Arkadaşlarıyla vedalaşıp Ege Denizine açıldıklarında, saat gece yarısını çoktan geçmişti.
Güvertede tüm akşam yan yana oturdukları yerde, birbirlerine sarılıp tutkulu bir öpüşmeye daldılar. İkisi de hasretten yanıp tutuşuyor ve birbirlerine kavuşmak için günleri saatle çarpıyor, kendilerinden geçiyordu. Elissa, Kerem'in kollarında erircesine baştan çıktığını duyumsadı. Nefes nefese dudaklarından kısa bir an için ayrılıp,
"Bu teknede çok yatak odası vardı, doğru hatırlıyorum değil mi?" diye fısıldadı.
"Ben sadece birini hatırlıyorum? Hani şu aşkından yanıp kül olduğum, koca on sene gözümü gönlümü divane eden yangının ocağı?"
Elissa Kerem'in gömleğinin yakalarına asıldı hırsla çekiştirdi,
"O yangın ikimizi de yaktı bilmiyor musun?"
"Biliyorum."
Elissa, gözlerini yumup aralanan dudaklarını tekrar adamın dudaklarına sundu. Az sonra ayakları yerden kesildi, Kerem'in kucağında ilk kez birlikte oldukları odaya taşındı. Ve aşıkların ayrılığa dayanacak gücü kalmamıştı. Odanın kapısından geçer geçmez tekrar birleşti dudakları. Kolları birbirine dolandı. Kerem, Elissa'yı kucağına alıp tüm mobilyaları yenilenen odanın ortasındaki geniş yatağa yatırdı.
Elissa, imkansızlığın kalın örtülerinden sıyırdıkları yatağın beyaz çarşaflarıyla sırtı buluşurken sevdiğini teninin derinlerine çekti, hapsetti. Şimdi ateşe verilen mekân yine aynıydı ama yangın böyle güzeldi... Ve Alekos'u mezarında ters döndürmeye ant içmiş adamın intikamı, soğuk yenen bir yemek gibi lezizdi. Parmak uçlarındaki, dudaklarındaki ve her soluk alış verişindeki keskin his, geçmemiş hırsını ele veriyordu.
Tüm özlemlerinden ve acılarından soyunmuş bedenlerinin, birbirine iştahlı kavuşmasıyla dalgalanan bembeyaz çarşaflar, yeni bir miladın yazıldığı sayfaydı aşıklar için. Her beyaz sayfanın satır başında, ilhamla kurulan bir yazarın kalemi gibi umut doluydu gece. Tensel zevk ve tatminin, aşk denen sihre bulandığı sıcak anlar, doludizgin tekrar etti kendini. Bedenin, şehvetle, madde olmanın ötesine geçip manaya boyandığı bir tabloydu, an...
Elissa, gergin vücudundan, stresten artık sağlıklı düşünemez hale gelmiş ve günlerdir süren zihin huzursuzluğundan, Kerem'in kollarında sıyrılıp kendini uykuya bıraktı yavaş yavaş. Sevdiğinin öfkesini, yine şuursuz bir yüzleşme gününün sonunda bu teknede tatmıştı. İntikam hırsıyla bilenen bir erkeğin nasıl is ve duman koktuğunu yine bu odada duyumsamıştı. Şimdi o öfke ve hırsın tenlerindeki tere karışıp buhar olup yerini iyilik ve güzelliklere yani saf aşka bırakmasını bekliyordu.
Öyle de oldu. Kerem başını avucuna yaslayıp dirseği üzerinde doğrularak, Elissa'nın kendi göğsüne sokulmuş halde, tenine tamamen yaslanan sıcak temasını seyre daldı bir süre. Diğer kolunu Elissa'nın bedenine sarıp usul usul sırtını okşadı kadın uykuya dalana dek, kulağına aşk sözcükleri fısıldadı. Aklına gelip diline dökülen sözcükler yetmedi duygusunu aktarmaya. 'Keşke ezberimde şiirler şarkılar masallar olsaydı da söyleseydim sana sevdiğim.' Dedi. Elissa gözleri yumulu halde belli belirsiz gülümsedi.
Kerem az sonra kendi kendine düşündüğü şeye güldü. Elissa'nın omzunu dürttü hafifçe, kulağına eğildi,
"Güneş olsun." Dedi.
Elissa yorgunca,
"Olsuuuun..." diye mırıldandı.
Kerem yine gülümsedi ve Elissa'nın hemen bebek yapmakla ilgili isteğini anımsadı. Gördüğü ilk andan beri ayrı bedenlerde aynı atan kalplerinden geçen dileğin, bir kez daha eşleşmesine şaşırmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KIYI - Tamamlandı
RomanceYunanlı güzel Elissa, tatil için geldiği Bodrum'da gönlünü balıkçı çocuğu Kerem'e kaptırır. Modern Aslı&Kerem efsanesi tadındaki çokça romantik bu hikayede aşıklar, ömürlük bir aşk destanı için büyük bir savaş vermek zorundadır. Gülmeli, ağlamalı, m...