.wattpad.com/cover/185435817-288-k457771.jpg)