Kabulleniş

1.4K 167 171
                                    

Norenminhyuck Dairesi~

"Ee iş günün nasıldı? Bir sorun yok değil mi?"

Abim sabahtan beri içinde tuttuğu merağı sonunda dışına çıkardığında gülümsememe engel olamadım. Beni bu şekilde merak edip koruması, arada yaptığı hayvanlıkları unutturuyordu. Kısmen.

"İyiydi. Yani en azından ilk günden bir şeyleri mahvetmedim."

Renjun desteklerce omzuma vurduğunda tek rakibim olan Jaemin alayla konuşmuştu.

"Biz de sen aramayınca kafeyi falan yaktın da hapse girdin sanmıştık. Demek ilk kez bir işe yaradın ha?"

"Keşke sen de hayatında bir kez olsun kaos çıkarmaktan daha önemli şeyler yapsan."

Doyoung Hyung'un kinayeli sesi duyulduğunda Jaemin sinirle bir nefes verip elindeki cips paketinden bir avuç cipsi ağzına doldurmuştu.

"Yarın da ben gideceğim. Umarım aynı şekilde pozitif geçer."

Jeno heyecanla konuştu bu kez de. İlk kez çalışacak olmak benim kadar onu da heyecanlandırıyordu belli ki.

"Yaparsın Jeno. Benden de iyi geçecek. Bak gör."

"Çocuklar aslında biz sizin yanınıza bu iş meselesinden değil de, bir şeyi haber vermeye geldik."

Abim konuyu aniden değiştirdiğinde hepimiz sessizlik içinde onu dinliyorduk. Bir yandan popomun acısını düşünmemeye çalışırken bir yandan da kendimi konuya odaklamaya çalışıyordum.

"Bu haftasonu cumartesi günü üniversiteden birinin partisi var. Ve sizin de benimle gelmenizi istiyorum. Hayır yani ilk geldiğimiz gün iki kızdık diye asosyal oldunuz iyice. Bizim gözetimimizde naparsanız yaparsınız."

Kendini ebeveyn rolüne oturtmasına gülsem mi ağlasam mı bilemiyordum.

"Hyung sizinle partilememizle evde oturmak aynı şey değil mi? Bırak da evde oturup olaydan uzak duralım." Demişti Jaemin gözlerini devirirken.

"Yah Na Jaemin sana fikrini soran mı oldu!?"

"Yah! Na Doyoung iş bulamadın diye sinirini benden çıkarma!"

"Bana bak senin kafanı patlatırım! Ben üniversite okudum o kadar! Elbet değerimi bilen biri çıkacak!"

"Tabi tabi. Kesin çıkar."

Gecenin tamamının bu evet-hayır kavgasıyla devam edeceğini hepimiz biliyorduk. O nedenle sessiz adımlarla odayı terkedip kendimizi gelecek darbelerden koruduk. Hayır, zaten popom acıyordu. Bir de bununla mı uğraşacaktım?

***

Cumayı cumartesine bağlayan geceye kadar olan sürede, ben ve Jeno mesai saatlerimizde işe gitmiş, onun dışında evden çıkmamıştık. Renjun sürekli yemek pişiriyordu. Ev bir nevi pastane haline gelmişti. Hatta evde, bir günde bir pastaneden fazla pasta piştiğine emindim.
Doğrusu onda bu aralar oluşan sessizlikler kafamı kurcalıyordu. Sorsam da asla söylemiyordu. O nedenle aniden ortaya bir şeyin çıkmasını ve her şeyi mahvetmesini şimdiden öngörebiliyordum. Renjun genelde bir şeyleri içine atardı çünkü. Korkutuyordu beni.

Jaemin her zamanki Jaemin'di. Bu kadar gamsız olması bazen beni çileden çıkarıyordu. Ancak hayat yine de ona güzeldi. Çünkü dediğim gibi, gamsızdı.

Cuma günü akşama kadar çalışan Jeno eve geldiğinde direkt olarak uyumuştu. Bölümündeki derslerin de işine paralel olarak zorlaştığını biliyordum. Benim de öyleydi.

Yarın gece yapılacak partiye Hendery'i de davet etmiştim. Nedendir bilmiyorum ama bizimkilerle en iyi tanışabileceği ortam orası gibi gelmişti. Pişman olmam diye umuyordum.
Geçen seferki parti faciasından sonra ikinci bir partiye gitmeyi aklımdan geçirmem bile tehlikeliydi aslında.

Finally//Beautiful Stranger • markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin