5.İlk Yaz 💛

2.8K 367 159
                                    



O gece Ebruli Konak, her odası ve Rum lokantası dahil tıka basa doluydu. Kerem, Burak, Ahmet, Aşçı Neriman ve Madam müşterilere yetişemiyordu adeta. Garsonlar tam sezon ortasında, haftasonları geceleri fazla mesaiye kalmaya başlamıştı. Elissa da mutfakta Madam'a yardım ediyordu. Lavabonun önünde Burak elindeki koca bir tepsi dolusu kirlileri tezgahta yığılı bulaşık dağının üzerine boşaltmaya çalışırken bir şangırtı koptu. Tabaklardan 8-10 tanesi yere düşüp paramparça oldu. Mutfağın dağınıklığına bir de porselen kırıkları eklendi. Burak Madam Nataliye

"Özür dilerim Madam, ellerim yağlanmış kaydı düşüvedi. Toplayıvercem hemen. Şey, tabakların parasını maaşımdan düşüvesin Ahmet Abi sayıp?"

Kerem de sese koşup gelmişti. Hemen arkadaşının yanına çöküp kırıkları toparlamasına yardım etmeye başladı. Madam da ellerine eldiven takıp geldi yardıma.
"Sen bırak biz toplarız Madam?"
"Ayde ayde beraber daha çabuk olur?"
"Madam, tezgah üstündekileri ben dengesiz bırakmıştım, Burak benim yüzümden devirdi tabakları. Zararı bana da bölüştürün."

Madam sakince başını yerden kaldırıp bir Kerem'e bir Burak'a baktı. Eldivenlerinden birini elinden çıkarıp Kerem'in omzuna dokundu şefkatle.
"Ne güzel çocuksun sen vre? Hiç öyle şey olur? Bir tabağın lafı edilir bizde, öyle şey duydunuz?! Temizliğinizi yapın pedimu, zarar filan yoktur. İş vardır! Ayde çabuk!"

Ayağa kalkıp tepesinde dikilmiş çöp poşeti açarak temizliğe yardım eden Elissa'ya Kerem'i işaret etti başıyla, alt dudağını ısırıp yunanca mırıldandı
"Hazine bu!"

Gece yarısı müşteriler dağılmış, temizlikte el birliğiyle halledilmişti. Madam Natali
"Elissa? Ayde birer yorgunluk kahvesi yapıver güzelim, herkes çok yoruldu"
Elissa yerinden kalkıp kendisine iş verilmesine sevinerek mutfaktaki kahve pişirmek için ocağın başına gitti. Kerem Ona yardıma geldi, boş boş oturmayı ayıp sayarak. Patronun kızından servis bekleyecek hali yoktu aldığı terbiyeye göre. Elissa Kerem'i ardında görünce çok sevindi. Kerem dolaptan fincan çıkarıp tepsiye dizdi. Elissa kahveleri cezveye koyarken sordu.
"Kaç şeker?"
"Orta herkese."
"Orta, ne?"
"Tek şeker. 1şeker. Birer tane yani, Ahmet Abi, sen, ben, Madam 4kişiyiz 4 şeker koyuvercen."
Elissa kıkırdayarak şekerleri atıp cezveyi karıştırırken
"Koyuvecen?" diye tekrar etti.

Kerem
"Muğlalılar böle konuşuveriyo Rum Gızı. Ankara başka, Trabzon başka, Urfa başka."
"Anladi ben. Çok zor Türkçe!"
"Zor mu? Bence Yunanca daha zor."
"Sen, öğrenmek Yunanca?"
"Öğretiversen öğreniriz elbet."
"Ahh! Ben, sana?! Yunanca öğrenmek, sen bana Türkçe? Apodochi?" (Kabul)

"Ne dedin sonda?"
"Okey?"
"Ha okey okey. Anlaştık Rum Gızı. Ne demişler bir lisan bir insan... Ölemiydi o yaa.. Nese işte!"
"Ayyy!" dedi Elissa kahveler taşarken. Kerem uzanıp hemen ateşten kaldırdı cezveyi. Elissa bir kahkaha attı
"Ben, sana bakiyordum!"
"Orası belli, kaç kenara kaç... Gene iş çıkarıverdi Allahım yaa! Rum Gızı yardımın da zarar senin?!"

Kerem kahvelerin kalanını kurtarıp fincanlara pay ederken Elissaya söylendi.
"Senle bana yarımşar fincan kalıverdi, ceza! İstiyosan bi daha pişir, ben uğraşamam yoruldum. Ocağı da bir daha batırıverisen, kendin temizleyiver?" derken Ahmet Şef ile Madam Natali'nin fincanlarını doldurmuş, taşarak eksilen kahveden cezvenin dibinde geriye kalan az köpüklü kısmı ise Elissa ile kendisine yarımşar fincan olarak pay etmişti. Elissa bu yarım kahve fikrinden çok hoşlandı hatta
"Şimdi yeter. Ben sana sonra full coffee yapacak! Ceza?"

"Öyle olsun. Sen kahveleri götür, ben ocağı silip geleyim?"
"Hı hı."

Arka bahçede kahvelerini yudumlarlarken Ahmet'in gelecek haftaki düğününden söz ettiler. Ahmet Ebruli Konak'ta 10 yıldır, yani ailesiyle Bodrum'a yerleştiklerinden beri çalışıyordu ve Madamı annesi, Kaptanı babası, Elissa'yı bacısı, konağı da evi gibi sevip sahipleniyordu. Çok desteklerini görmüştü bu Rum insanlarının. Ahmet'te onlara evlat gibi olmuş, kendi evi gibi çekip çevirmişti oteli. Kerem ve Burak'ı da o başka bir otel işletmecisi yakınının tavsiyesi ile dürüst, çalışkan çocuklar diye yanına işe almıştı. Zaten Alekos, her türlü işletme işini Madamla Ahmet'e bırakır, hiç bir şeye karışmazdı. Ahmet ve Madam yaz kış, daimi olarak otelde kalıyordu kendi odalarında. Şimdi Ahmet'in karısı da eklenecekti nüfusa. Düğün borçlarını ödeyip ev ve eşya düzecek parayı biriktirene kadar konakta yaşayacaklardı.

KARŞI KIYI - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin