Bodrum – ÖrenBodrum'un tekne imalathanelerinin bulunduğu çekek yerleri kooperatif girişimiyle İçmeler'den, Milas'ın Ören mevkinde inşa edilen daha büyük ve modern komplekse alındı.
Kerem, 8 yıl önce kurduğu Myndos Yacht işletmesindeki odasında, Macar yatırımcılarla toplantısına hazırlanıyordu. Müdür yardımcısının kapısını tıklattığını duymamıştı önündeki projeye dalmış olduğu için. Adam odanın içine girince başını kaldırıp baktı. Uykusuzdu ve aklı başka bir yerdeydi. Daha önce teklif verdiği yatırımcılara istedikleri özel üretim 3 lüks motoryatın projelerini sunup imzaları attırdıktan sonra eve gitmeyi düşünüyordu. O geceki cemiyete kadar biraz dinlenmeyi umuyordu.
"Geldiler Kerem Bey."
"Toplantı odasına al Zafer, geliyorum."
Dedi sakince. Odasından başını sallayıp çıkan yardımcısının ardından çekmecesinden bir ağrı kesici alıp ayağa kalktı ve geniş yönetici odasının kapı tarafındaki sol duvarına hizalanmış konsolun yanına yürüyüp kendine bir bardak su doldurdu. Ağrı kesiciyi içip camdan dışarı, Marinanın önünde uzanan puslu denize baktı, yorgun zihnini toparlayıp ceketini giydi ve eline sunum dosyasını alarak toplantı salonuna müşterilerini bağlamaya gitti.
......
"Hayırlı olsun Patron, imzayı atmış Macar yatırımcılar? "
"Burak, Patron ne oğlum ya, üff?!"
"Ne deyim Usta mı deyim? Gerçi ne zaman kafan atıverse elinde matkapla inmiyon o teknelerin iskelesinden ya neyse! Ben de oteldeki işimi toparladım, dedim seni alayım belki yapabileceğim bir şeyler olur akşamdan önce?"
Kerem asık yüzü hiçbir minnet ya da duygu belirtisi göstermeden sadece yürüdü Burak'la birlikte.
"Anam halletti her bişeyi. Sağolasın yine de kardeşim."
"Ne demek, Kerem'im ne demek. Mıstık Amca benim de babam sayılırdı. Sene-i devriyesinde bi hayrım olacaksa elimden ne gelirse yaparım."
"Eyvallah. Dile kolay, 8 sene oldu Burak."
"Olacakla öleceğe çare var mı kardeşim? Allah mekanlarını cennet, kabirlerini nur etsin inşallah. Sen akşam uyumadın dimi? Mezarlıkta mıydın yine?"
"Gece gitmiyorum artık, anam sütümü helal etmem diye yemin verdi. Sabah dolaştım babacığımı. Dualadım, taşını toprağını temizledim. Öyle... Hadi gidelim."
"Gel benim arabamla gidelim, sen sürme?"
Kerem sakince,
"Olur." Deyip 15 senelik yakın arkadaşı, liseden kankası, yıllardır birlikte çalıştığı ve et tırnak misali sahiplendiği Burak'ın jipine bindi.Gümüşlük'e doğru yola çıktılar. Burak motoru çalıştırınca kendiliğinden açılan teybi kapattı. Kerem'in her yıl bu zamanlar üstünde daha da ağırlığını hissettiren acısına büyük bir saygı duyuyordu. Arkadaşını tanıdığı onca yılda yakınen tanıklık ettiği onca badireden hala dimdik ayakta ve gün geçtikçe daha da güçlenerek çıkışına ise hayranlıkla bakıyordu.
Kerem, acılarına ve kayıplarına rağmen son 8 senedir bir gün olsun öf dememiş, çalışmaktan ve ailesinden geriye kalanlara kol kanat germekten vazgeçmemişti. Sadece ailesi de değildi kendisiyle birlikte refaha kavuşturduğu. Eskiden tanıyıp sevdiği, güvendiği Burak, Ahmet, Ferhat, okulundan ve mahallesinden dürüst çalışan ve maddi desteğe ihtiyacı olan kimi varsa, hatta Canan bile Kerem'in şirketlerinde en az müdür pozisyonunda ihya olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KIYI - Tamamlandı
RomantikYunanlı güzel Elissa, tatil için geldiği Bodrum'da gönlünü balıkçı çocuğu Kerem'e kaptırır. Modern Aslı&Kerem efsanesi tadındaki çokça romantik bu hikayede aşıklar, ömürlük bir aşk destanı için büyük bir savaş vermek zorundadır. Gülmeli, ağlamalı, m...