2019'un ilk gününden hepinize merhaba çok sevgili okurcanlarım😍 Yeni yıl hepinize sağlık ve mutluluk getirsin inşallah🙏🏻 bol kahkahalı, aşk dolu bir yıl olsun♥️Eylem
Fırat'ın teklifi her ne kadar mantık dışı olsa da garip bir şekilde hoşuma gitmişti. İlk günden itibaren asla ödün vermediği güçlü ve kararlı duruşuna yakışır bir şekilde dimdik duruyor ve beni kanatlarının altına alacağını söylüyordu. Asla kabul edebileceğim bir şey değildi, ki zaten bir erkeğin korumasına da ihtiyacım yoktu fakat içimde bir yerlerde sakladığım küçük kız çocuğu sevinç çığlıkları atıyordu.
Babam öldüğünden bu yana kimse beni böylesine sahiplenmemişti. Sadece sözleri değildi böyle hissetmemin nedeni, bakışları, karanlık bakışları bir koruma kalkanı oluşturuyordu çevresinde ve şimdi beni de o çemberin içine almıştı. Ateşten bir çemberdi etrafımızı saran ve Fırat izin vermediği sürece kimse cesaret edemezdi o ateşe elini uzatmaya.
Yapamazdım fakat yapmak istiyordum. Sadece bu gece o çemberin içine girip içimdeki devasa boşluktan kurtulmak istiyordum. Unutmaya başladığım o hissi bir kez daha tatmak istiyordum. Beni yiyip bitiren yalnızlık illetinden kurtulup sahiplenilme duygusunu iliklerime kadar hissetmek istiyordum. Bakışlarının vadettiği o koşulsuz güven duygusuna teslim olmak istiyordum. Babamın kollarındaki küçük kız çocuğu olmak istiyordum.
"Bana sarılır mısın?" dedim gururumu hiçe sayıp.
Ne düşüneceği umurumda bile değildi. Şu an hissetmediğim ama sonrasında dibine vuracağım pişmanlık ve utanç da umurumda değildi. Sadece teslim olmak istiyordum. Fırat'ın güçlü kollarına teslim olup unutmaya yüz tuttuğum o korunma hissini tekrar hatırlamak istiyordum.
Boynumda gezinen parmağı dudaklarımdan dökülen kelimelerle tenimdeki yolculuğuna ara vermiş, gözleri kısa bir an şaşkınlığını gizlemekte başarısız olmuştu. Tanıdığım en ukala insan olduğunu düşünürsek birazdan benimle dalga geçecek olma ihtimali hayli yüksekti. Fakat o ihtimali düşünmek istemiyordum şu an. Sadece bana sarıldığında hissedeceğim o güven duygusuna odaklanmak istiyordum.
"Lütfen" dediğimde hafifçe gülümseyip "Gel buraya" dedi anlayışla. Tuhaf bir şekilde anlıyordu beni.
Aramızdaki mesafeyi kapatıp kollarını bedenime sardığında sessizce gözlerimi kapattım. Beynimi devre dışı bırakıp duygularıma teslim olmam çok sık yaptığım bir şey değildi fakat şimdi tam zamanıydı. Aksi halde koşarak dünyanın öteki ucuna kaçmam gerekirdi.
Başımı göğsüne yaslayıp ellerini sırtımda gezdirmeye başladığında kalbim bir kuş gibi kanat çırpıyordu. Bir çocuğun bayram sevinciydi yaşadığım. Hiç kıpırdamadan, düşünmeden, huzurla, güvenle, teslimiyetle kalp atışlarını dinliyordum. Yıllardır ilk defa kalkanlarımı indiriyordum ve yalan da olsa Fırat'ın beni tüm kötülüklerden koruyacağına inanıyordum. Bizzat kendisinin beni üzeceğini bile bile kimsenin beni üzmesine izin vermeyeceğine inanıyordum. Güçlü kollarının yorulmuş kalbime dayanak olacağına inanıyordum. Hayaldi belki ama güzeldi. Bu gece hayaller gerçeklerden daha güzeldi.
Abim o kadının kızı olduğumu söylediğinde bunun beni ne kadar yaralayacağını biliyordu. Bu konuda ne kadar hassas olduğumu, o kadından ölesiye nefret ettiğimi biliyordu. Buna rağmen öfkesine yenik düşmüş, zehir saçan sözleriyle içimdeki abi sevgisini yerle bir etmişti. Oysa ben abimi sevmek istiyordum. Her şeye rağmen, bakışlarındaki uzaklığa rağmen onu sevmek için bahaneler üretiyordum yıllardır. Beni sevsin diye sineye çekiyordum tüm fevri çıkışlarını. Ama olmuyordu demek ki. Zorla sevilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYAN ÇİÇEĞİ
RomanceFırat bencildi, İsyan Çiçeği asiydi, lakin kaderleri bir yazılmıştı. İkisi birbirine aitti, ayrılık ölüm getiriyordu...