Selam okurcanlarım♥️Uzun bir aradan sonra kavuştuk nihayet. Çok özledim, çok özlediniz, fazla tutmuyorum, yorumlarda buluşalım🎈
Eylem
'Bırak o silahı!'
'Yaklaşma!!! Sakın yaklaşma, çekerim tetiği!'
'Yanlış anladın Eylem. Ben... ben sadece... sen uyuyordun... çok güzel uyuyordun...'
'SEN BANA DOKUNAMAZSIN!!! Dokunamazsın sen bana! Ben uyuyorken de uyanıkken de sen bana dokunamazsın! Siktir git, uzak dur benden!!!'
'Beklerim. Sen izin verene kadar beklerim...'
'Yaklaşma!!'
'Tek bir şans istiyorum senden. Sana Fırat'ın gerçek yüzünü gösterebilmek için, sana kendimi anlatabilmek için...'
'Yaklaşma dedim!!!'
"Lütfen izin ver...'
'Çek ellerini üzerimden... dokunma bana...'
'Öyle çok hayal ettim ki bu anı...'
'Bırak beni, bırak, dokunma bana...'
İnsanlıktan çıkmış gözlerine, viski kokan nefesine, insafsızca bedenime uzanan pis ellerine tüm gücümle karşı koymak istiyor fakat tırnağımı dahi kımıldatamıyordum. Tek yapabildiğim bağırmaktı. Avaz avaz bağırıyordum, sesim çıkmıyordu.
"Dokunma!" diye bağırdım bir kez daha. Omzumdaki acı nefesimi kesti, başım yastığa düştü. Kabustu.
"Eylem" dedi Fırat. Gözlerimi kapattım. Şakaklarımdan süzülen yaşlar saçlarıma karıştı.
Bir hastane odasındaydım, Fırat yanımdaydı. Güvendeydim. Yanımda olduğunu bilmek güvende hissettiriyordu fakat konuşmak, yüzleşmek, sorgulanmak, anlatmak istemiyordum. Tek istediğim uyumaktı.
Yorulmuştum.
O kadar hızlı gelişmişti ki her şey, ruhum bedenimin gerisinde kalmış gibi hissediyordum. Bir et yığınından farksızdım, bomboştu içim. Ruhumun bedenime tekrar yetişebilmesi için, bir süre sadece durmam gerekiyordu. Durmamız gerekiyordu. Aksi takdirde sadece ruh sağlığımı değil, akıl sağlığımı da kaybedecektim. Delirmenin eşiğindeydim.
'Beni öldürürsen, sen de iki güne kalmaz donarak ölürsün Eylem, ver şu silahı!'
'Burada olduğumuzu bilen bir Allah'ın kulu yok. Ben isteyene kadar da olmayacak!'
'Sen o kurşunu bana değil kendine sıkıyorsun. Senin tek kurtuluşun benim, unutma!'
'Fırat gelmeyecek, ama ben buradayım. Yanındayım. Yanımdasın. Bir adım uzağımda. Kokun burnumda. Nefesin yüzümde...'
"Bırak beni. Bırak, bırak, bırak!!"
"Eylem aç gözlerini."
Açtım. Göğsüm hızla yükselip alçalıyor, kalbim boğazımda atıyordu. "Sevgilim" dedi Fırat.
Yüzüme uzanan elini bilinçsizce ittirdim "Dokunma!"
Ellerini geri çekti, "Tamam..." dedi "tamam dokunmuyorum."
Gözlerindeki acı, taş gibi oturdu boğazıma, nefes alamadığımı hissettim. Elim boğazıma gitti, doğrulmaya çalıştım, doğrulamadım. Doğrulamayacak kadar bitkindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYAN ÇİÇEĞİ
RomanceFırat bencildi, İsyan Çiçeği asiydi, lakin kaderleri bir yazılmıştı. İkisi birbirine aitti, ayrılık ölüm getiriyordu...