2.Ayde Vre!

6.3K 451 187
                                    




Antik Helenlerin inanışında, Denizler Tanrısı Poseidonun yüzü çok sevdiği Anadoluya dönük tahtının, bu dünyanın en göz alıcı mavi suları olan Gökova Körfezi açıklarında, suyun üzerinde olduğunu söylemesi boşuna değildi.

Ege'nin mavi sularına bir tokmak başı gibi uzanan, 3tarafı suyla çevrili, yeşil kıyılarına kesme şeker yağmış Bodrum... Poseidondan fikirler ve asırlarca sonra bile yaradılmış her kuş, ağaç, çiçek, böcek ve beşer için yeryüzünde bir taht veya anne kucağından sonraki tatlı bir beşikti.

Kaptan Alekos Acamisoglou, Bodrum, Marmaris, Datça ve Yunan Adalarında tanınan ve sevilen, iyi derecede Türkçe ve İngilizce bilen eski bir Yunan deniz subayıydı. Yunan ordusundan özel hayatıyla ilgili sebeplerle kendi isteğiyle ayrılalı yirmi yılı aşkın süre geçeli, kendi zevki ve bilgisine göre özel olarak yaptırdığı tamamen Türk ahşap gemi ustalarının el işçiliğiyle üretilen Bodrum Guleti denen klasik bir gezi teknesi olan, 36 metrelik süper lüks guletiyle, Ege Denizinde mavi tur kaptanlığı yaparak para kazanıyordu. 'VasElissa' adlı lüks gulete, ismini Yunanca Vasilissa yani kraliçe anlamındaki kelimede bir harf oyunu yapıp, kızının ismi olan Elissa ile birleştirerek kendisi koymuş, hatta tekne boyanırken merdivene kendisi tırmanıp yazıyı elleriyle özene bezene boyamıştı. Teknesi yuvasıysa, kızı yegane ailesiydi.

İstanbul asıllı zengin bir Rum mübadilin tek evladı ve mirasçısı olarak aileden epey varlıklıydı Kaptan Alekos. Denize ve Ege'de yeşilin koynuna girmiş arsız mavisine olan tutkusuydu Ona bu işi yaptıran.
Çift direkli, 5kabinli, ultra lüks guletinde, 4personeliyle birlikte günlüğü 3-5 bin dolar gibi miktarlar kazanıyordu. Gösterişli ve çok pahalı bu özel yapım gulet, heybetiyle bakanı kendisine hayran bırakırdı.

Alekos, çocukluğundan beri yaz tatillerini Bodrumdaki aile yazlığında geçirdiğinden, hem Ege koylarına, hem tarihi ören yerlerine hem de kıyıların doğal güzelliklerine oldukça aşinaydı. Üstelik pek çok ülke gezip görmüş tecrübeli ve kültürlü bir Tur kaptanıydı. Bir gün kendisi emekli olmak istese bile Kaptan Alekos'u bırakmayacak kadar kendisinin görgü ve bilgisine müptela müşterileri vardı.

İskele kıç tarafında dikilmiş, 57 yaşına rağmen dinç bedeninde hala çakı gibi görünmesini sağlayan bembeyaz kaptan üniforması, lacivert siperlikli ve sırma işlemeli şapkasıyla bastığı yeri sallayan bir havası vardı. İskeleden müşterinin tedarik ettiği erzakları taşıyan miçolarına seslendi.

"Ayde Vre !"

Yunanca söylenerek dümene seyirtti. Anadili gibi türkçe bilmesine rağmen canı istemezse tek kelime türkçe konuşmamak hatta anlamıyormuş gibi duymazdan gelmek gibi de tuhaf bir huyu vardı Kaptan Alekos'un. Canının istememesi herhalde o günki ruh haline yada o saat, o dakikadaki inişli çıkışlı duygu durumuna bağlıydı. Alakos meftunu olduğu denizler gibi dalgalı, git gelli bir adamdı. Bazen neşe küpü, tatlı dilli ve yarı sarhoş bir ortayaş beyefendisi olurdu, bazen ise aksi, asık suratlı ve kibirli bir yunan milliyetçisi. Aklından ve yüreğinden ne yaşanmışlıklar geçiyor da, herhalde başka dışavurumlara gücü yetmeyince dili; o kıyıdan alıp taa karşı kıyıya vuruyordu kimbilir...

Bir hafta sürecek olan bir mavi yolculuk için demir aldı ve dümene geçti, seyir defterini yunan alfabesiyle yazıp imzaladı. Radarını ve ufkunu seyrederken ise Türkçe bir Ege türküsü mırıldanmaya başladı.

**Evlerinin Önü Mersin,
Ah Sular İçmem Gadınım Tersin Tersin,
Mevlam Seni Bana Versin.

Al Hançeri Gadınım Vur Ben Öleyim,
Ah Kapınızda Bi Danem, Kul Ben           
Olayım.
***

KARŞI KIYI - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin