65. Bölüm

46.7K 2.1K 1.9K
                                    





Çok severek yazdığım bu bölümü sevgili ___sab1na_ ve Hysmyraa ya ithaf ediyorum. Ben her bölüm satırların arasına kalbimi bırakıyorum. Ve siz her defasında koşa koşa geliyor, kalbinize emanet ettiğim kalbimi koşulsuzca sarıp sarmalıyor, bağrınıza basıyorsunuz🙏🏻 İyi ki varsınız, hep var olun♥️

Bölüm sonunda ufak değişiklikler var, yeniden okumak isteyenlere duyurulur...


Fırat Ç.

'Yüzün geçmişten kalan

Aşka tarif yazdıran..."

Gülümsemesi dudaklarında asılı kaldı. Kayıtsız bakışlarının ardına gizlediği keder, yağmur bulutları gibi çöktü kirpiklerine. Yutkundu. Parmaklarını dudaklarına bastıracaktı şimdi. Titreyen alt dudağını gizlemek için. Bastırdı. Siyah elbisesinin açıkta bıraktığı omuzları aşağı doğru düşerken bakışlarını etrafta gezdirdi. Hissediyordu.

'Sisliydi kirpiklerin, ve gözlerin yağmurlu

Yorulmuşsun, hakkını almış yılların...'

Masadaki herkesin dikkatini üzerine çektiğinin farkında değildi. Sinem omzuna dokunarak bir şeyler söyledi fakat duymadı. Elindeki bira bardağını masaya bıraktı ve üst kattaki localara çevirdi bakışlarını. Hipnoz etkisi altındaki bir insan gibi tüm uyaranlara kendini kapatmış, dış dünyadan tamamen soyutlanmıştı. İçinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun, karşı koyamadığı bir trans haliydi bu. Müziğe olan tutkusunun tetiklediği şartlı refleks ya da. Ansızın çalan bir şarkı, ördüğü tüm duvarları, kapattığı tüm kapıları yerle bir etmeye yetiyor, zihni, geçmişte takılı kaldığı bir an'a yolculuğa çıkıyordu. Şu an olduğu gibi.

'Elfida, bir belalı başımsın

Elfida, beni fark etme sakın

Omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın

Elfida, hep aklımda kalacaksın...'

Kulübü tıka basa dolduran kalabalığın üzerinde gezinen bakışları anbean hırçınlaşıyordu. Kalbi, büyük bir ihtiyaçla beni arzuluyordu çünkü. Tıpkı benim onu arzuladığım gibi. Bizi birbirimize mecbur eden olağanüstü bir çekim vardı aramızda. Benim de ilk kez tecrübe ettiğim, akıl sınırlarını zorlayan, karşı konulmaz mistik bir güç. Daha önce tatmadığım bir aidiyet hissi. Varoluş sebebim gözlerine bakmakmış gibi çılgınca bir arzu, derin bir tutku. Göğsümün ortasında hiç sönmeyen bir ateş.

Aradığını bulamayan isyankar yeşilleri boşluğa dalarken eli sol göğsünün üzerine yerleşti. Sadece hissetmiyor, biliyordu. Tam şu an onu düşündüğümü, 28 Ekim gecesindeki o an'da onu beklediğimi biliyordu.

Masaya yaklaşan garsonun bardaklardan birini devirmesiyle kendine geldi. Saçlarını yüzünden uzaklaştırıp derin bir nefes aldı. Kirpiklerine çöken bulutlar hızla dağıldı. Kayıtsız bir gülüş yerleşti dudaklarına. Maskesini takmıştı. Masaya bıraktığı bira bardağını alarak geriye doğru yaslandı sonra. Ceren ve Sinem'in tedirgin bakışlarının farkındaydı. Ve Yavuz'un.

Masadaki bardakları ağız kısımlarından tutarak toplayan garson, yerine yenilerini bıraktı. Göğsüm sarsıcı bir panik dalgasıyla sıkışırken cama yaklaştım. Oğuz'un işletmelerinde çalışan hiçbir garson böyle bir hataya düşmezdi, mümkün değildi. Hepsi son derece profesyoneldi. Bakışlarım yüzüne çevrildi hemen. İlk dikkatimi çeken kaşının üzerindeki belli belirsiz yara izi oldu. Soğukkanlı duruşunun aksine yersiz bir telaş hakimdi gözlerinde. Başını çevirmeden sürekli etrafı kolaçan ediyor, masadakilerle göz teması kurmaktan özellikle kaçınıyordu. Önceki gece de Eylem'in olduğu masaya servis yaptığını fark ettim o an. Belki daha önceki gecelerde de. Neo'ya mesaj attım hemen.

İSYAN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin