34. Bölüm - Kalbim Ege' de

2K 282 126
                                    

(👆🏼bölümü okurken şarkıyı da dinlemenizi tavsiye ederim☝🏼)

Elissa, Londra'da 4 yıldır Çocuk Cerrahisi asistanı olarak çalıştığı hastaneden, Cerrahi Yeterliliğini aldığı gün derin bir oh çekip bölüm başkanına istifasını bildirip işinden ayrıldı. Hocalarına ve ekip arkadaşlarına teşekkür edip vedalaştı. Çok fazla disiplin ve özveriyle geçen yılların sonunda, kariyerinde istediği noktaya ulaşmıştı. Çocukları çok sevdiği için çocuk doktoru olmak küçüklüğünden beri hayaliydi. Doktorlukla yetinmeyip cerrah olmaya uzanan zorlu yolda ilerlemişti.

Şimdi biraz dinlenme vaktiydi. Tıp eğitimini de, cerrahi eğitimini de İngiltere'de tamamlamıştı.

Kasvetli ve her mevsim yağışlı havasından dolayı ayrılmak istiyordu bu ülkeden. Elissa kış insanı olmadığına kesin kanaat getirmişti, gri ve puslu havaları sevmiyordu. Sıcak ve güneşli bir sahil şehrine taşınacaktı. Daha neresi olacağına karar vermemişti, hocalarının referansıyla İtalya'da ve Yunanistan'da bir kaç özel hastaneye başvuru yapmıştı. Öncesinde ise Atina'ya dönüp, asistanlık süresince ihmal ettiği bir çok işini yoluna koyması gerekiyordu.

İstifasını verdiği akşam, çalıştığı hastanede az sayıda arkadaşıyla veda yemeğine çıktı. Kendisi gibi asistan olan doktor arkadaşlarıyla çoğunlukla olduğu gibi yine iş ve kariyer konuştular. Elissa, kendisine

"Atina çok güzel bir yer. Herhalde Birleşik Krallıkta okuyan çoğu kişinin yaptığı gibi sen de kendi ülkende çalışırsın?" diyen arkadaşına,

"Atina'da kalabilirim evet. Birkaç hastaneye Cv'mi gönderdim, onlar arayana kadar biraz tatil yapacağım. Gerçekten çok yorgunum." Dedi.

Londra'da tek başına yaşadığı stüdyo dairesinde eşyalarını toplarken yüksek sesle müzik açıp dans etti, birkaç şişe birayı peş peşe içip sarhoş oldu, şarkı söyledi, salonun ortasında neşeyle döndü saçlarını savurarak. Üzerinden öyle büyük bir yük kalkmıştı ki! Artık cerrahtı! Gecesini gündüzüne katmış, tüm hayatını vakfetmişti bu iş için. Kuş gibi hafiflemişti ve kendisini bekleyen yeni hayattan, geçmişte kalan 28 yıldan daha fazla ümitliydi.

İçip dans etmekten yorulunca kendini yerdeki küçük kilimin üzerine bıraktı nefes nefese. Bir süre boşluğa baktı. Çalmayan telefonuna, yedeğinin kimsede bulunmadığı anahtarına, dekor olsun diye aldığı boş çerçevelerine baktı... O süs olsun diye konsolun üzerine dizili çerçevelerin içinde, hala satın alındığı mağazada yerleştirilmiş anonim manzara resimleri duruyordu.

Gözleri doldu, katıla katıla ağlayıp hafiflemeyi ve bu kutlama gecesinde uzun zamandır ihmal ettiği kendini böylece terapi etmeyi seçebilirdi. Ama acı acı yutkunup ayağa kalktı ve cep telefonunu alıp bir arkadaşını aradı.

Gece saat epey geç olmasına rağmen telefonu açan Andreas'ın sesi sıcaktı.
"Selam güzelim nasılsın?"

"Andreas? İyiyim, toparlanıyorum."

"Elis? Sesin iyi gelmiyor, gerçekten iyi misin?"

"Biraz sarhoşum galiba. Çok uzun zamandır alkol almıyordum dokunmuş olabilir."

"Kutlama yaptın demek, iyi ettin. Yarın seni havaalanından karşılamaya geleceğiz."

"Teşekkür ederim. Aslında gerek yoktu, eşyalarımı eve bırakınca ben size gelecektim. Ela'yı da özledim."

"O da seni özledi, al bak, sesini duymak istiyor."

Andreas telefonu yanında, kolunun altında oturan eşine verdi. Ela ve Elissa da 2 yıl önce tanıştıkları ilk günden beri iyi arkadaş olmuşlardı. Elissa, Ela ile taşınma detaylarıyla ilgili konuşup telefonu kapatınca anılara daldı.

KARŞI KIYI - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin