Bölüm 44: Pendragon Malikanesi

3.1K 352 447
                                    

Bu bölüm tarif ettiğim yerler tamamen benim hayal ürünüm ama Pinterest'te gezdim ve kafamdaki mekanlara benzer şeyler buldum. O yüzden bir yığın resime hazır olun! Eğer aklında canlananların betimlemelerdekiler olmasını isteyenleriniz varsa resimlere bakmadan geçebilmeniz için şimdiden uyarıyorum.

Soru cevap bölümümüz özelden gelen sorularla beraber birkaç gün sonra gelecek. Hikaye de dahil olmak üzere spoiler olmadığı sürece her türlü soruya cevap vermeye çalışacağım. Hala sorularınız varsa buraya alalım.»»

Son olarak videoyu izlemeyi unutmayııın!

Dudaklarımda samimi bir gülümseme şekillenirken aramızdaki  mesafeyi kapatıp büyükannem ve büyükbabamın beni görmesini sağladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dudaklarımda samimi bir gülümseme şekillenirken aramızdaki mesafeyi kapatıp büyükannem ve büyükbabamın beni görmesini sağladım. Alexander annesinin kollarından zar zor sıyrılırken beni ilk fark eden büyükbabam olmuştu.

"Ah Morgana, seni tekrar görmek ne güzel! Buraya gel kızım!"

Büyükbabam ilk önce nazikçe elini uzattı. Hamlesine karşılık verip ben de elimi onun avuç içine bıraktığımda beni nazikçe kendisine çekip sımsıkı sarıldı. Sarılışı o kadar şefkatli, o kadar sevgi doluydu ki kendimi bir an tuhaf hissettim. Belki de baba sevgisi buydu?

"Edward zavallı kızı serbest bırak." diye azarladı onu büyükannem.

Çıkışına rağmen şaka yaptığı belliydi. Zaten daha önce bu yaşta olmalarına rağmen kocasına bakışını görmüştüm. Onu azarlayabileceğini sanmıyordum.

"Ne yapabilirim Katherine? Biliyorsun hep küçük bir kızım olsun istemiştim."

Sonunda büyükbabam kollarını çözdü ve bana gülümsedi. Sonrasında büyükannemle de sarılmış, malikaneye cisimlenmek üzere kenara yürümeye başlamıştık. Alexander babasının koluna girip ufak bir 'puf' sesinden sonra ortadan kaybolduğunda geride büyükannemle ben kalmıştık. Gülümseyip tutunmam için kolunu bana uzattıktan sonra konuştu.

"Gidelim mi? Herkes seni bekliyor. Çocuklar çok heyecanlılar."

"Tabii." dedim nazikçe.

Meşhur iğne deliğinden geçme hissiyle sarsılırken çocuklar diye düşündüm. Malikanede ailemden daha kaç kişiye rastlayacağımı bilmiyordum. Bildiğim tek şey bu kalabalık aileden çocukluğumda kalan kimsenin olmayacağıydı. Onlara ne olmuştu?

İğne deliğinden geçme hissi yok olup mide bulantım da kısa sürede durulunca doğruldum ve başımı kaldırıp içinde ne kadar az zaman geçirmiş olursam olayım asla unutmadığım malikaneye baktım. Bulunduğu bölgedeki en yüksek tepenin üzerinden tüm heybetiyle manzaraya bakıyordu. Bir yanı şehre inen ve ormanın içinden geçen yola, diğer yanıysa kıyısında bulunduğu uçuruma dönüktü. Okyanusun sesini buradan bile duyabiliyordum.

"Evine hoş geldin kızım." dedi büyükannem samimiyetle.

Gözlerimin dolduğunu hissettim. "Hoş geldim büyükanne Katherine."

Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin