Bölüm 35: Slug Klübü

3.7K 410 185
                                    

Jolene, Blossomların aile toplantısına gitmek üzere Hogwarts'tan çıktıktan kısa bir süre sonra kimsenin beni görmediğinden emin olarak Slytherin Ortak Salonu'ndan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jolene, Blossomların aile toplantısına gitmek üzere Hogwarts'tan çıktıktan kısa bir süre sonra kimsenin beni görmediğinden emin olarak Slytherin Ortak Salonu'ndan çıktım. Koridorları yakından gelen sesleri dinleyip mümkün olduğunca sessiz olarak geçtikten sonra zindanların sonundaki meyve tabağı resmine ulaştım. Resimdeki armudu gıdıkladığımda tablo önce hafifçe kıpırdandı. Ardından asılı olduğu taş duvarla beraber yana kayarak ev cinlerinin koşuşturduğu mutfağı ortaya çıkardı.

Yoğun bir tempoyla çalışan cinler ben mutfağın içine ilk adımımı atana kadar varlığımı fark etmediler. Fakat minyon denilebilecek bir kız olmama rağmen onlara göre oldukça uzun olan boyumla mutfağın ortasında dikildiğimde beni fark etmemeleri imkansız olmuştu. Cinler aynı anda işlerini bıraktılar ve yüzlerinin yarısını kaplayan gözlerini yüzüme diktiler. İçlerinden biri öne çıktı.

"Lola, Efendi Black için ne yapabilir?"

İlk önce şaşırdım. Çünkü anneme ne kadar çok çekmiş olursam olayım yüzüme bakarak Black kanımı anlaması tuhaftı.

"Aslında... Pendragon."

Evcininin zaten kocaman olan gözleri daha da genişleyip neredeyse yüzünün yarısını kapladı. Ardından çökük yanakları birden yaşlarla ıslanmaya başladı.

"Lola bunun için kendini cezalandıracak!"

"Yo, yo hayır buna gerek yok. Tamamen yanlış sayılmaz zaten-"

Fakat kendine Lola diyen cin beni dinlemedi. Arkasını dönüp hızla arkadaşlarının arasına karışacakken Lola'yı üzerindeki yırtıklarla dolu çuvalın ensesine denk gelen bölümünden yakaladım. Yaşlarla dolu gözleri bana döndü.

"Madem bu kadar büyük bir hata yaptın cezanı ben vereceğim Lola!"

O ana kadar elimden kurtulmak için çabalayan evcini ceza çekmeye çok hevesliymiş gibi birden tepinmeyi bıraktı.

"Lola emrinizde Efendi Pendragon!"

Lola'nın yüzüne dikkatle baktım. Gördüğüm diğer evcinlerine kıyasla durumu o kadar da fena değildi. Aklıma Kreacher geldi. Black ailesi Kreacher'a tabiki tam olarak değer vermiyordu ancak Regulus ona gizliden gizliye o kadar bağlıydı ki aileden hiçkimse Kreacher'ı incitmeye cesaret edemezdi. Aile dışından birilerinin de cesaret etmemesi gerekirdi. Belki de Voldemort bir evcinine kötü muamele etmenin kendisini yutan yangının yakacaklarını temin ettiğini asla öğrenemeyecekti.

"Ceza olarak bana bildiğin en zor çorbayı yapacaksın Lola! Hem de üç dakika içinde!"

Evcinlerine saygı duymam gerektiğini Regulus'tan öğrenmiştim. O ve Kreacher olmasa şu an evcinine verdiğim ceza muhtemelen ellerine ütü basmak olurdu.

Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin