KARŞI KIYI - Tamamlandı

12. Bölüm - Yaz Sonu

Depremde sezonu erken kapattığı geçen yazın zararını misliyle çıkardı Ebruli Konak 2010 yazında dolup taşarak. İşleri iyi olduğu için Kaptan Alekos ta Eylül başına kadar kaldı Bodrumda. Elissa'nın okulu olmasa daha fazla da kalırdı. Zaten işkolik bir adamdı, Bodrum'u ve Bodrumdakileri de seviyordu. Niye kalmasındı?

Natali ile sabah kahvaltısı ederlerken kadının masada duran sol elinin parmak uçlarına dokundu. Birkaç gün sonra kışı geçirmek için Atina'ya dönecek olmasının huzursuzluğuyla bir kez daha şansını zorladı,
"Natali benimle gel? Seni kışın burda yalnız bırakmaya gönlüm razı gelmiyor, ayde inat etme?"
Natali elini hızlıca Alekos'un elinden çekti. Telaşla etrafa bakındı. Kadının çekingenliği Alekos'u hem güldürüyor hem üzüyordu. İlk zamanlarda aralarındaki çekimi bir ilişki olarak görmezken gizlemek tamamdı ama yıllar geçmişti. Orta yaşlı, tecrübeli, birbirine denk insanlardı ne vardı çekinecek?..

Alekos 8 yıl önce evlilik teklifi de etmişti Nataliye ama kibarca reddedilmişti. Kadın kocasını unutamadığını ve Onun soyadını taşıyan yaslı bir dul olarak öleceğini söylüyordu. Unutamamak deyince Alekos anlardı, kendisi unutabilmiş miydi sanki Elissa'nın annesini?.. Hem de kaybedişlerin en acısıydı onunkisi. Natalie acısını biliyor ve yarasına dokunmuyordu. Adamın ruh hallerini de tanıyor ve ne zaman durgun, ne zaman dalgalıysa ona göre yelken açıyor veya yön değiştiriyordu. Alekos aşk meşk peşinde değildi çoktandır, sadece Natali gibi anlayışlı ve sadık bir hayat arkadaşı bulamayacağını bilecek kadar iyi tanımıştı hayatı ve kadınları.

Natali, "Aleko kızın görecek!"
"Sen benim çocuğumu aptal mı sanırsın vre! Elissa senle beni çoktan anlıyor, hatta bekliyor olsun diye!"
"Yok yok... Öyle değildir. Küçücük kız ne anlayacak. Hem seni benimle paylaşamaz. Kıskanır."
"Ante re su*!" (Ade resi* Hadi be sen de!) deyip kalktı Alekos.
Natali adamı öfkelendirdim diye yüreği pır pır çarparak peşinden kalktı.
"Kahveni bahçede içiver Kaptan?"
"Yok, istemez. Ben denize açılıyorum Natali, buralar sana emanet, ayde kal sağlıcakla."
"Güle güle git Alekomou!" (*Aleko'cuğum)

***

Öte yanda Korhan babasıyla tartıştıktan sonra kendisinin de pişman olduğu fakat iş işten geçmiş olduğu için geri dönemeyeceği sözler ettikten sonra haftalarca eve uğramadı. Balıkçı teknelerinde, sahildeki barakada, gönül eğlendirdiği bazı kadınların evinde yattı. Bu arada yeni iş fikirleri peşinde koştu. Geçirdiği kıt kanaat çocukluktan ve yaşadığı hayattan memnun değildi ve bunu son yıllarda daha sık dile getirir olmuştu.

Ailesine ve arkadaş çevresine sürekli zengin olmaktan çok rahat yaşamaktan bahsedince, etrafında Korhan'ın bu niyetini kullanmak isteyen tipler belirmeye başladı. Korhan gibi cevval gençleri hırsından yakalayıp illegal amaçlarına maşa yapmaya alışık bu tipler tarihin her döneminde her yerde mevcuttu. Korhan yeni tanıştığı adamlara hemen güvenip başını belaya sokacak bir maceraya atılmayacak kadar temkinli olduğunu göstererek akıllılık ettiğini düşünedursun, Onun gibileri çok görmüş olan Yengeç Hüseyin namlı kabadayı, güya Korhan'ın güvenini kazanacak hamleler yaparken içten içe tava gelmesini bekliyordu.

Yengeç Hüseyin'in üstüne kayıtlı olmayan, alacağına karşılık el koyduğu teknelerden biri Korhan'a tahsis edilmişti Yunan Adalarına ufak tefek kaçakçılık işleri için. Korhan başlangıçta kendisine zararsız görünen gümrüksüz çay, kahve, sigara, market malzemeleri getirip götürmekle asıl işe alıştırılıyordu.

Kerem evde ağabeyinin ardında bıraktığı derin boşluk ve fırtına sonrasını andıran bir harabelikte ortada ailesin moral vermeye çalışıyordu. Babası ailesiyle iletişimini nerdeyse tamamen kesmiş kimseyle doğru düzgün konuşmadan teknesiyle evi arasında omuzları düşmüş, yaşama sevinci sönmüş halde gidip gelirken sigarayı günde 2 pakede çıkarmıştı. Gülşen'in 'Korhan'ı al eve getiver. Büyüklük sende kalsın Mıstığım, sen babasın, başına bir hal gelirse nederiz?' sözlerine dişlerini sıkıp başını hiddetle sallayarak olumsuz yanıt veriyordu.