Pazar sabahı Kerem, sabahın erken saatlerinden beri sevdiği için hazırlık yapıyordu,
Raşit Ustasının,
"Benim 2 numarayı al da gezin Rum Gızıyla." diyerek gençlere kıyak yapmak adına emanet ettiği küçük gezi teknesinde. 1 numarası ise yazları kendisinin dünya turuna çıktığı 32 metrelik büyük ve ultra lüks yatıydı.Kahvaltılık yiyecek ve iki kişilik servis tabakları alıp teknenin 4 kişilik güvertesinde özene bezene kahvaltı sofrası kurmuştu. Mutfak işlerine eli yatkın olduğu kadar da meraklıydı. Turizm Otelcilik okurken sunumla ilgili uygulama derslerinde pek başarılıydı. Okuldan aldığı bilgiyle yetinmemiş, çalıştığı otellerde şefleri izleyip yeni şeyler öğrenmişti.
Özel tekniklerle katladığı peçetelere kalp şekli verip porselen tabakların üzerine koydu. Uçmasın diye üzerlerine ağırlık olarak koymak için, irice istiridye kabukları arayıp bulmuştu sahilden. Taze portakal suyu sıkıp getirdi. Ayrıca çay demledi. Domatesleri yıldız şeklinde, salatalıkları da çiçek şeklinde doğrayıp tabaklara resim gibi dizdi. Mütevazı sayıda ama zaten kuş kadarcık yiyen Elissa'yı fazlasıyla doyuracak çeşitte sofrasına bakıp heyecanla nefes alıp verdi. Küçük servis tabaklarını bir kere daha düzeltti ve teknenin küçük mutfağına omlet pişirmeye gitti. Elissa az önce yolda olduğunu mesaj atmıştı.
Az sonra Kerem teknenin havuzluk kısmındaki oturma yerinde çay içerek beklerken Elissa çocuklar gibi seke seke koşturarak ve İngilizce bir şarkı mırıldanarak geldi. Yazın başındaki ilk kavuşmalarından beri her buluştuklarında ve ayrılırken birbirlerine sıkı sıkı sarılıyorlardı. Artık ilki kadar kalp çarpıntılarına sebep olmuyordu bu sarılmalar, alışmışlardı.
Elissa elindeki simit dolu poşeti teknenin koltuğuna nerdeyse fırlatıp Kerem'in boynuna atladı. Kerem dengede duramasa, Elissa'nin boynuna şiddetli atlayışıyla birlikte denize düşebilirlerdi ama kızın coşkusunu görüp sağlam tuttu Onu kollarında. Gülerek burnunun ucunu Elissa'nın açık kumral saçlarına uzatırken
"Yavaş gızım yaa!" diye de söylendi.Elissa kollarını Kerem'in boynundan ayırmadan yüzüne bakmak için omuzlarını geri çekti nefes nefese dalgın bakışlarla,
"Özledim askimi hergün göremiyorum! Kereeem?!! Bunlar benim için miii?!!"
deyip kendisini saran kollardan ayrılıp ellerini şaşkınlıktan açık kalan ağzına kapatarak kahvaltı masasına baktı. Olduğu yerde el çırparak zıpladı,"Sen yaptin?!"
"Tabi ben yaptım, kim yapçek?"
"Ahh! Benim askim ne kadar harika bir adam! Tekne de güzelmis vre!"
"Babanınki kadar olmasa da... Bugünlük bizim bu bebek!"
"Biz bununla açılacak mıyız?"
"Evet sevdiğim."Elissa gülerek Kerem'e şaşkınca bakmaya devam etti,
"Nasıl? Sen sürecek?!"
"Dedim ya kışın tekne ehliyeti aldım. Zaten tekne kullanmayı taa çocukken öğrenmiştim, ehliyeti de aldım, bugün koylarda gezdircem seni."Elissa gelip mutlulukla Kerem'in beline sarıldı ve başını göğsüne yasladı.
"Tesekkür ederim sevdiğim! Çoook seviyorum seni."
"Ben de seni çoook çok çok seviyorum güzelim. Hadi ama acıktım ben. Süslenip bekletme dedimdi sana, gene geç kalıverdin ya! Otur hadi."Elissa kıkırdayarak oturdu.
"Süslenmedim ki!"
"Hee belli belli."
"Makyaj yook?"
"Saçını yapmışın? Oje sürmüşün?"
Elissa uzun ince parmaklarını uzatıp salladı
"Güzel olmuş mu bak hepsine K harfi çizdim!"
Kerem kızın on parmağındaki toz pembe oje üzerinde kırmızı kalpler içinde K harflerine bakıp güldü. Başını sağa sola salladı.
"Delisin gızım ya!"Neşeyle gülüşüp konuşarak kahvaltı ettiler. Elissa, Keremden biraz sofra düzeni öğrenmeye karar verdi. Çocukken gönderildiği manastırda Avrupalı asillere uygun şekilde davet sofrası kurmayı öğrenmişti ama daha samimi sofralar için profesyonel detaylar öğrenmeye heves etti. Kerem Ona bildiklerini anlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KIYI - Tamamlandı
RomanceYunanlı güzel Elissa, tatil için geldiği Bodrum'da gönlünü balıkçı çocuğu Kerem'e kaptırır. Modern Aslı&Kerem efsanesi tadındaki çokça romantik bu hikayede aşıklar, ömürlük bir aşk destanı için büyük bir savaş vermek zorundadır. Gülmeli, ağlamalı, m...