19. Bölüm - Gül Dikeni

1.8K 311 164
                                    



Kerem, Elissa ile küs olduğu günün akşamı liseden ve mahalleden eski arkadaşlarıyla görüştü. Daha doğrusu iş çıkışı yorgun ve mutsuz halde ağır ağır yürürken sokakta yolunu kesmişti Burak ve Gürkan.

"Adaş hele şükür buluverdik seni be?! Yüzünü gören cennetlik oluvercek! Nerelerdesin bakem?!"
"Adamın manitası var oğlum, bizim gibi saplarla mı uğraşçek? Keremmou?! Ne yapiyor Rum Gızı yenge ahahaa!"

Kerem, Burak'ın Rum aksanlı taklidine gülerek kolunu boynunun arkasına dolayıp sıkıştırdı arkadaşını, azıcık canını yaktı hatta,
"Sen dalga geçiverme bari adaş!"
"Aahh bırak len!"
Epeydir birbirini görmeyen lise kankaları yol ortasında güreşerek hasret giderirken öbürü araya girdi,
"Ben Rum Yenge filan anlamam adaş, bi gece de bizimle takılıvercen, yoksa efelikten istifanı bas, kız köylü oluverdim deyiver bitsin?! Öle mi?"
"Yok be adaşım, çalışıyoz Hangarda işler yoğun."
"Sanki biz çalışmıyoz?! Ya, geceleri? Pazarları?!"

Kerem lafı uzatmamak için,
"Bu akşam gelirim aslında yanınıza. Nerdesiniz?"
"Polat Abinin biraneye gitcektik ama sen gelmezsin? Barınakta buluşalım madem?"
"Olur, yemek yeyip inerim. Görüşürüz."

Eve gidip duş aldı, üzerini değiştirdi. Yatağının ucunda oturup yeni aldığı ikinci el telefonunun ekranına baktı. Elissa hiç mesaj yazmamıştı. Aramamıştı da. Hayatında dev bir boşluk hissetti ve bu boşluk hissi içini kemirdi. Bir şeyler yazdı, sildi, yazdı, sildi...

Nazlı odasına gelip kolunun altına sokulana dek Elissa'yı aramakla aramamak arasında kendisiyle savaştı. Nazlı gelince telefonu elinden sıpıttı. Kız kardeşiyle birlikte bahçeye çıktı. Telefon da yatağın köşesinde kaldı. Ailesiyle yemek yeyip biraz havadan sudan konuştu. Oğlunun değişen ruh hallerini ve artık yetişkin olduğunu uzun zamandır farkeden Gülşen o akşam ki keyifsizliğini de derhal anladı. Kerem'i uzun uzun izledi. En sevdiği yemeği yapmasına rağmen tabağındakileri didikleyip durduğunu, ikinci tabağı istemediğini hatta ne yediğinin farkında bile olmadığını üzülerek gördü.

Mıstık ta farkediyordu küçük oğlundaki değişimi ve belli etmese de sebebini tahmin ediyordu. Evde kendileriyle çok az vakit geçiriyor, giyinip süslenip yüzünde güller açarak dışarı çıkıyor ve her seferinde bi arkadaşla buluşçaz dediği o arkadaş kimse, adı hiç geçmiyordu. Mıstık'ın tanıdığı bildiği diğer oğlanlar hep göz önünde biraradaydı ve Kerem onlarla birlikte değildi. Gözü kulağı cep telefonunda, aklı fikri iple çektiği Pazar günlerindeydi.

Yemeği biter bitmez önüne gelen çayıyla beraber uzun 2000 sigarasını yakıp dumanını savurarak,
"Ee Kerem Efe?! Sen bi arkadeşle buluşuverceksindir? Bekletiverme git gari!"

Kerem şaşırdı. Nazlı kıkır kıkır güldü. Gülşen oğlunun arkasından kocasına susmasını işaret etti çocuğu utandırmaması için.
Kerem imayı anlamamış gibi safça cevap verdi,
"He baba. Buraklarla barınakların orda toplanıvercez."

Gülşen, Kerem'in arkasından omuzlarına sarılıp yanaklarından şapur şupur öptü. Kerem'in taranmamış, jölelenmemiş olduğu halde alnının ve kulaklarının üzerine havalı iri dalgalarla dökülen kuzguni saçlarını, parmaklarıyla karıştırdı.
"Tamam annesinin paşası sen git gari, bekletiverme arkedeşlerini."
"Eline sağlık anacım. Baba bir şey lazım mı?"
"Yok yok, güle güle."

Kerem evden çıkarken Korhan geldi. Bahçe kapısında soğukça selamlaştılar. Korhan sordu,
"Nereye len yine gezenti?"
"Arkadaşlarla buluşçaz. Bana gezenti diyene bak, eve gel yatmaya, çamaşırhane gibi kullanıyon anca!"
"Yörü len eşşek sıpası sana mı soruvercem!"

Kerem döndü gitti. Mıstık küçüğünün ardından,
"Kırk yılın başı bi olta atıverem Kerem Efeye dedim, onda da hakketen oğlanlarla buluşuvereceği tuttu ya peh! Aha da, Korhan Efe hazretleri de geliverdi."
"Mıstık sataşma şindi oğlana! Yemeğini yesin gari! Git kamelyada tüttürüver cigaranı pöff! Yörü yörü gari pöfff!"

KARŞI KIYI - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin