Bölüm 9: Kısasa Kısas

4.1K 449 70
                                    

2 Sene Sonra, Yaz/ Morgana 5. Sınıfa Geçecek

Her yaz olduğu gibi Sirius ve Regulus'tan ayrıyken yapmayı görev edindiğim resmi faliyetimi yapıyordum: Druella'yı gözetleyip birine zarar verdiğini görürsem cezalandırmak. Ve hayır bu sefer onu başka bir şey yapmayı planlarken spontane bir şekilde yakalamamıştım.

Bugün Walburga teyzem, Sirius, Regulus, Orion amcam ve ben yemeğe çıkmıştık. Kısacası kızlar ve Druella evde yalnızdı. Her ne karıştırıyorsa bugün onun için iyi bir fırsattı. Ben de gidip onu iş üstünde basmaya karar vermiştim. Tam masaya oturduğumuzda oğlanlara gitmem gerektiğine, sonra açıklayacağıma dair işaretler yapmış, amcam ve teyzeme de gelirken çay dükkanında arkadaşlarımı gördüğümü onlarla evde buluşabileceğimi söyleyip vakit kaybetmeden malikaneye dönmüştüm.

Ses çıkarmadan ön kapıdan girmenin mümkün olmadığını biliyordum. Buradan girersem evcinleri beni gürültüyle karşılarlardı ve yakalanırdım. Bu yüzden oğlanlarla birkaç yıl önce bulduğumuz bahçeden mahzenlere. - Aslında zindan olduklarını acı bir şekilde öğrenmiştik.- açılan gizli kapıyı kullanmaya karar verdim. Avluya, duvarının dibine kadar ilerledim ve duvarı boydan boya saran ve yere kadar gelen sarmaşığı elime değebilecek küçük yaratıklardan korktuğum için asamla çektim.

Yerde yuvarlak küçük bir kapak vardı. Ejderha-aslan benzeri bir hayvan - Büyük ihtimalle aslan ejderi- ağzında paslı metal bir halka tutuyordu. Kapağı mahzenin içindeyken keşfetmiştik. Sirius ve Regulus çok büyük bir kuvvet uygulayarak açabilmişlerdi. Ben o kadar zorlanmayacağımı umuyordum.
Halkaya tüm gücümle asıldığımda kapağı açmakla kalmadım ve gürültüyle sırt üstü yere serildim. Anlaşılan ilk seferinde zorlanma sebebimiz lanet şeyin yıllardır ilk defa açılıyor olmasıydı.

Evin içinden yükselen sesler kapıya doğru yaklaşmaya başlayınca sırtımın ağrısını yok sayarak aceleyle kapaktan içeri girdim ve kapağı da arkamdan kapattım. İhtiyaç duyduğumuzda kullanabilmek için getirdiğimiz merdivenden aşağı indim ve hızlı adımlarla evin kullandığımız kısmına giden basamaklara yöneldim fakat son anda zindanların içinden gelen çığlıkları duydum. Tam o tarafa doğru koşmaya başlayacakken bir el ağzımı kapattı ve duvara sırtımı yasladı. Tırnaklarımı beni tutan kişiye geçirmek için hazırlanmıştım ki iki çift gri gözü gördüm.

"Siz ikiniz burada ne arıyorsunuz!?"

"Asıl sen burada ne arıyorsun? Muziplikte birlikteyiz sanıyordum!?" dedi Sirius. Yüzünde içerlemiş bir ifade vardı.

"Belaya batacaksak birlikte batacağız. Şimdi tartışmanın zamanı değil. Bu çığlıkların nedenini bulmalıyız!" En aklı başında olanımız her zamanki gibi Regulus'tu.

Parmak uçlarımızda yürürken hafifçe önlerine geçerek görüşümü etkinleştirmeye odaklandım. Hafaya ince bir sis gibi yayılmış enerjileri ve renklerini gördüğümde nefesim kesildi ve durakladım. Regulus endişeyle renk değiştirmiş gözlerime bakıyordu.

"Ne görüyorsun? Bu kadar mı korkunç?" Benim yerime Sirius cevapladı.

"Bunlar Bellatrix'in çığlıkları. Biri ona acı çektiriyor."

Hızlanıp zindanın kapısına ulaştık. Druella'nın arkası dönüktü ve elinde asası vardı. Bella yerde çığlık atıyordu. Köşedeki Narcissa ise ağlayarak zindanın öbür köşesindeki asasına doğru sürünmeye çalışıyordu.

"Bozuksun sen, Seni çatlak! Söyle bana kanıbozuk ablan nereye gitti? Biliyorum ona yardım eden sendin!"

Andromeda kaçtıktan sonra Druella'nın hafızasını silmiştim. Hatta biraz fazla silmiş olmalıyım ki sonraki gün kahvaltı boyunca sarhoş gibi davranmıştı ve çok önem verdiği 'Kan Saflığının Gerekleri' hakkındaki seminerlerden birini kaçırmıştı. Asasını tekrar kaldırmışken Sirius atıldı.

Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin