Elissa'nın yalnızlıktan bunaldığı bir akşam sokakta kaldırımda tek başına oturduğunu gören Kerem dayanamayıp kaldırıma, kızın yanına oturdu. Elissa son günlerde Otele kedi köpek, sokaktan bulduğu çocuk, hippi, dilenci; kim,ne varsa dolduruyordu arkadaşım diyerek. Son getirdiği sokak çalgıcısı hırsızlık yapıp gidince madamın canına tak etmişti de otel çalışanlarına tembihlemişti 'Eyleyin su kizi, toplama kampına çevirecek yoksa oteli?!'Ahmet Şef Türkçe konuşmasına yardım ediyor her gece çalışması için ödev verip ertesi gün ödevini yaptığını görünce en sevdiği çikolatadan ödül veriyordu Elissa'ya. Kız çikolata yemeyi çok seviyordu, yemeden duramıyor, çikolatayı anınca dahi gözleri dönüyordu hemen yemek için. Bir de çok süslüydü. Gününün yarısını ayna karşısında geçiriyordu. Otelin boy aynalarını boş görmek imkansız olmuştu, Kerem ne zaman birinin önünden geçse karşısında Elissayı süzülürken görüyordu. Arada bir de telefonunu uzatıp kendisini fotoğraf çektiriyordu türlü türlü manken pozları vererek hem de defalarca. Ayrıca bir el aynası ve o kattan bu kata yanından ayırmadığı makyaj çantası vardı. Her fırsatta, ki kızın tamamen aylak olduğu düşünülürse, bu fırsatlar canı her istediğine tekabül ediyordu, aynasını rujunu kalemini çıkarıp boyanıyordu.
Son üç haftada sabah akşam Türkçe öğrenmeye azmetmişti de boyanmayı süslenmeyi biraz unutmuş gibiydi. Kulağında kulaklık, elinde dizüstü bilgisayarı, önünde kağıt kalemle harıl harıl çalışma azmine herkes hayran kalmıştı otelde. Demek bu deli dolu, süslü, şımarık prenses isteyince çalışkan bir öğrenci oluyordu. Baya da ilerletmişti kelime bilgisini. Telaffuzu henüz çok kötü olsa da Ahmetle bütün öğleden sonra kasada durup pratik yapıyordu. Yalnız Ahmet Şefle türkçe telaffuza çalışmasının şöyle bir sıkıntısı vardı, Urfalı Ahmet'ten 'nasılsan, iyisen, siye dua ediyem, gelicik, gidicik, yapicik' şeklinde Urfa ağızlı bir Türkçe öğreniyor olabilirdi. Keremle diğer komi Burak öğlende Elissa'nın kendilerine
"Ne ediysiz hevaller?" dediğini duyunca gülmekten karınları ağrımıştı. Ahmet mahsus öğretmişti kızı şaka olsun diye.İş çıkışı evine gitmeden önce kaldırımda can sıkıntısıyla oturan kızın yanına çöktü.
"Nasılsan heval?" diye takıldı.
Elissa ise oğlanlar kendisine çok gülünce odasına kaçıp ağlamıştı saatlerce. Şimdi de komik bulmadığını belirtir şekilde gözlerini devirdi ve yunanca söylendi.
Tabi Kerem hiç bir şey anlamadı. Elissa nispet yaptı bu kez İngilizce konuşarak oğlana. Kolejde okuduğu için çok iyi derecede İngilizce biliyordu. Bu takır takır Yunanca ve İngilizce saydırması 'asıl cahil sensin!' manasına geliyordu o günki inadından arta kalan.
Kerem
"Tamam ezme annayıvedik, Avrupalısın. Sende kızıp durma napalım komiğimize gittin.Heval ne gızım ya?!" yine güldü oğlan.
"Gülme, Kerem!"Kerem başını salladı, biraz sustu, ilk kez kendisine ismiyle direk hitap ediyordu Elissa. Otelde genelde 'hey, garson, komi' diye seslendiği oluyordu bir şey isterken. Kalktı Kerem.
"İyi akşamlar" dedi.
Elissa da kalktı O'nunla, karşısına dikildi panikle
"Gitmee!"
"Ne?"
"E otur?"
"Kızçe eve gitçem minibüse yetişçem ne diyon?"
"Sen ne söylüyor?"
"Ev ev, home?" otel stajlarında turistlerden çat pat otelcilik ingilizcesi öğrenmişti Kerem ancak bilgisi hoşgeldiniz, buyrun ve getir götür cümlelerinden ibaretti. Elissa ile Türkçe, Yunanca, İngilizce karışık Muğla ve Şanlıurfa ağzı soslu ilk sohbetleri böyle başladı. Dışardan bir İstanbullu onları dinlese neye uğradığını şaşırabilirdi."Az, otur? Parakalo? Tamam?" (Lütfen)
Kerem tereddütle sağa sola bakındı. Daha erkendi. Elissa Onu tereddütünden yakaladı hemen. Koluna giriverdi ve çekiştirdi.
"Gel, ben dondurma alacak!"
"Allah Yarabbi ben sen miyim çikolataya dondurmaya tav olcem?! Nese yürü bari nedek?"
Karşı kaldırıma geçip Elissa'nın oğlanı çekiştirmesiyle dondurma alıp sahile yürüdüler birlikte. Kerem'in o an ne yaptığı hakkında hiç bir fikri yoktu. Elissa'ya dondurmaların parasını da ödetmemişti.
"Bizde erkekler öder, örfümüz öyle. Tamam, bitti ben vedim, öğren diye?!" demişti.
Elissa gülümseyerek dudaklarını ısırmıştı bunu bir kurlaşma gibi algılayarak, tam olarak bir randevu olmasa da, Kerem'i buraya kadar getirmesi bile müthiş ilerlemeydi kıza göre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KIYI - Tamamlandı
RomantikYunanlı güzel Elissa, tatil için geldiği Bodrum'da gönlünü balıkçı çocuğu Kerem'e kaptırır. Modern Aslı&Kerem efsanesi tadındaki çokça romantik bu hikayede aşıklar, ömürlük bir aşk destanı için büyük bir savaş vermek zorundadır. Gülmeli, ağlamalı, m...