Honey ı rose up from the death, ı do it all the time
I got a list of names and yours is red underlined
Sabahın erken saatlerinde yaptığım keyif gezisinden sonra okula girmiş ve Tom'un varlığına rağmen istikrarla derslerime devam etmiştim. Ya da en azından öyle yapıyormuşum gibi davranmıştım. İksir dersinde normal yerime oturmak istememiş ve Gryffindorlu bir kızla girdiğim ufak itişmeden sonra Tom'un bir sıra arkasına yerleşebilmiştim.
Ondan uzaklaşmaya çalışsam bile başarım bir sıra uzaklığı kadardı. Çünkü sabah gezintim her zaman geldiğim saati birkaç dakika geciktirmiş, benden önce gelen öğrencilere geniş bir yer seçeneği sunmuştu. Geldiğimde boş kalan sadece dört sandalye vardı. Tom'un yeri, Tom'un önü, Tom'un yanı ve lanet herifin arkası...
Evet, kimsenin reddedemeyeceği bir cazibeye sahipti. Alt sınıf ve hatta üst sınıf Slytherinlerin hatrı sayılır bir kısmı ona hayrandı. Kendisi şüphe götürmez bir Slytherin olmasına rağmen Gryffindor da dahil olmak üzere diğer binalarda da popülerdi. Fakat zamanında Jolene'nin de söylediği gibi kızlar anlıyordu. Tom'daki bir şeylerin olması gerektiğinden çok daha karanlık olduğunu hissediyorlardı. Bu yüzden ilgileri çoğunlukla onu uzaktan uzağa hayranlıkla süzmekle sınırlı kalıyordu. Öğrenciler sırasının etrafını tehlikeli bir alanmış gibi boş bırakmışlardı.
Dakikalar ilerlemiş ve dersin başlamasına birkaç dakika kalmıştı. Tom'u gördüğüm cam Güney kanadındaydı. Yani kendisi büyük ihtimalle şu an kütüphaneden buraya doğru ilerliyordu. Kapı açıldığında irkildim. Önden Anthony onun hemen arkasındansa Tom girdi. Anthony yere bakarak Tom'un yerinin bir önündeki sandalyeye doğru ilerlerken Tom kendi sırasına giden ufak boşluğu es geçti ve bana doğru bir adım attı. Derin bir nefes almaya çalıştım ancak nefesim gözlerine baktığımda tıkanıp işe yaramaz hale geldi. Tam o sırada ikimize de ait olmayan bir ses duyuldu.
"Morgana!"
Anthony hızlı bir manevrayla Tom'un önünü kesti. Yanından onu sanki hiç fark etmemiş gibi geçerken kolu hafifçe Tom'unkini sıyırdı. Yüzüne ona oldukça yakışan bir gülümseme yerleştirdi ve ilerleyip yanıma oturdu.
"Seni görmemişim üzgünüm. Kafam biraz doluydu."
Samimi bir şekilde gülümsedim ve hala başımızda dikilen gölgeyi daha yeni hatırlamışım gibi ani bir hareketle başımı kaldırdım. Ancak tüm dikkatini veren birinin duyabileceği çok hafif bir gıcırtı duyduğumda gözlerimi Tom'un sıkılmış çenesinden deri bir eldiven taktığı ve en az çenesine uyguladığı kadar büyük bir baskı uyguladığı yumruğuna indirdim.
"Riddle, bir sorun mu var?" diye sordu Anthony.
Tom sağ elinin işaret parmağını tehditkar bir ifadeyle Anthony'nin sırasına bastırdı. Anthony'nin açık kumral saçlarıyla aynı renk kaşları havaya kalktı. Tom zehirli kelimelerin döküleceği dudaklarını aralarken yanımdaki oğlanın üzerine eğiliyordu ki birden durdu ve bakışlarını benimkilerle birleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]
FanfictionA Tom Marvolo Riddle Story *** Büyücülük Dünyasının en soylu hanesi Pendragonların tek kızı Morgana, ailesinin birden ortadan kaybolmasıyla teyzesi Walburga Black'in yanına taşınır. Karanlık aile sırlarıyla bilinen bu iki ailenin genç cadıdan sakl...