Vaselissa; Alekos'un Kraliçesi, hayat avuntusu, özel yapım muhteşem Bodrum guleti... Yunanca kraliçe kelimesinden tek harf değişikliği yapılarak, kızının ismine de uyarlanan bembeyaz 40 metrelik yelkenli...Elissa, Vaselissa'nın, belediye limanına bağlandığını duyduğu an, bir kaç parça eşyasıyla Konaktan dışarı fırlamış, ağlamaktan körleşen gözleri ve sarsak adımlarla kendini tekneye atmıştı. Yedek anahtarı vardı ve limandaki görevlilerden yardım istemişti yüksek gulete çıkmak için. Kimliğini gösterip Kaptan Alekos'un kızıyım demesi yeterli olmuştu.
Evvelsi gün Keremle, dün babasıyla, bu sabah da Madamla tartışması iyice delirtmişti kızı. Üst üste gelen tüm aksilikleri, çocukluğunda alt alta dizili duran ve hala unutmadığı, olsa olsa bir halının altına süpürülmüş acılarıyla kıyasladı. Elissa, sert bir zemheri mevsimine geçişin son çeyreğinde, derin bir depresyonun eşiğindeydi.
Üzüntüsünün asıl sebebi, yakında Bodrumdan ve sevdiğinden ayrılacak olmaktı ama acısını etraftan her an besleyen yeni olumsuzluklar, genç kızın gömdüm dedikçe her fırsatta karşısına çıkan eski acı hatıralarıyla kol kola girip üstüne üstüne geliyordu.
Böylece ruhunun altı üstüne gelmişti ve iki tarafı da birbirinden matah değildi. İçine dönmeyi denedi. İçindeyse, gördüğü tek şey, Kerem'e duyduğu ve kurtuluşu olarak gördüğü aşkıydı.
Çocukluğundaki yalnızlığına, aile ve kardeş özlemine duyduğu özlemin de yerini dolduracak kadar güveniyordu aşkına. Kerem'in, kendisi gibi ıssız bir çocukluk geçirmediğini Onu görür görmez anlamıştı. Oğlanı Konağın mutfağında ilk gülüşünden sevmişti. O gamzeli gülüşte ne çok şey bulmuştu. Özgüven, sıcaklık, empati, merhamet, samimiyet, doğruluk, biraz da meydan okuma?.. Bunu şimdi düşününce anlıyordu. Kerem de kendisini ilk kez gördüğünde, bir an olduğu yerde çivilenmiş ya da büyülenmiş veyahut çarpılmış gibi bakakalmıştı. Buna emindi. Ama oğlan çabuk değiştirmişti gözbebeklerinde parlayan ifadeyi. Güzel burnunu havaya kaldırıp,
"Ben yeni garson Kerem, asıl sen kimsin turist gız? Ne işin var mutfakta?!" derken kendisine meydan okumuştu.
Elissa hiçbir şey anlamadığı Türkçe sözlere şaşkın bakıp Yunanca ve Ingilizce 'ne dedin ne dedin?' diye sorarken Madam, yardımına gelip tercüme etmiş ve kendisini itekleyerek Kerem'in karşısından almıştı. Yunanca söylenerek kıza 'ortalığa pijamayla çıkma artık sezonu açtık, yeni elemanlar aldık ve müşteriler geldi. Şu haline bak ne ayıp!' Elissa kınama cümlelerinden zerrece alınmayıp,
"O çocuk yeni çalışan mı?! Bütün yaz burada olacak?! Zito Madam!" Diyerek derhal tatlı niyetini ortaya koymuştu.
Karmakarışık zihni daha öncesine gitti. Acı hatırları, sanki bildiği tüm iyi ve güzel anlarını süpürmek ister gibi aynı anda hücum ediyorlardı kafasına.
4-5 yaşlarında ya var ya yoktu. Atina'da kim bilir kaçıncı çocuk bakıcısıyla evde yalnızdı. Bebekken kendisine 3 yıl bakan ve süt anne dediği ilk dadısı, ailevi sebeplerden ötürü işinden ayrıldığından beri, Alekos yerine düzgün birini bulamamıştı ve 2 yılda en az 5 farklı kadın gelip gittiğini hatırlıyordu. Sonuncusuyla öğlen yemeği sonrası evin salonuna geçmişlerdi. Elissa'ya izlemesi için Tv den Şeker Kız Candy çizgi filmi açıp kendisine kahve yapmıştı kadın. Sonra da kahveyi sehpada bırakıp telefonla konuşmaya gitmişti. Elissa, merakla kahve fincanının başına gidip koltuğa ve halıya bir güzel dökmüştü kahveyi. Telvelerini de üzerindeki beyaz elbisenin her yerine sürmüştü.
İyi ki fincandaki kahve soğumuştu da elleri yanmamıştı. Bakıcısı sabit telefondaki muhabbetini uzattıkça uzatmıştı. Küçük kız ise kıyafetini ve etrafı çok fazla kirletmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KIYI - Tamamlandı
RomanceYunanlı güzel Elissa, tatil için geldiği Bodrum'da gönlünü balıkçı çocuğu Kerem'e kaptırır. Modern Aslı&Kerem efsanesi tadındaki çokça romantik bu hikayede aşıklar, ömürlük bir aşk destanı için büyük bir savaş vermek zorundadır. Gülmeli, ağlamalı, m...