55.Bölüm - Üç Elma - Final Part/1

2.2K 305 172
                                    

Bir yazarın kelimeleri tükenebilir, bir ressamın boyaları kuruyabilir, bir heykeltıraşın çamuru bitebilir, bir terzinin makinesi durabilir, şarkıcının sesi yitebilir veya bir müzisyenin ilhamı duraksayabilir hayatta. Fakat yaratıcının insana sunduğu imtihanlar bitmez. Bazen günler neşe ve mutlulukla zamana ram olurken bazen türlü zorluklarla sınanır insan ömrü. En yüce sanatkârın bitmek tükenmek bilmeyen alternatifleri yazılmıştır hikâyeye...

"Gökten 3 elma düştü, biri senin, biri benim, biri annenin oğlum." deyip okuduğu mutlu sonla biten masal kitabını kapattı Kerem ve Karan'ın alnına bir öpücük kondurmayı ihmal etmedi oğlan uykuya dalmadan önce. Fakat Karan'ın hemen uyumaya niyeti yoktu.
"Baba bu elmalardan biri Newton'un başına düşmemiş miydi? Hani yer çekimini bulmuş ya!" Diye atıldı.

Kerem ne diyeceğini bilemedi. Elma insanlığın büyük sorunsalıydı mesela, bundan bahsedebilirdi, ta Adem ile Havva'dan başlayıp...

"O elma başka oğlum, bunlar masal elması. Yer çekimini filan ne karıştırıyon, uyusana gari!"

"Peki, baba, Newton yerçekimini bulmadan önce insanlar dünyaya yapışmıyo muydu? Yani Ay'da yürüyen astronotlar gibi havada mı geziyolardı?"

"O iş öyle değil oğlum, o bulmuş ama işin kanununu bulmuş. Ondan öncede yerçekimi hep varmış. Sabah konuşalım mı, hadi uyu, geç oldu."

Karan içini çekerek oyuncak ayısına sarıldı ve gözlerini yumdu. Kerem bir süre loş ışıktaki masum suretini izledi küçüğün. Saçlarını okşadı ve için için güldü, 'çokbilmiş sıpa!' diye iç geçirdi.

Karan son kez gözlerini aralayıp,
"Keşke yer çekimi olmasaymış, ben havada yürümeyi çok isterdim, oyuncaklarımı da istediğim gibi havaya dağıtırdım! Baba biliyon mu ben rüyamda hep havada yürüyorum."

"Tabi oğlum rüyanda yürü sen. Ama oyuncaklarınla oynaman bittiğinde kendin toplaman gerekir."

"Ama oynamam hiç bitmiyo ki. Yani ben bitsin istemiyom ama annem hep toplamamı söylüyo. Ama ben dağınık seviyom."

"Karan, kapat hadi gözünü. Allah rahatlık versin oğlum, duanı da et sonra uyu bakalım."

Karan az sonra uykuya teslim oldu. Kerem oğlanın uykusu iyice derinleşene dek yanında bekleyip sonra üzerini güzelce örterek odasından çıktı.
Elissa ile bir haftalık Yunan Adaları tatilinden döner dönmez oğlunu Konağa getirmişti hasret gidermek için.

Balayı keyfine ufak bir gölge düşüren Elissa'nın geciken ağrılı regl dönemine rağmen birlikte çok iyi gezip eğlenmişlerdi. Elissa kendi anadilini konuştuğu adalarda Kerem'i bir misafir gibi güzelce ağırlamıştı. Bol bol Antik Yunan efsanelerinden konuşup muhteşem doğanın tadını çıkarmışlardı.

Kerem, Elissa'yı hayal kırıklığına uğratan bebek meselesinde aceleleri olmadığını söylese de Elissa o kadar çok istiyordu ki döner dönmez bir kadın doğum uzmanına muayene olmuştu çalıştığı hastanede. Bebek sahibi olmak için hiçbir sorunu olmadığını öğrendiğinde, bayramda Konakta ortalığı velveleye veren Kerem yüzünden, balayı dönüşünde olumsuz haberi alınca üzülen ev ahalisine durumu kabullendirmek de cabasıydı.

Kerem'in bir iş yemeği için dışarıda olduğu bir akşam can sıkıntısıyla odasında kitap okuyan Elissa'nın kapısı çalındı. Kitabının kapağını kapatarak seslendi,
"Buyurun?"

Kapı aralığından başını içeriye uzatan Gülşen kısık bir ses tonuyla ve en sevimli gülümsemesiyle,
"Gelin kızım geliversen acıkın salona, bişey deyivercen sene?"

"Geliyorum Gülşen Anne." Elissa pijamasının üzerine sabahlığını geçirip alt kata indiğinde Gülşen ve evin çalışanlarına ek olarak tanımadığı iki orta yaşlı kadını gördü. Artık alıştığı üzere kadınların ellerini öpüp hoş geldiniz dedi misafirleri olduğunu düşünüp. Kadınlar tü tü maşallah deyip Elissa'yı baştan aşağı süzdüler.

KARŞI KIYI - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin