Afran Damlası (+18)
  • مقروء 308,673
  • صوت 27,737
  • أجزاء 86
  • مقروء 308,673
  • صوت 27,737
  • أجزاء 86
إكمال، تم نشرها في أبريل 03, 2021
للبالغين
intikamıyla buz tutmuş bir cehennemi, masumiyeti ile yıkan bir sevda Damlası masalı.
Oğuz yaraları kanayan bir kadını kandırdığında kendi kurtuluşu için,
Afran pişmanlıkla kavrulacağı yaraları kendi eliyle açtı yüreğine.
Ve Damla yerle bir etti buz tutan yürekleri
جميع الحقوق محفوظة
الفهرس
قم بالتسجيل كي تُضيف Afran Damlası (+18) إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
or
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
AFRAN  بقلم ZeynoA4747
4 جزء undefined أجزاء مستمرة
Çok güzel bir rüyanın içindeydim öyle ki uyanmak istemiyordum. Yemyeşil kırlarda papatya tarlaları içinde yürüyordum. Üzerimde bembeyaz bir elbise ellimde hasırdan bir sepet vardı. Farklı bulduğum her çiçeği topluyor kokluyor ve sepetime koyuyordum. Biri bana sesleniyordu, net olmasa'da bir erkeğin sesine benziyordu. Sesin geldiği yöne baktım kimse yoktu. Önüme dönüp yürümeye devam ettim. Tekrar o ilahi sesi duydum bu sefer daha çok yakınımda geliyordu. Omuzlarımın üstünden arkama baktığımda da sırtı bana dönük bir adam gördüm. Korku sardı bedenimi. Bu adam kimdi? Benden ne istiyordu? Bana zarar verir miydi? Koca tarlada bir ben birde o vardı.. Yardım edin diye çığlık atsam sesimi duyan olur muydu? Rüyadan uyanır mıydım? 8"Afran'nım neden bana geç kalıyorsun? Neden beni bulmak için bir adım atmıyor sun? Gel artık bul beni çıkar beni kör kuyulardan?" "Sende kimsin ben seni tanımıyorum? Seni nasıl bulacağım?" "Kalbinin sesini dinle o sana doğru yolu gösterecek. Zamanı geldiğinde seninle yanyana geleceğiz ve hiç ayrılmayacağız.".. Kan ter içinde uyandım gördüğüm rüyada neyin nesiydi? 'Allah'ım sen hayırlara vesile et.' titreyen ellerimle terden sırılsıklam olmuş yüzümü sildim. Baş ucumda ki suyu içmeye çalıştım. Rüya öyle gerçekçiydi ki tüylerim diken diken oldu. Neden sürekli aynı rüyayı farklı şekillerde görüyordum? Bu rüyaların bir anlamı var mıydı? Yoksa ben mi deliriyordum? Emin değildim... Korku içinde başımı yastığa koyup uyumaya çalıştım dilimde tek bir dua vardı. Oda o rüyayı bir daha görmemek ti... «Zeynep Aldemir..» HİÇ BİR KURUM VE KİŞİLERLE ALAKASI YOKTUR!! HEPSİ HAYAL GÜCÜMÜN BİR PARÇASIDIR.. TELİF HAKLARI SAKLIDIR EN UFAK BİR SÖZ BİR ÇALINMA DURUMUNDA ADLİ İŞLEM YAPILACAKTIR...
Bir Damla Aşk ("AŞK'ın Yolu Bir" Serisi #2) بقلم AslimAk
1 جزء إكمال
Karşısındaki adamın gözlerinin içine baktı onu anlamaya çalışarak; ama bir türlü başaramıyordu bunu. Anlayamıyordu işte onu... "Unut gitsin," dedi belki de bininci kez. Demesi kolaydı aslında, kendisi için uygulaması imkânsızdı işte. Genç adama unut diyordu ama kendisi nasıl unutacaktı bilmiyordu genç kız. İlk aşkını, ilk erkeğini ve hatta... Aklına gelenle gözlerini acı içerisinde yumdu. Her şey çok güzel olabilirdi oysa. Mutlu olabilirlerdi; eğer sevdiği kadar sevilseydi! "Unutamayacağımı biliyorsun! Benimle evlenmeni istiyorum,'' dedi adam. Sesi hiç olmadığı kadar kararlı çıkıyordu bu sefer. Mavi gözlerini tekrar adamın yakışıklı çehresine dikti. Neden ısrar ediyordu ki sanki bu kadar? Sevmediği ve hiçbir zamanda arkadaşça duygulardan fazlasını beslemeyeceği bir kızla neden evlenmek istiyordu? Sırf o sebep yüzündense, evlenmeden de halledilebilirlerdi o sorunu. "Evlenmeyeceğim!" Oturduğu yerden hızla kalkarak çantasını eline aldı. "Seninle olmakla büyük bir hata yaptım, evet haklısın; ama bundan daha da büyük bir hata yaparak, sırf vicdanını rahatlatmak isteyen bir adamla evlenmeyeceğim. Kalbinde bana karşı bir damla aşk bulunmayan bir adamla evlenmeyeceğim.." Bu son sözlerinden sonra hızlı adımlarla ayrıldı kafeden genç kız. Daha genç adama sırtını döner dönmez, süzülmeye başlamıştı inci taneleri yanaklarından. Elinde değildi... Çok seviyordu. Her şeyden çok; ama olmazdı... Onun başkasını sevdiğini bilirken onunla evlenemezdi.
BUZ KIRAĞI بقلم bernailm
65 جزء undefined أجزاء مستمرة
Şu an tam olarak neredesiniz? Yirmi numaralı otobüsün üçüncü koltuğunda mı? Evde, okulda ya da iş yerindesiniz. Kısa bir mola verdiniz ve pencere kenarında bir fincan kahve içiyorsunuz. Belki de bir arkadaşınızla buluşmak için yola çıktınız. Ne kadar da sıradan bir gün, değil mi? Her şey son derece normal! Hiç düşündünüz mü ya her şey bir anda altüst olursa? Örneğin buluşmak üzere yola çıktığınız arkadaşınızın sizinle ilgili gizli bir planı varsa! Ya da bindiğiniz o otobüsün en arka koltuğunda, sizi hayatınızın dönüm noktasına götürecek olan kişi oturuyorsa! Siz her şey akışında gidiyor zannederken ya kaderiniz üstünüze yağacak buz kırağı için en uygun şartları hazırlıyorsa... Bütün bunlar bir yana, peki ya hayatınızın altı, üstünden çok daha güzelse! Baran Demiroğlu: Sıradan bir gün yaşadığını zannederken kendini cayır cayır yanan bir evin önünde buldu. Alevlerin arasında canının parçaları vardı ama o hiçbir şey hatırlamıyordu. Üstelik önünde de bir benzin bidonu vardı. Hayatı bir anda altüst oldu... Bahar Saygın: İstanbul'un en başarılı adli psikiyatrının kliniğinde staja başladığında her şey son derece normaldi. Ama bir gün kliniğe ailesini diri diri yakmakla suçlanan bir hasta getirildi. Hayatı bir anda altüst oldu... & "Ruhuna ben bulaştım. Artık kurtulamazsın..." Yayınlanma tarihi 10 Nisan 2019
MUKADDERAT بقلم yagmurunhikayeleri
62 جزء undefined أجزاء مستمرة
Gökalp mahallesinde satırlara dökülen aşkların hız kesmeden devam etmesinin hemen ardından... Yıllar yılı içinde biriktirdiği o büyük aşkı daha fazla kaldıramayan Meryem için hayat, zorlu mücadelelerle geçip gidiyordu. Kalbini demirden pençelerle sıkıştıran o aşk için canını dişine takarak savaşmasına rağmen yine de hiçbir çaba elde edememek genç kadını çılgına çeviriyordu. Biliyordu, aşkı karşılıksızdı; sevdiği adam ona karşı bir şeyler hissetmiyordu ve muhtemelen de hiçbir zaman hissetmeyecekti. Bu gerçek Meryem'in yüzüne her gün bir tokat gibi çarpıyor ve onu hayal alemine dalmaktan son anda kurtarıyordu. Öte yandan Gökalp mahallesinin en korkulan adamı unvanına sahip Mert için de hayatın pek kolay olduğu söylenemezdi. Mert genel olarak hayatını sınırlarda yaşamayı seven bir adamdı. Agresif ve hoyrattı. Kendisi istemedikçe hiç kimse onun alanına giremezdi. O namı diğer Kasımpaşalı'ydı. Lakabının anılması bile çevresine korku salmasına yetiyordu. Mert bir gün, yüreğinin derinliklerinde bir yara olarak taşıdığı o büyük sırrın kendisini yiyip bitirmesine dayanamayıp yaşadığı yerden ayrılmak zorunda kaldı. O mahallede son gördüğü şey ise Meryem'in gözlerindeki o yakıcı ifade olmuştu. Bunu, ondan ayrıldığı dakikadan itibaren asla unutamamıştı. O, sevdiği kadın için yanmayı göze almış cesur bir adamdı ama aynı zamanda, sevdiği kadını ardında bırakıp gidebilecek kadar da korkaktı aslında. Yıllar sonra geri döndüğünde ise... Her şey değişmişti. Ya da aslında her şey yeterince değişmemiş miydi?.. Bilinen tek bir şey varsa o da bu kez aşkı için çabalayanın Kasımpaşalı olacağıydı... Kaderi baştan yazan iki karakterin, birbirleri için nasıl savaşlar verdiklerine şahit olacağınız bir aşk romanı!