28. Bölüm - Hazan🍂

1.7K 265 106
                                    



Korhan, kendini bildi bileli babasının gözünde hayırsız evlat muamelesi görmekten bıkkındı. Ne söylese ne yapsa yaranamadığını, göze battığını, haksızlığa uğradığını düşünüyordu. Bir baltaya sap olmakla ilgili tüm çabaları kendince şanssızlıkla sonuç verdiği için ordan oraya sürüklenen rotasız bir kayık gibiydi. Şanssızlık saydığı türlü iş girişimlerinde babasının gözüne girmekten ve aferin aslan oğlum sözünü işitmekten vazgeçeli 3-5 yıl olmuştu. Kendi doğrularını benimseyip burnunun dikine gideli beri ise babasıyla arasında varolan uçurum gittikçe açılıyordu.

Korhan'ın ailesine ve çevresine kendi adamlığını kanıtlamak için kalkıştığı kimi yasal kimi yasadışı işler sonuçsuz kaladursun... Mıstık'ın, Kerem'i kaydırdığını, küçük oğluyla daha fazla vakit geçirdiğini ve Ona daha çok değer verdiğini görüp kıskanıyordu. Oysa Mıstık, çocuklarını yetiştirirken hiçbirini birbirinden ayırmamıştı. Evde biri kayırıldıysa bu hastalığından dolayı Nazlı idi, ki oğlanlar kız kardeşlerini kıskanmayı akıllarına bile getirmez hatta üstüne titrerlerdi. Ancak ergenlik dönemlerinden beri daha söz dinleyen, okulda daha başarılı olan, büyüklerine daha saygılı ve efendi tavırlarıyla göz dolduran Kerem'di.

Korhan yine de kardeşine kızmıyordu. Bütün suç oğullarına eşit muamele etmeyen, sanki kendisi büyük adam olmuş gibi sürekli Korhan'ı eleştiren babasındaydı.

Fakat son olayda artık Korhan kardeşine de öfkeliydi. Milliyetçilik damarı kabarmıştı; Müslüman olmayan, hem de üstünden daha yüz yıl bile geçmemiş Kurtuluş Savaşını verdikleri Yunanlı bir kızı ailesine almaya razı değildi. Eski düşman dost olmaz diyordu kendince.

Kız güzeldi, sokakta yürüyen yüz tane yerli yabancı genç kız arasından sıyrılacak kadar hem de!.. Zengindi, akıllıydı hem de kardeşini seçmişti. Korhan 'acaba ben bi yabancı gelin getirsem ne derler' diye için için kurup öfkesini büyütüyordu. Kerem isteyince babası her şeye tamam diyordu. Askere gitmeden önce Bodrum'un en büyük müteahhitlerinden birinin kızıyla sevgili olmuştu. Kızın adı Cerendi, Korhan'ın ilk ve son aşkıydı. Babasına Cerenle evlenmek istediğini söylediğinde, Mıstık olmaz demişti. 'Bu iş olmaz, dengin değil!'

Ya Rum Gızı, O Kerem'in dengi miydi?! Düşündükçe delirecek gibi oluyordu...
......

Kerem, Elissa ile her zaman kızı almaya gittiği ve bıraktığı Konağın arka sokağında ayak üstü bakışıp kaldı. İkisi de hala abisinin sözlerinden öfkeli ve kırgındı. Hüngür hüngür ağlayan sevgilisini güçlükle sakinleştirmişti Kerem. Kendisini ise bir türlü sakinleştiremiyordu. Üstelik aşmaları gereken tek engel abisi değildi. Hatta abisi gözünde bir engel bile değildi, Alekos bu işe razı gelsindi yeter ki...

Birbirlerinden artık bir dakika bile ayrı kalmaya dayanamayacak kadar aşka ait yürekleri dolup taşarak hüzünle baktılar. Kerem sevdiğinin yüzünü ellerinin arasına aldı. Başını hafifçe yana eğerek Elissa'nın baharı müjdeleyen çağla yeşili gözlerine dalgın dalgın baktı. Belli belirsiz içini çekti. Bilir gibi yaklaşmakta olan kışı, zemherinin ayazını peşin solur gibi... Son bakış, son dokunuş, son öpücük olduğunu kalp bilseydi o an çalışmaktan istifa eder, sevdiğinin elleri hala sıcakken can teslim ederdi.

"Sen Kaptanla konuş, sonra ara beni, hemen gelirim. Sakin ol, korkma tamam mı güzelim? bekliyorum seni?"

Elissa sokulup başını kaldırdı oğlanın yüzüne manalı manalı bakarak yüzünü saran ellerini tuttu.
"Kerem? Seni çok seviyorum! S'agapo, agapi mou . Biliyorsun?"

"Biliyorum sevdiğim, ben de seni."

"Sana bir yalan söyledim. Şey..."

Elissa'nın telefonu çaldı, babası arıyordu. Daha ekranda ismini görünce yerinden sıçradı ve Kerem'in ellerinden ayrılıp

KARŞI KIYI - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin