O Kör Olabilir Ama Biz...

1.6K 177 107
                                    

Norenminhyuck Dairesi~

"Bu evde bundan sonra herkes başka renk ya da desen çorap giyinecek! Ona göre!"

Bir pazartesi sabahı, önceki gün yaşanan pazar kaosundan sonra hepimizin yorgun ve bu yorgunluğun beraberinde getirdiği öfkeyle uyandığını anlamak zor olmasa gerekti.
Renjun sürekli sayısı azalan çorapları hakkındaki ilk kavga ateşini körüklediğinde diğerleri-bunlar biz oluyorduk- de kavga edecek bir konu bulmakta hiç zorlanmamıştı doğrusu.

Önce olaya dahil olan Renjun'in suçlu listesinin başını çeken Jaemin'di. İkisi oda arkadaşı olduğu için bu çorap kavgasında ilk kurşunu yiyen oydu.
Ancak bu olaydan pek de kolay sıyrılamamıştık hiç birimiz. Renjun sabahın getirdiği sarhoşluğuna rağmen teker teker odalarımıza girip-pardon dalıp- çekmeceleri kurcalamıştı. Her nasıl olduysa benim dolabımdan çıkan çorapları sebebiyle kafamda iki fizik kitabı ve dört terlik olmak üzere bir çok nesneyi paralamasına engel olamamıştım.

Sabah sabah bu kadar olayı yaşadığımıza şaşırdıysanız size tavsiyem bizi fazla ciddiye almamanız olurdu. Sonuçta normal olduğumuzu asla iddia etmemiştim.

"Şu mısır gevreğini sessiz yesene Jeno! Başım çatlıyor!"

Jaemin dün abim ve Doyoung Hyung'un uzun saatler süren-tam olarak dört saat otuz iki dakikadan söz ediyorum ve evet hesaplayacak vaktim olmuştu- kavgaları yüzünden hala sinirliydi. Doyoung Hyung sinirini onun pembe saçlarına laf atıp tekrar siyaha boyatması konusunda zorlayarak atmıştı ve inanın bana abimin tutuklanmasıyla Jaemin'in pembe saçları arasında bir ilişki yoktu.

Ancak dün olanlara bakacak olursak birbirinden kopuk birçok mesele tek güne sığdırılmış gibiydi. O nedenle Jaemin'in saçları konusu da onlardan biri olarak arada kaynamış bulunmuştu.

"Pardon da herkesin yediğinden ses gelirken benimkini mi duymak zorundasın Jaem?"

Jeno o sabah hepimizden nefret ediyordu. Üzerinden akmakta olan negatif enerjiyi hepimiz hissedebiliyorduk. Hatta KakaoTalk grubumuzun ismininin "lanet sürtükler ve onlardan nefret eden Jeno" olması da tamamen onun işiydi. Birimizi öldürmesinden korktuğumuz için de hala değiştiren olmamıştı.

"Gençler biraz sakin mi olsanız? Bakın, Renjun sağolsun sabah dayağımı yedim ve inanın bana devam ederseniz tek dayak yiyen ben olmayacağım."

Saçlarımı dağıtırken söylendiğimde hepsi sesini kesmişti. Ağrı kesiciyi yutup baş belalarının yemeklerini bitirmelerini beklemeye başladım. Başım tüm gece düşünmekten dolayı şişmiş durumdaydı. Mark Lee ve ona ait olan  her şeyi aklımda tutmak ne kadar zor oluyordu tahmin bile edemezdiniz. Resmen tebessüm etmekten ve artan kalp atışı seviyem yüzünden tepinmekten bir hal olmuştum.

Önce onunla karakola gittiğim anları düşünmeye başlamamla her şey birbirine girmişti. Sanırım düşünmeye oradan başlamak tam bir hataydı.

Hala olanlar bana hayal gibi geliyordu ancak abim ve Jaehyun Hyung cephesinde her şey bir kabus kadar berbattı. Hatta öyle ki abim Doyoung Hyung'tan yediği fırça yerine onunla geçireceği mecburi çalışma saatleri yüzünden tüm gün yerde tepinerek ağlamıştı. Lee Taeyong bu hallerini kameraya kaydettiğimi bilse beni mahvederdi muhtemelen. Babama söyleyecek kozum olduğu için ise ayrıyeten mutsuzdu. Bu durumda bana da mutlu olmak düşüyordu tabii ki.
İyi bir kardeş olduğumu ben de dahil kimse savunamazdı.

Kapıdan tek parça halinde çıkabildiğimizde günler sonra güneş açtığından içimdeki kelebeklerin her biri daha da canlanmış gibi hissediyordum. Fazla umutsuz bir aşık olabilirdim fakat dün yaşanan onca güzel şeyden sonra umut beslemesem bile mutlu olmak istiyordum. Kendimi günlerdir harap etmiştim ve inanın bana anın tadını çıkarmak benim de hakkımdı.

Finally//Beautiful Stranger • markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin