86. Bölüm

23.1K 1.5K 1.2K
                                    






Selam okurcanlarım🤗

Çaylarımızı aldıysak zihinleri şöyle bir boşaltalım, dünyayı bir kenara bırakalım ve İsyan Çiçeği'min satırlarında dinlenelim biraz🫠

Bölüme geçmeden önce söylemek isterim ki her bölüm, istisnasız her bir yorumunuzu tek tek okuyor ve her biri için çok çok teşekkür ediyorum🙏🏻

Her şey sizinle güzel♥️



Eylem

7 Mayıs 1990.

En sevdiğimin dünyaya geldiği gün.

7 Mayıs 2020.

Miniğimin gelişiyle müjdelendiğim gün.

Dünyanın en güzel günü, dünyamın en mutlu günü. Dilim, dudaklarım konuşmaktan aciz fakat öpüşmekten asla geri durmuyor, öpmenin, öperek anlaşmanın kitabını yazıyorlar. Durduramıyorum.

Ellerim yüzünde, sakallarında, parçalarcasına öptüğüm dudakları ismimi mırıldandığında "Hımm" dedim dudağından içeri.

Elini kalbimin üzerine yerleştirdi, "Sakin" dedi.

Geri çekilme cesaretini gösteremiyor, geri çekilmem için usulünce uyarıyordu.

Ben de isterdim çekilebilmeyi fakat içinde bulunduğum şartlar altında mümkün değildi maalesef. Alt dudağımdaki sızı, delicesine çarpan kalbim, boğazımı yakan nefesim, alev alev yanan bedenim...

Asla mümkün değildi. Bıçak kemiğe dayanmıştı, bu ateş bu gece sönecekti.

Parmaklarım ensesindeki saçların arasına karışırken "Fırat" diye inledim nefes nefese. Aman dilenir gibi, çok özledim der gibi.

"Eylem!" dedi, bi' dikleşti, uzaklaştı "Sınırdayım, yapma!"

Can çekişiyormuş gibi verdiği nefes nefesime karışırken ellerini belime yerleştirdi, koltuğa bıraktı bedenimi. Tişörtünün yakasını çekiştirdi sonra, dirseklerini dizlerine dayadı, saçlarını karıştırdı sertçe. Sakinleşmeyi becerememiş olsa gerek, "Ben bir sigara içeyim" diyerek uzaklaştı.

Arkaya doğru devrildim, başımı koltuğa yasladım. Bir of çektim derinden, karşıki duvar hafiften titredi gibi oldu. Çok ciddi enerji birikimi söz konusuydu, deprem yakındı. Minimum sekiz olarak öngörüyordum şiddetini. Fay hattında yaşadığımız için, sekizlere dokuzlara alışkındık haliyle fakat durum biraz farklıydı şimdi. İçimde bebek vardı.

"Oluyor öyle bazen" dedim sessizce "gelir şimdi."

Olmadık yerlerde aniden yükselebiliyorduk evet. Bir dokunuş, bir bakış, bir söz yetiyordu, aklım başımdan gidebiliyordu. "Baban daha kontrollü normalde fakat yokluktan çıktı diye öyle oldu sanırım."

"Aç mısın?" diyen abimin sesiyle doğruldum, saçlarımı düzelttim. "Yok, yedik köşkte."

Elindeki mandalina dolu tabağı kucağıma bıraktı "Niyazi'nin selamı var."

"Şimdi mi aldın?" dedim, ağzım sulanmıştı.

"Sen gittiğinden beri çürüyordu mandalinalar. Getirme dedim ben de Niyazi'ye. Şimdi mandalina sorunca anladı geldiğini."

Aceleyle soyduğum mandalinayı iki seferde ağzıma attım, ikinciye uzandım "Umarım kapıya gelmez."

Fırat'ın Niyazi'yla ilgili pornografik fantezileri vardı malum.

İSYAN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin