Selamlar bebeklerim~ Beklenen bölüm nihayet geldi! Yazarken ben bile heyecandan ölecektim:)) umarım hoşunuza giden bir bölüm olur😘Bu arada yeni bir Taekook ficine de başladım ve inanın bana bu ficten oldukça farklı, gizemli bir kitap olacak. O nedenle vakit bulursanız ve göz atarsanız çok sevinirdim:)
Sizleri çok seviyorum. Kendinize dikkat edin ve evet şimdi okuyabilirsiniz😂
***
Irregular Kafe~
Daha çok küçüklükten edindiğim hiçbir huyumu değiştirememiştim bu yaşıma dek. Mesela aniden tepkiler verip insanların yerinde zıplamasından zevk alıyordum ve ilkokulda sınıf öğretmenimi de bir gün böyle korkuttuğumdan dolayı ceza aldığımı anımsar gibiydim.
Jaemin anasınıfındayken okumayı hepimizden önce öğrenmişti hatta ilk okuduğu şey çilekli dondurmaların böcek kanından yapılmış olmasıyla ilgili bir haber başlığıydı. O bunu söylediğinden beri çilekli dondurma yiyemiyordum. Oysa daha öncesinde kakaolu dondurmaya asfalt muamelesi yapan da bendim!
Bunlar gibi bir çok çocuksu anı halen daha hayatımı yönetiyordu işte. Zaman zaman kendimi önyargılı ve yanlış yapıyormuşum gibi hissetsem de huy değiştirmek fazla zordu. Huylarımdan biri de kimseye sırrımı veremiyor oluşumdu sanırım. Ortaokulun son senesinde cinsel eğilimimi yeni yeni farkediyordum. Evde ve yakın arkadaşlarım arasında hiçbir sorun teşkil etmeyen bu durumu yeni edindiğim bir arkadaşıma açmamla başlamıştı bu güvensizlik. Sınav sonuçlarımıza göre seviye sınıflarına alındığımız stresli bir dönemdi ve bizimkilerle farklı sınıflara düştüğümüzden dolayı mecburen yeni birileriyle kaynaşıyorduk her birimiz.
Ben de başlarda bu duruma fazlaca üzülsem de zaman geçtikçe kendimi her şeyin iyi olacağına inandırmayı deniyordum. İyi olması içinse kendimi yalnız hissetmiyor olmam gerekiyordu. Ya da ben öyle sanıyordum. Birkaç haftalık kaynaşma sürecinden sonra konu her nasılsa benim cinsel eğilimime gelmişti. Asıl hikaye de bundan sonraydı... Tüm okula ismim duyurulmuş, bazı öğretmenlerimin bile konuştuğu tek konu ben olmuştum. Tüm bu travmatik olaylar yaşanırken ben tek bir kişiye kızıyordum; kendime...
Muhtemelen o dönemki psikolojim bana "eğer sen anlatmasan bunlar olmazdı" diyordu. Fakat şimdi düşündükçe farkediyordum ki birine güvenmek sizi suçlu falan yapmazdı. Karşınızdaki insanın karaktersiz olması tamamen onun kendi suçuydu.Karşımda merakla beni izleyen Yangyang'a bakarken neler olabileceğini hesaplıyordum. Tamam, her şeyi anlamıştı ve ben ne dersem diyeyim eğer istese Mark'a anlatıp beni rezil edebilirdi. Ancak bu zamana kadar gözlemlediğim tek şey samimi ve iyi biri olduğuydu. Buna tutunarak ona güvenmek istiyordum. Her şey bir yana, bana yardım edebileceğine kalben inanmasa da dili söylüyordu sonuçta. Eğer Mark'ı sevseler bizimkiler de bana yardım ederlerdi muhtemelen, nasıl olacağını bilmesem de ederlerdi diye umuyordum, fakat şimdilik düşündükleri tek şey benim aptal bir aşık olduğumdu.
"Daha ne kadar düşüneceksin Donghyuck? Tamam... Bana güvenmeyebilirsin. Haklısın da... Sonuçta Mark Hyung benim abim gibi ve ona anlatmamdan korkuyorsun muhtemelen. Ama inan bana söylemek istesem sana belli etmeden her şeyi ona anlatırdım. Anlıyor musun?"
Kahvesinin son yudumunu alıp bardağı kenara ittirmişti. Bense hala masada duran ellerimi seyrediyordum. Xiaojun mutfakta bulaşık yıkarken burada oturmam biraz haksızlıktı fakat öyle berbat bir haldeydim ki ayağa kalkamıyordum. Midem en son Jeju'dayken Teokbokki ve ramen yemekten kusacak hale geldiğim günki gibi bulanıyor, kulaklarım hala uğulduyordu.
"Ben... Ne demem gerektiğini bilmiyorum. Mesele sen değilsin Yangyang. Mesele... Sadece bu çok ani oldu tamam mı? Ben kimsenin farkedebileceğini aklımdan bile geçirmezken sen aniden gelip Johnny Hyung bile biliyor diyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Finally//Beautiful Stranger • markhyuck
Teen Fiction//markhyuck// ... Birkaç kez sertçe yutkunup ilk kez dolan gözlerini gizlemeden gözlerime baktı. Yağan yağmur muydu bütün bedenimi üşüten, yoksa onu bu denli güçsüz görüşüm müydü bilmiyordum. " Değişimden korktuğumu biliyorsun, belki de bu yüzden he...