Merhaba okurcanlarım🎈Çok severek yazdığım bu bölümü sevgili @sabihaşirin' e ithaf ediyorum🙏🏻 Geçmiş doğum günün kutlu olsun Sabihacığım♥️ İsyan Çiçeği'mi hayatının merkezine koyman ne derece doğru bilmiyorum fakat bir yazar olarak bu durumdan tarifsiz mutluluk duyuyorum😅 Canım çiftimi baş köşesine oturttuğun o güzel kalbinden öperim, nice mutlu yaşlara❣️
Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum canlarım, gözlerimi yolda bırakmayın♥️
Eylem
Evimde ilk gecem.
İlk gecemiz.
Ayaklarımın yerden kesildiği, başımın alabildiğine döndüğü muhteşem bir günün ardından bana ait bir evde, ilk evimde, kocamla ilk gecemizdi. İçimdeki coşkuyu, kalbimdeki kıpırtıyı dizginleyebilmem elbette ki mümkün değildi fakat uyumama engel olan çok daha elzem bir problemimiz vardı.
"Fırat!" dedim başımı yastıktan hafifçe kaldırarak. Sırtımı göğsüne daha çok bastırdı, ayaklarımı ayaklarının arasına aldı. "Uyu sevgilim."
Yatak odasına, yatak odamıza yerleştirilen geniş yatakta sarmaş dolaş yatıyorduk. Bir salon bir de mutfak vardı bu katta. Üst katta da ikinci bir yatak odası ve terasa bağlanan geniş bir oda. Küçük, sıcak, kutu gibi bir evdi. Salona yerleştirilen köşe koltuk, üzerinde yattığımız yatak ve banyodaki havlular dışında da boştu.
"Böyle olmaz" diye söylenerek başımı tekrar yastığa bıraktım "çok fena saçmalıyorsun şu an."
"Yorgunum Eylem" dedi uykulu sesiyle "sabah bakarız çaresine, uyu şimdi."
Dur durak bilmezsen yorulursun tabii.
Asla ikna olmayacağını bildiğim için yatağın kenarına bıraktığım telefonuma uzandım, Oğuz'a mesaj attım. "Oğuz Fırat'ın dikişleri açıldı, kanıyor. Konum atıyorum."
Biz ikimiz vahşi hayvanlar gibi çiftleşirken dikişleri açılmıştı evet.
Oğuz çevrim içi olduktan birkaç saniye sonra mesajımı yanıtladı. "Geliyorum."
Fırat'ın uykuya daldığı yaklaşık kırk dakikalık bir sürenin ardından kapı çaldı. Kalkmak için hareketlendim fakat belime doladığı kolu kalkmama izin vermiyordu. Kapı ikinci kez çaldığında uyandı neyse ki. Kolunu üzerimden çekerken "Ah" diye bir inilti döküldü boğazından "Hay sikeyim!"
"Dur tamam" dedim telaşla "dur sen, ben açarım."
Süratla ayağa kalktıktan sonra yatağın ayak ucuna doğru ilerledim, zıplayarak indim yataktan. Kapı üçüncü kez çaldı, ayaklarım birbirine dolandı. Düşmekten son anda kurtuldum, hızla kapıya koştum.
Otomata bastıktan sonra kapıyı hafifçe araladım fakat omzumun üzerinden uzanan kol nedeniyle kapı tekrar kapandı. Fırat peşimden gelmişti. "Ne yapıyorsun?" diye sordu onaylamaz bakışlarıyla.
"Kapıyı açtım" dedim "açmasa mıydım?"
"Birincisi kimin geldiği sorgulanmadan kapı açılmaz, içinde bulunduğumuz şartlarda hiç açılmaz! İkinci ve çok daha elzem olanıysa üzerimizde kıyafet yokken asla ve asla kapı açılmaz!"
Üzerimdeki şort ve bralete baktım "Var ya işte."
Başını hafifçe öne doğru eğerek gözlerime baktı "Yok diyorsam yoktur!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYAN ÇİÇEĞİ
RomanceFırat bencildi, İsyan Çiçeği asiydi, lakin kaderleri bir yazılmıştı. İkisi birbirine aitti, ayrılık ölüm getiriyordu...