Kalıcı Misafirler

1.5K 171 85
                                    

Seul, Güney Kore~

"Yürü! Seni eve gider gitmez mahvedeceğim!"

Sanki şimdi az mahvettin Huang Aptal Renjun!

Sevimli haliyle kalbinizi eritebilecek ve bulunduğumuz devrin divası olduğu Hyuck Entertaintment tarafından tasdiklenmiş Huang Renjun taksiden inene kadar saydığı laflar yetmiyormuş gibi, eve yaklaştıkça artan gerginliği sebebiyle kolumdan daha sıkı tutmuş beni eve adeta sürüklüyordu. Açıkçası şuan ne olduğunu ben bile anlayabilmiş değildim.

"Biz bunu en masumumuz sanıyorduk meğer bizden de betermiş!"

Jaemin her zamanki gibi ortamı daha da kızıştırıp durmaya devam ediyordu. Açıkçası bu gece pembeye boyayıp işkence ettiği kaşlarına ağda yapıştırıp onu mahvetmek istiyordum.

Biz merdivenleri gecenin geç saatine rağmen nefes nefese ve oldukça gürültülü bir şekilde çıkaduralım, ki bu kurallara aykırıydı, sizler için sahneyi burada durdurmak istiyorum. Zira martı kafalı Mark sayesinde son zamanlarda yaşadığım onca aksiyondan sonuncusunu bilmeye hakkınız vardı. En azından eve kadar olan işkence dolu kısmını.

Huang Renjun ve abimi sakinleştirmem oldukça zor olmuştu her zaman için. O ikisi genelde sakin olsalar da öyle anlarda öyle yüksek notalarda gezinirlerdi ki, asla engel olamazdınız, durduramazdınız.

Abime, duyduğu sesin sahibi olan arkadaşımızın, şu telefonla konuşan kişinin ailesine uydurma senaryolar çizen ergenlerden olduğunu kabataslak anlatıp yüzüne kapatmıştım telefonu. Evde bu konunun özlem gidermemize sıra dahi gelmeden açılacağı kesindi. Bilakis ilk bu konuyu tartışacak ve hatta belki de cezalar alacaktık. Ne kadar da güzel bir giriş(!)

Renjun ise Mark'a sapık olduğuyla ilgili milyonlarca hakaret ve küfür ediyor, ona ve bana asla fırsat vermiyordu. Lucas araya girdiğinde ise bir nevi çocuğu yerin dibine sokmuştu. Sanırım onun da hayatının unutulmaz anlarından biriydi zira kimsenin ona daha önce "sen sesini kes sırık!" dediğini sanmıyordum.

Olaylar bunlarla sınırlı kalmış olsa iyi olabilirdi ancak saçma bir şekilde hala düştüğü yerde oturan Mark'ın son kendini açıklama girişiminde Renjun Chenle'nun gece lambasıyla ona saldırmıştı. En son gördüğüm kadarıyla Mark aşağı inmiş sarhoş bedenlerin arasında koşuştururken Renjun elinde fişinden dumanlar çıkan, elektrik çarpacak sanmıştım, gece lambasıyla onu kovalıyordu. Ve nihayetinde, her ikisi de bahçedeki koca havuza düştüğünde olaya Na Jaemin ve Lee aptal Jeno da ellerindeki koktelleri yudumlamak suretiyle, birer yabancı gibi dahil olmuştular.

Sudan nefret eden Renjun, partideki sarhoş olmayan birkaç kişi sayesinde Mark'a vuramazken, sudan çıktığı gibi hepimizi dışarı sürüklemişti. İnanın bana ıslak bir kediye benzerken bile korkunç gözüküyordu. Tabii ölmek istemediğimden bunu asla dile getirmedim.

Telefonlarımız Lucas tarafından aranılmayı keseli on dakika kadar oluyordu sanıyordum ki. Zaten şuan kimseyi düşünecek halde değildim. Abim ve bir gazeteciye taş çıkaracak Doyoung Hyung buradaydı. Ve hala mantıklı bir açıklama yapıp neden geldiklerini söylememişlerdi.

Kapıda birkaç saniye durup nefeslerimizi düzene soktuğumuzda Jeno zili çalıp ayağını sabırsızca yere vurmaya başladı.

Kapı aniden ve olabildiğince sertçe açıldığında kafamdaki üç aptal arkadaşım bir tek konuda hem fikirdiler.

"Şimdi başlıyoruz.."

"Oo, beyler gelmeseydiniz bu gece. Geçin geçin. Hoşgeldiniz.."

Lee Taeyong bizi içeri buyur ediyordu. Fakat sözleriyle birkaç tokat yemiş kadar olacağım kesindi.

"Hoşbulduk abi."

Finally//Beautiful Stranger • markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin