Bölüm 16: Kader Çarkları

4.2K 421 184
                                    

Medyada Mr. Sandman'in Türkçe çevirisi var. Morgana'nın gelişine uygun. Dinleyin :-)

Bay Uyku Perisi, bana bir düş getirin.
Gördüğüm en güzel şey olsun.
Ona benim bir serseri olmadığımı
Ve yalnız günlerinin bittiğini söyleyin.

Bay Uyku Perisi, ben çok yalnızım
"Benim" diyebileceğim kimsem yok.
Lütfen sihirli kumunuzu serpin
Ve bana bir düş getirin..

Tom Riddle yetimhanede büyümüştü. Koruyup kollanması gereken zamanlarında bir çocuğun asla görmemesi gereken şeyler görmüş hatta bazılarını ilk elden tecrübe etmişti. Hatta durdurulmazsa zamanı geldiğinde daha kötülerini yaşatacaktı. Hiçbir zaman duygusal veya duyarlı bir çocuk olmamıştı. Hayır, taş kalpli değildi. Bir canavar da değildi. Şimdilik hayatı boyunca sevgi görmemiş bir çocuk nasıl olabilirse öyleydi işte. Ama onu farklı yapan bir şey vardı.


Bir hedef.

Yüce atası Salazar Slytherin'in emellerini gerçekleştirecekti. İşte o zaman sevgi görmemiş bir çocuktan çok daha fazlası olacaktı. Bir canavar, bir katil. Fakat şu an sadece karşısındaki manzaranın dehşetiyle donmuş altıncı sınıf bir Hogwarts öğrencisiydi.

Onu buraya getiren kedi, kızın yanındaydı. Başıyla kızın yanağını dürtüyor, çoktan kurumuş kan izlerini yalayarak temizlemeye çalışıyordu. Çabaları sonuç vermeyip kız hareketsiz bir şekilde yatmaya devam edince Tom'a döndü ve yüksek sesle miyavladı. Tom kendine gelerek kızın yanına diz çöktü ve nabzını kontrol etmek için uzandı. Fakat parmakları kızın şah damarına değdiği anda vücudunu tuhaf bir ürperti sardı ve dondurucu bir rüzgar altında durdukları çınarın yapraklarını havalandırdı.

Genç adam  irileşmiş gözleriyle çevresine bakındı. Hogwarts'ı keşfetmeyi her zaman sevmişti. Zaman zaman saat yasağını deler koridorlarda gücüne güç katacak keşiflere çıkardı. Ancak şu an bir şeyler kontrolünün dışında ilerliyordu. Hayatında daha yeni yeni eline aldığı kontrolü kaybetmek Tom Riddle'ın hiç de hoşuna gitmemişti.

"Şu an yasaklı bölümde araştırma yapıyor olabilirdim..."

Kıza tereddütle tekrar dokundu. Aynı his oluşmayınca kollarını başının ve bacaklarının altından geçirerek tuhaf kızı kucağına aldı. Her yerine bulaşan kana tezat oluşturacak kadar beyaz teniyle kız bir hayaleti andırıyordu. O kadar solgundu ki sanki orada değildi. Sanki... Bir ilüzyona benziyordu.

Belki de bir seraba...

Kız titrediğinde baygın olmasına rağmen ellerinde sımsıkı tuttuğu pelerini yapabildiği kadar çekiştirip üstüne örttü. Sıkı tutuşundan pelerinin sadece küçük bir kısmını kurtarabilmişti ancak bu kadarı bile bütün vücudunu örtmeye yetmişti. Büyük ihtimalle daha kalıplı birine aitti. O sırada pelerinin ellerinin içinde kalan bölümünde parlak, mor bir ışık saçan küreyi gördü.

Aceleyle okula girip revirin kapısına ulaştı. Kapıyı ayağıyla iterek içeri girdi ve kızı dikkatlice yatağa yatırdı. Ardından kızın ellerini tuttu. Elleri buz gibiydi. Kenetli parmaklarını açıp küreyi incelemek istedi ama başarısız oldu. Ayağa kalktı, nöbeti sırasında her şey onun sorumluluğu altındaydı. Tom her ne kadar gizemi çözülene kadar kızı araştırmak istese de bu olayı bildirmesi gerekiyordu.

Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin