Bölüm 5: Bozulmaz Yemin

4.7K 471 255
                                    

1 Ay Sonra, Yazın sonu/ Okul Alışverişi Zamanı

Yaz neredeyse bitmişti. Bütün yazı dopdolu geçirdiğim için üzgün değildim ve Hogwarts'a gideceğim için heyecanlıydım.
Bu gün teyzem bizi Diagon Yolu'na okul alışverişine götürecekti. Beş kuzenimle birlikte şöminenin önüne dizilmiştik. Teyzem ellerimize uçuş tozlarını döktükten sonra sırayla şömineye girerek gideceğimiz yeri söyledik ve tozun ellerimizden dökülmesine izin verdik.

"Diagon Yolu!"

Sonunda hepimiz toplandığımızda teyzem dönüp karşısındaki altı çocuğu baktı. Hepimizi birden idare edemeyeceğine karar vermiş olmalı ki en büyüğümüz olan Andromeda'ya Sirius ve Bella'ya göz kulak olma görevini verdi. Narcissa, Regulus ve benim ilk senemizdi ve bu konuda heyecanlı olduğu için yanımızda olmak istiyordu.

İlk önce evcil hayvanlarımızı almaya karar verdik ve hemen karşımızdaki mağazaya girdik. Teyzem seçmemiz için bizi serbest bıraktığında Cissy ile birlikte kedilere yönelmiştik. Diğer kedilerden daha büyük tekir bir kedinin önünde durduğumuzda Cissy kediye elini uzattı.

"Vahşi bir kedidir küçük hanım dikkatli ol. "

Satıcının uyarısıyla Cissy elini geri çekti. Tam o sırada kedi tıslamıştı. Narcissa kediye ters bir bakış atıp daha uysal görünen beyaz kabarık tüylü bir kediye yöneldi ancak ben yerimde kaldım. Yanımda oturacak tüylü bir süs eşyası isteseydim buraya gelmezdim. Kendi şahsiyeti olan bir arkadaş istiyordum.

Sabırla kediye yaklaştım ve tam gözlerinin içine baktım. Göz bebekleri büyüdü ve ayağa kalkıp kafese sürtünmeye başladı. Mutlulukla elimi uzattığımda memnun mırıltılar çıkarttı. Beni sevmişti. Anlaşabilirdik.

"Bu kediyi almak istiyorum."

Satıcı adam yüzünde etkilenmiş bir gülümsemeyle kafesi kasaya götürdü. Kasada diğerleriyle karşılaştım. Regulus koyu gri bir baykuş, Narcissa ise yanına gittiği kabarık beyaz kediyi almıştı. Teyzem paraları ödediğinde çıktık ve bu sefer Ollivander'ın Asa Dükkanı'na yöneldik. Asa seçimi en sevdiğim kısımdı. Hayatım boyunca kullanacaktım ve beni seçen asa kişiliğim ve güçlerim hakkında ipuçları veriyordu. Dükkana adım attığımızda yaşlı satıcıyla yüz yüze geldik. Bizi karşılamak için tezgahının arkasından çıktı.

"Hoşgeldiniz Bayan Black çocu-"

Lafını bir anda kesti ve hayretle asaların bulunduğu raflara döndü. Asaların bulunduğu rafta nereden geldiğini ve ne olduğunu anlayamadığım bir parıltı ve karışıklık vardı.

"İçeri buyrun içeri buyrun! Ne nadide! Ne sihirli bir an! Buna daha önce sadece iki kez şahit oldum."

Ardından dikkatini tekrar bize verdi.

"Peki ya hangisi? " Merakla hepimize tek tek baktı. Ardından kollarımdan tuttuğu gibi beni tezgahın hemen önüne çekti.

"Ne cüretle ona böyle teklifsizce dokunabilirsiniz?"

Teyzemin sitemi adamın anormal derecede fazla heyecanının içinde kayboldu. Cissy ve Regulus gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı. Ollivander parıltıların çıktığı yere elini soktu ve siyah ahşap kutulardan birini çekip çıkardı. Kutuyu önüme koyduğunda kapak içindeki cisim dışarı çıkmak istiyormuş gibi tıkırdıyordu. Adam aceleyle kapağı kaldırdı.

"Eşinin varlığını hissettiğinde sihirli parıltılar yaymak asma ağacının bir özelliğidir kızım. Çok nadide bir olaydır. Ne mutlu bana ki bu yaşımda bu olaya bir kez daha şahit oldum."

Kutu açıldığında siyah bir çıtayı sarmış gümüş renginde filizlerden oluşan asa tüm ihtişamıyla karşımdaydı ve ben ondan gözlerimi alamıyordum.

Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin