Seul, Güney Kore~
Sessizlik bıçak gibi keskindi o gece. Sessiz sokaklar, sessiz caddeler, sessiz biz...O gece kimsenin daha fazla gürültüyü kaldırmaya mecali yok gibiydi. Konuşacak trilyonlarca şey vardı oysa...
Fakat öncelikle Jeno'yu bulmamız gerekti.Saatlerdir gitmediğimiz yer kalmamıştı. Abimler dışında. Oraya gitseydik ve Jeno'yu bulamasaydık gece vakti azar işitecek ve onların telaşlanmalarıyla uğraşacaktık muhtemelen. Bu nedenle bu gece kendi pisliğimizi kendimiz temizlemeliydik. Hangi birini temizleyecektiysek.
"Yok! Nereye gider anlamıyorum! Ya bir şey olursa?!"
Jaemin milyonuncu kez korkusunu dile getirdiğinde ben de ondan farklı değildim o nedenle artık teselli dahi edemiyordum.
"Son bir yer kaldı. Han Nehri. Siz geçen oraya gitmemiş miydiniz beraber Hyuck?"
Renjun eğilip ayakkabı bağcığını bağlarken sorduğunda onu onayladım.
"Evet gittik... Umarım oradadır."
"Az kaldı zaten. İçimden bir ses orada diyor."
Renjun önde biz arkada sabahtan beri bilmem kaçıncı kere aynı sokaklardan geçiyorduk. Bedenim sızlıyordu sanki. Gözlerim ağlamaktan dikenler batıyormuş gibi bir his uyandırıyor,
saç köklerimden ayaklarıma kadar artan ağrıları hissedebiliyordum.Nehrin kenarındaki sakin dalga sesleri ve burnuma gelen tuzlu koku biraz olsun iyi gelmişti. Hafiften esen rüzgar saçlarımı dağıtırken derin bir nefes alıp etrafta göz gezdirdim.
"Şurda! Oturuyor bak!"
Jaemin heyecanla bağırdığında oldukça uzağımızda, kayaların üzerinde oturan silüetini görebilmiştim. Ancak bulsak dahi ne diyeceğimizi bilmediğimizden durup birbirimize bakakalmıştık.
"Hep birlikte mi gitmemiz gerek?"
Gerginlikle sorduğumda Jaemin tekrar ağlamaya başlamıştı. Elleriyle gözlerini silerken Renjun sessiz kalmış, Jaemin'e bakıyordu.
"Bence sadece Jaemin gitmeli. Şuan sadece senin doğrularını istiyor Jaem. İnan bana bu en iyisi olacak. Sadece sana tolerans gösterdiğini biliyorsun."
Jaemin korkuyla büyüyen gözlerini bizlerde gezdirdiğinde yardım dileyen bakışlarından gözlerimi kaçırdım.
"Hiç öyle bakma. Gidip her şeyi anlatırsan seni dinleyecektir. Bizi sevdiğinden öfkelendi zaten. İnan bana doğruları söylersen senden nefret falan etmeyecek. Haydi Jaemin. Lütfen. Bu geceyi artık bitirmek istiyorum. Görmüyor musun uzayıp duruyor... Lütfen."
Yorgun sesimle onu cesaretlendirdiğimde düşünceli bir şekilde Jeno'nun olduğu tarafa bakıyordu.
"T-tamam... Gidiyorum. Ama siz de bekleyin. Sakın beni tek bırakmayın!"
"Tamam. Söz. Haydi git."
Renjun onu hafifçe omzundan ittiğinde ürkek adımlarıyla Jeno'ya ilerlemeye başlamıştı..
Kalbim öyle hızlı atıyordu ki daha fazla ayakta durabilecek gibi hissetmiyordum.
"Renjun şu bankta otursak olur mu? Bayılacağım neredeyse."
"Aman tamam! Bir de senin bayılmanı kaldıramam bugün."
Yan yana oturduğumuz bankta iki yabancı gibi hissediyordum nedense. Birbirimizden bir şeyler gizlemiştik. Üstelik bu yeni bile değildi. Kızgın değildim ancak kendim de bir şeyleri gizlediğimden kırılamıyordum da Jaemin'e. Sadece tuhaf hissediyordum. Biz her şeyi eline yüzüne bulaştıran aptallardık ama hiç bu kadar dağılmamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Finally//Beautiful Stranger • markhyuck
Fiksi Remaja//markhyuck// ... Birkaç kez sertçe yutkunup ilk kez dolan gözlerini gizlemeden gözlerime baktı. Yağan yağmur muydu bütün bedenimi üşüten, yoksa onu bu denli güçsüz görüşüm müydü bilmiyordum. " Değişimden korktuğumu biliyorsun, belki de bu yüzden he...