Jeno'nun Laneti

1.9K 213 121
                                    

Seul, Güney Kore~

Bahçede Jaemin'in ettiği özrün hemen ardından tekrar kavga etmeye başlamamızla bizi ayıran Renjun ve Jeno sayesinde bahçe kapısından yeni bir rezilliğimizi seyreden Chenle ile muazzam bir kahvaltı etmek üzere eve girmiştik. Bize kalsa bir süre daha benim "masa" terapimin ne kadar mantıklı olup olmadığını tartışacaktık. Doğrusu masanın altına saklanmak için sürekli yeni bir sebebi üretmekteydik ve biraz daha kendime uzun bir masa örtüsüyle beni gizleyecek bir masa bulamazsam ne yapacağımı bilmiyordum. Bu benim bir nevi terapimdi. Neden kimse anlamıyordu?

Ettiğimiz kahvaltıdan sonra Lucas bizi okula bırakmaya ne kadar ısrar etse de metroyla gitmek ve yolları öğrenmek istediğimizi söylemiştik ki bu koca bir yalandı. O da bunun yalan olduğunu anlamış olsa da Jaemin ve benim de ısrarlarımla sonunda gitmişti. Evet ikna kabiliyetimiz oldukça iyiydi, bazen.

Aslında öncelikle Jaemin'in çantası için karakola gitmemiz gerektiğini söyleyememiştik zira onun başına da bela olmak istemiyorduk. Zaten yeterince rezil olduğumuzu varsayarsak onu kendi halinde bırakmak ve kendimizi daha da küçültmemek en iyisiydi sanıyorum. Üstelik ailesiyle hala tanışamamıştık ve bu da diken üzerinde hissetmeme sebep oluyordu. Nasıl insanlar olduğunu bilmeden evlerinde kalmamız da cabasıydı.

Chenle ve Lucas dahi evden ayrıldığı halde bizim evden bir türlü çıkamıyor oluşumuzun tek sebebi herkesin başka bir yanda oyalanmasıydı. Bazen kendimi çocuklu anneler gibi hissediyordum ancak bu kesinlikle benim daha sorumluluk sahibi olduğum anlamına gelmiyordu.

"Renjun geç kalıyoruz biraz daha aynadan kendini seyretmeye devam edersen kafanı aynaya geçireceğim! Tanrı aşkına!"

Jeno asabi sesiyle acele etmemizi belirten milyonuncu tehditini savururken Renjun hala beresini düzeltmekle meşguldü. Elimdeki telefonumla birkaç poz resmini gizlice çekmeden edemedim. Bunu sıkça yapardım.

"Biraz daha parfüm sıksaydın keşke..böylelikle daha erken geberip sizden kurtulurdum! Pembe kafa!"

Jaemin odaya girdiğinde üzerine boşalttığı ne koktuğunu asla anlamadığım parfüm kokusu adeta odada yel gibi esmişti. Şimdiden başımın döndüğünü hissediyordum ve Jeno bu sefer haklıydı sanıyordum ki.

"Karakol ve okul kapanmadan evden çıksak artık! Yah hazırlandık sizi bekliyoruz!"

Sonunda patladığımda sesim biraz fazla çıkmış olacak ki Jaemin ve Renjun kendilerine gelebilmişlerdi.

"Geldik aman be!"

Jaemin olabildiğince çirkef bir şekilde söylenip evin kapısına sanki bizi hiç bekletmemiş havasında çıktığında ise bugünün bizi sadece bizim aptal kavgalarımızla sınamasını diliyordum. Tanrım duyuyor musun?

***

Seul sokakları, Seul insanları ve Seul'e ait her şey fazlaydı.

Bunca renk, bunca desen ve insan fazlaydı bana. Her yerden bir insan çıkıyor, birbirini iten insanlar özür bile dilemiyordu. Ve tüm bu itişmeye rağmen herkes moda dergisinin kapak modelleri kadar düzgün giyinimli ve modern gözüküyordu. Tek parça olarak eve dönebilirsek, üzerimdekileri kontrol edecek ve kendime puan verecektim.

İlerde ben de bu insanlardan biri mi olacaktım? Elimde bir bardak kahveyle sokakları turlayacak ve yüzümdeki parlak makyajı tamamlayan giysilerimle caddelerde hava mı atacaktım? Oysa ben daha spor giyinir, esmer tenimi kendi halinde bırakır ve çok az parfüm sıkardım. Hatta parfüm benim için oldukça süslenmek demekti. İşte! Buraya uymadığıma dair bir noktaya daha parmak basmıştım.

Finally//Beautiful Stranger • markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin