Epey uzun bir bölümle geldim okurcanlar. Çayımı da doldurdum sizi bekliyorum☕️🍰Ve bu bölümü çok kıymetli okurum @digokdemsu ya ithaf etmek istiyorum. İlk günden bu yana yanımda olduğun, bunu bana hissettirdiğin, istisnasız her bölüm yaptığın yorumların ve twitterdaki paylaşımların için çok çok teşekkür ederim canım🙏🏻 Minnettarım♥️
Eylem
Uğultu. Kulaklarımı, zihnimi, kalbimi, ruhumu allak bullak eden kesif bir uğultuya teslim olmuştum. Hayatım bir girdap gibi amansızca dönüyor ve ben o girdabın ortasında savrula savrula dibe doğru çekiliyordum sanki. Bir an önce düşmek için çabaladıkça daha hızlı savrulduğumu hissediyor, sonsuz bir paradoksun içinde yara bere içinde yuvarlanıp duruyordum.
Sakin geçen tek bir günüm yoktu. Bela mıknatısı olduğumu söylemeyi çok isterdim fakat belanın ta kendisi olduğumu bilecek kadar çok zaman geçirmiştim kendimle. Sorun bendeydi.
Fırat insanlıktan çıkmış gibi Aras'ın boğazını sıkmaya devam ederken "Kim bu Eylem?" dedi Aras güçlükle. Çok efendi çocuktu. Ağzını burnunu kırmak için icazet alıyordu.
"Kır kır" dedim küfreder gibi "sakıncası yok!"
Çoktan hak etmişti.
"Benden günah gitti" dedi Aras ve kafasını Fırat'ın burnuna geçirdi. Geçirmeye çalıştı ya da. Aynı saniye içinde yüzüne inen yumrukla, başı arkasındaki duvara çarptı.
Çıkan gürültüyle birlikte yüreğim ağzıma gelirken "Fırat!" diye bağırdım telaşla ve kolunu tüm gücümle çekiştirmeye başladım "Bırak artık, yeter, öldüreceksin çocuğu?!"
"Tamam!" dedi ellerini iki yana açıp "Tamam bıraktım!" Uzun bir soluk aldıktan sonra gözleri gözlerimi buldu "Tamam, bıraktım!" Bırakmıştı fakat şakağında atan damar, kendini ne kadar zor tuttuğunun habercisi gibiydi.
"Laann!" diye kükreyerek dizini Fırat'ın karnına geçirdi Aras. Geçirememiş de olabilir bilmiyorum. Tek bildiğim Aras'ın kafasının ikinci kez duvara çarptığı. Ve Fırat'ın Aras'tan daha güçlü olduğu.
Ceren çığlık çığlığa bağırdı. Sinem bir şeyler yapması için Oğuz'a yalvarıyor, Oğuz'sa beni uzaklaştırmaya çalışıyordu. "Eylem çekil, karışma!"
Fırat boğazına yerleştirdiği koluyla Aras'ı duvara bastırırken "Vursana!" diye bağırdı. Boynundaki ve kollarındaki damarlar patlayacak gibiydi fakat sabırla Aras'ın karşılık vermesini bekliyordu. Gece boyunca bastırmaya çalıştığı öfkesini Aras'tan çıkartacaktı.
"Kimsin lan sen?!" dedi yine ölümcül bir hınçla "Ne işin var benim karımla, cevap ver?" Kolunu yukarı doğru ittirip nefes almasını imkansız hale getirdi "Cevap ver yoksa keserim soluğunu!!!"
Aras kıpkırmızı olmuş yüzüne rağmen tüm gıcıklığıyla sırıttı "Sakin ol şampiyon! Yemedik karını. Arada takılıyoruz sadece."
Salak.
Fırat delirdi. Çenesinden tuttuğu gibi başını duvara çarptı Aras'ın "Düzgün konuş lan! Düzgün konuş, o dilinin kemiğini sikerim senin!!!"
Aras Fırat'ı tüm gücüyle ittirerek geriye doğru savrulmasına neden oldu "Takılıyoruz dedik ya kanka, ne bu şiddet bu celal?" Tek kaşı alay edercesine yukarı doğru havalandı "Karının hepimizden daha delikanlı olduğunu bilmiyor musun yoksa sen?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYAN ÇİÇEĞİ
RomanceFırat bencildi, İsyan Çiçeği asiydi, lakin kaderleri bir yazılmıştı. İkisi birbirine aitti, ayrılık ölüm getiriyordu...