Gümüşlük KöyüHastaneden dönüşte Kerem'in arabasının arka koltuğunda başını kızı Nazlı'nın omzuna yaslayan Gülşen, yorgun iç çekişler ve türlü ağrılarından dem vuruşlarla gençlere nazlandı durdu. Ön koltukta Kerem'in yanında oturan Elissa'nın varlığı, canını sıkmakla kalmayıp göğüs kafesindeki sayılı nefesini sıkıştıran başka bir detaydı ve oğlunun bu kadınla yıllar sonra yan yana olmasından duyduğu rahatsızlığı, oflayıp inlemelerine ekleyerek belli etti.
Elissa, dudaklarını kemirerek karanlık köy yolunda düşüncelere daldı ve ani gelişen olaylar karşısında afallayıp Konağa gitme teklifini kabul ettiğine pişman oldu. Ancak olan olmuştu artık. Telefonundan Madama mesaj atıp durumu ve gece dönmeyeceğini haber verdi. Kerem başıyla telefonu işaret edip alçak sesle sordu,
"Madama mı yazıyon?""Hı, evet."
Kerem göz kırparak eline uzandı Elissa'nın, kızın kucağından alıp dirseğini kol dayama yerine yaslayarak kenetlediği ellerini ortada tuttu. Gülşen arkadan,
"Ayy, ölüyom anacım!" Diye yüksek sesle şikayet etti.Nazlı gülmemek için dudaklarını sıkıp başını annesi yüz ifadesini görmesin diye öte yana çevirdi. Kerem kadının oflamalarını duymazdan geldi. Böylece köye vardılar. Evin hizmetlileri uykularından uyanmış, hanımlarının durumunu merak ederek bahçede bekleşiyordu. Kerem bahçe kapısına yanaşınca çift kanatlı büyük demir kapı ardına kadar açıldı ve tüm bahçe ışıkları yandı. Çalışanlar arabanın etrafını sardı. Gülşen'i ellerinden kollarından tutup sarılarak,
"Hoş geldin Hanımım, geçmiş olsun." Dediler.Gülşen gördüğü ilgiden memnun halde inleye sızlaya kurulurken, Elissa kadının sıkı markaja alınmasından hoşlanmayıp tamamen doktorluk refleksiyle araya girdi.
"Biraz açılın lütfen, böyle sıkmak olmaz. Dinlenmesi gerek Gülşen Hanımın. Temiz hava alması gerek, lütfen izin verin."Köylü kadınlar öcü görmüş gibi renk atarak birbirlerine, Gülşen'e ve ilk kez gördükleri fakat namını yıllardır bolca duydukları 'Rum Gızına' bakakaldılar. Gülşen tam ağzını açıp Elissa'yı terslemeyi düşünürken Kerem yetişti.
"Hatice Abla, Seyhan, Nuran Teyze sağolasınız. Doktor Hanımı dinleyin, anam yorgun. Sabah ilgilenirsiniz, şimdi yatması gerek."Bir anda şaşkın bakışlar, mahcup baş eğmelerle kesintiye uğradı ve kadınlar birkaç arım çekildiler. Elissa ve Kerem, Gülşen'in kollarına girdi. Nazlı eve önden yürüyüp annesinin odasını ve yatağını açtı yatırmak için.
Arkalarından bir şey lazım olur diye seyirten Hatice, Seyhan ve Nuran gözlerini Elissa'dan ayırmadan birbirlerini dirsek darbeleri ve minik çimdiklerle dürtüp duruyordu. Konakta sabaha dek uyku tutmadan sürecek hararetli bir dedikodu bombası patlayıvermişti onlara göre. Kerem, doktor hanım diye bilerek söylemişti Elissa'nın uyarısının sağlamasını almak için fakat o akşam herkes misafirin varlığının, doktorluktan ziyade müstakbel gelin olmasından ileri geldiğinin farkındaydı.
Gülşen'i odasına götürüp, Nazlı ılık bir duş almasına yardımcı olana kadar odadan çıktılar. Hizmetlilerden, Gülşen'in kuzeni Nuran, odada yardım için kalmıştı. Diğer ikisi Kerem ve Elissa ile koridorda dikilip kaldı. Kerem kısa boylu, pembe yanaklı, rengarenk köylü giyimli, yazmalı, şalvarlı, epey tombul ikiliye bakıp ellerini beline koyarak güldü dayanamayıp,
"Gızım ne bakıp duruyonuz öle? Hadi odanıza! Hay Allah'ım ya!" diye tatlı sert çıkıştı.Genç olan Seyhan utanıp merdivenlere koşar adım yöneldi. Hatice ise merakını dizginleyemeden sordu,
"Beyim? Şey deyivercektim de! Gelin... Ay! Doktor Hanıma oda yapıveren mi? Misafir yatak odasını hazır edivereyim hemencik? Bide sofra kuruvereyim karnınız aç mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KIYI - Tamamlandı
RomanceYunanlı güzel Elissa, tatil için geldiği Bodrum'da gönlünü balıkçı çocuğu Kerem'e kaptırır. Modern Aslı&Kerem efsanesi tadındaki çokça romantik bu hikayede aşıklar, ömürlük bir aşk destanı için büyük bir savaş vermek zorundadır. Gülmeli, ağlamalı, m...